Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ATSO Meclisi’ne Konuk Oldu
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla videokonferans yöntemiyle gerçekleşti. Toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na katılımından dolayı teşekkür ederek, gündem hakkında bilgiler verdi.
ATSO Başkanı Davut Çetin, daha sonra Oda çalışmaları ve Antalya ekonomisindeki son durumu değerlendirdi.
Konuşmasına katılımı için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na teşekkür ederek başlayan Davut Çetin ”Türkiye Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de önemli bir mücadele vermektedir. Avrupa Birliği ve Almanya’nın seyahat kısıtlamalarını kaldırmak üzere ciddi bir diplomasi yürütülmektedir. Sayın Bakanımıza bu yoğun ve önemli gündemi içinde bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyorum” dedi.
HÜKÜMETİN KREDİ VE İSTİHDAM DESTEKLERİ CAN SİMİDİ OLDU
Antalya ekonomisi hakkında bilgiler veren Davut Çetin şunları kaydetti;
“Mart ayından bu yana hepimiz yoğun bir çabanın içindeyiz. Mart ve Nisan ayında en büyük derdimiz işyeri kapanmaları ve sektörlerin kredi ihtiyacıydı. Kredi temini için TOBB ve bankalar nezdinde çok uğraştık. Valiliğimizle birlikte işyerleri çalışma saatleri, şehir merkezinde ticaretin açılması canlanması için çalıştık. Kaleiçi’nde turizmin canlanması için düzenlemeler yaptık. Bu dönemde Hükümetin kredi ve istihdam destekleri can simidi olmuştur. Ekonomi Haziran ayında toparlanmaya başlamıştır, fakat pandemi etkileri turizmde, eğitim sektöründe, yeme-içme, perakende gibi birçok sektörde devam etmektedir.
Oda olarak Mayıs ayında önemli bir çalışma başlattık ve pandeminin bölgemiz ekonomisine etkisi konusunda bir rapor, ayrıca bir de anket çalışması gerçekleştirdik. Yani tespitlerimiz ve taleplerimiz bilimsel raporlara dayanmaktadır. Bu raporlarımızı size ayrıca takdim edeceğiz. Antalya pandemiden en iyi korunan il olduğu halde ekonomik açıdan en fazla etkilenen il olmaktadır.
Turizmde bu yıl yabancı ziyaretçi sayısında 2,5 veya 5 milyon civarında bir yere doğru gidiyoruz. Esasen bu sadece Avrupa’nın karar alması meselesi değildir. İspanya ve Yunanistan sınırları açılmıştır, ama turist yoktur. Yunanistan’da da ciddi düşüş beklenmektedir. Çünkü Avrupa’da çoğunluk ya tatile çıkmamakta ya da kendi bölgesinde, ülkesinde tatil yapmaktadır. Geçen hafta Avrupa’daki uçuş trafiği geçen yılın %75 altındadır. Ağustos ayında ancak %50’ye gelmesi beklenmektedir.”
ANTALYA EKONOMİSİNDE YÜZDE 15 İLE YÜZDE 22 ARASINDA DARALMA BEKLENİYOR
Yapılan çalışmaya göre bu yıl Antalya ekonomisini yüzde 15 ile yüzde 22 arasında bir daralma ve gelir kaybının beklediğini belirten Davut Çetin, “Bu gelir kaybının bir kısmı 2,5 aylık işyeri kapanmalarından gelmektedir, büyük kısmı ise turizm etkisidir. Zaten elimizde uçak krizini yaşadığımız 2016 yılının resmi sonuçları bulunmaktadır. 2016 yılında dış turizmde %43 düşüş yaşadık, diğer sektörlerde bugünkü gibi bir durum yoktu. Türkiye ekonomisi nominal olarak %11,5 büyürken, biz Türkiye ortalamasına göre %9,5 gibi bir kayıp yaşamıştık. Şimdi yaptığımız simülasyon çalışması da birkaç sektör dışında genel bir gelir kaybı yaşanacağını göstermektedir.” dedi.
PANDEMİ DÖNEMİNDE İŞLETMELERİMİZİN YÜZDE 43’Ü KAPANDI
ATSO’nun pandemi döneminde üyelere yönelik gerçekleştirdiği anketle ilgili bilgiler aktaran Davut Çetin şunları kaydetti;
“Anketimiz pandemi döneminde işletmelerimizin %43’ünün kapandığını göstermektedir. Yüzde 23 genelgeyle, %21 kendi kararıyla kapanmıştır. Yüzde 39 çalışma süresini düşürerek, kısmen çalışarak devam etmiştir. Normal biçimde devam eden %17’dir. Kapanma turizm, ticaret ve hizmet sektörlerinde daha fazla olmuştur. Kapanmayan işletmelerin de %47’sinde %50’den fazla ciro kaybı yaşanmıştır. Bu duruma rağmen mücbir sebep kapsamına giren işletme oranı anketimizde %26 çıkmıştır. Dolayısıyla mücbir sebep taleplerinin önemli oranda haklı olduğu anlaşılmaktadır
İşletmelerin yarısında çalışan sayısı sabit kalmıştır, işletmelerin %45’i çalışan sayısını azaltmıştır. Ankete katılan işletmelerin %28’sinde çalışan sayısı %50’den daha fazla azaltılmıştır. Bu da istihdam desteklerinin önemini göstermektedir. Çalışan sayısında azalma işten çıkarma anlamına gelmemiştir. İşletmelerin %8’i şirketi kapatmış, %8’i işten çıkarmaya gitmiş, %12 ücretli izin, %23 ücretsiz izin yöntemlerine başvurmuştur. Bu dönemde önemli bir konu kredi ve finansman sorunumuzdu. Anketimize göre üyelerimizin %41’i kredi kullanımını artırdı. Kredi kullanmakta sorun yaşayan üyemizin oranı %26’dır.
Üyelerimizin hangi desteklerden faydalandıkları da önemli bir konudur. Anketimiz gösteriyor ki, en çok fayda sağlayan destek kısa çalışma ödeneği olmuştur. İşletmelerin %20 kadarı birden fazla destekten yararlanmıştır. Üyelerimize önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri de sorduk. Yılın kalan ayları, yani ikinci yarısında olumlu beklentisi olanların oranı %17’dir. Üyelerimizin %72’sinin beklentisi olumsuz yöndedir. Turizmde olumsuz beklenti oranı %84’dür. Tarım ve inşaat sektöründe olumlu beklenti daha yüksektir. Hizmet ve ticaret sektöründe de %70’ler düzeyinde, sanayide %58 düzeyinde olumsuz beklenti vardır. Yine de üyelerimizin %70’i pandeminin etkilerinin bir yıl ve daha az sürede geçeceğine inanmaktadır. Bu da çok aşırı bir karamsarlık olmadığını göstermektedir.
Turizm sektörümüzde ise üyelerimizin %32’si 2 yıl, %31’i bir yıllık bir süre öngörmektedir. Bir yüzde beşlik kesim daha karamsardı, bir yüzde 6’lık kesim ise çok iyimserdir. İnşallah en iyi beklenti gerçekleşir. Biz Ocak ayında yıllık anket yapmıştık. O zaman taleplerde ilk sıralarda vergi indirimi, SGK prim indirimi, kira desteği ve faizlerin düşürülmesi vardı. Bugün vergilerin indirilmesi ve SGK prim indirimi yine ilk sıradadır. Sonra kredi desteklerinin devamı ve sicil affı, onun ardından da kira desteği gelmektedir.
ARTIK DESTEKLER İLLERE VE SEKTÖRE GÖRE SEÇİCİ OLARAK VERİLMELİDİR
Bu çalışmayı Antalya’nın pandeminin turizm etkisinden dolayı yaşadığı sıkıntıyı anlatmak için yaptıklarını dile getiren ATSO Başkanı Davut Çetin, “Artık destekler illere ve sektöre göre seçici olarak verilmelidir. Şu anda Ankara’daki bir işletme ile Antalya’daki işletmenin durumu aynı değildir. Ekonomi yönetimi kriterler koyarak seçici destek politikasına geçmelidir. Bugüne dek önemli finansman ve istihdam destekleri sağlandı, Antalya olarak, turizmin etkileri dikkate alınarak, mevcut desteklerin devam etmesini ve kira desteği sağlanmasını talep ediyoruz.
Dün bu konuda 1 ay uzatma kararı çıktı, kısa çalışma, iş akdi fesih yasağı ve işsizlik ödeneği de 1 ay devam edecek. Bu uzatma biraz daha nefes almamızı sağlamıştır. Bu konuyu bir süredir dile getiriyor ve kararı bekliyorduk. Desteklerin devamı piyasayı bir süre daha rahatlatıcı etki sağlar, ancak Antalya gibi illerde daha uzun süreli destek beklediğimizi de vurgulamak istiyorum.
Turizm ve turizme bağlı olarak pandemiden etkilenen sektörlerde istihdam desteklerinin bir kısmı gelecek yıla kadar devam etmelidir. İşsizliği önlemenin, vasıflı elemanı korumanın tek yolu kalıcı istihdam desteği sağlanmasıdır. Ayrıca bu konularda 3 aylık programlar açıklanırsa işletmelerin önünü görmesi mümkün olur. Kısa vadeli uygulamalar sektörlerde belirsizliği artırmaktadır” diye konuştu.
AVM İŞLETMELERİNDE KİRA EN BÜYÜK SORUN
Pandemiden yoğun etkilenen işletmeler için kira desteği verilmesini isteyen Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;
“Anketlerimize göre üyelerimizin %85’i kiracı durumdadır. Özellikle turizme bağlı, yeme-içme, perakende gibi sektörlerde, AVM işletmelerinde kira en büyük sorundur. Bu sektörler 3 aya yakın kapalı kalmıştır, şimdi de çok düşük kapasiteyle çalışmaktadırlar. Pandemiden yoğun etkilenen işletmeler için kira konusunda bir çözüm veya taraflar arasında uzlaşma Devletin görevi olmalıdır.
Ekim ayı sonrasında vergi ve SGK borçlarının birikmiş olması Antalya için bir risktir. Antalya’da konaklama, yeme-içme, eğitim, ulaştırma, özellikle AVM’lerdeki market dışı perakende sektörü, eğlence, spor mekanları ve kültür sektörü, kişisel bakım sektörlerinde mutlaka destekler devam etmelidir.
Turizm ve turizme bağlı sektörlerde işsizliği önlemenin, vasıflı elamanı korumanın tek yolu istihdam desteği sağlanmasıdır. Biz istihdam desteği beklerken, son dönemde tam tersi yönde gelişmeler konuşulmaya başlanmıştır. İşsizlik ödeneğinin artırılması gibi adımları kesinlikle kaldıramayız. Lütfen bu fon konuları şu dönemde gündeme gelmesin.”
YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATIMIZ ALTI AYDA YÜZDE 27 ORANINDA ARTTI
Pandemi döneminde üretim, ihracat ve yatırımda en iyi performansı tarım sektörünün gösterdiğini belirten Davut Çetin, “Yaş meyve sebze ihracatımız altı ayda %27 oranında artmıştır. Ancak sektörde girdi maliyeti artışı ve girdi finansmanı sorunu yaşanmaktadır. Tarımda önümüzdeki aylarda girdi finansmanına dikkat edilmelidir. Bu dönemde birçok sektör girdi maliyetlerinde artıştan yakınmaktadır. Ekonomi yönetimi bu konuları da dikkate almalıdır” dedi.
“YENİ NORMAL”E AYAK UYDURMALIYIZ
İçinde bulunduğumuz dönemde Hükümet ve bürokrasiyle STK’lar arasında daha etkin işbirliği mekanizmasının etkin olması gerektiğini vurgulayan Davut Çetin, “Özel sektörün gündemiyle siyasetin gündemi daha paralel gitmelidir. Uzlaşma millet olmanın gereğidir. Şu dönemde bir uzlaşma ve kucaklaşma moraline herkesin ihtiyacı var. Hem ekonomi yönetimine hem de bütün girişimcilerimize yeni normal konusunu anlatmalıyız. Pandemi sonrası dönemde öne çıkabilmek için sektörlerimiz, işletmelerimiz, eğitim kurumlarımız yeni normale ayak uydurmalıdır. Pandemi tüketim ve yaşama alışkanlıklarını değiştirmiştir. Dolayısıyla yılsonunda aşı bulunsa, gelecek yıl herkes aşı olsa bile bazı sektörlerde tamamen eskiye dönüş olmayacaktır. Ayrıca turizmde geçmiş tecrübelerimiz toparlanmanın 2 yıl sürdüğünü göstermektedir. Herkes bu süreçten gerekli sonuçları çıkarmalıdır” diye konuştu.
KRİZDEN HIZLI ÇIKIŞIN ANAHTARI DİJİTALLEŞME
Pandemi sürecinde dijitalleşmenin öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Davut Çetin şunları söyledi;
“Bu krizden hızlı çıkışın anahtarı dijitalleşme, şeffaflık ve iletişimle güven tesisi, iklim değişikliğiyle mücadele, fintek ve blok zincir teknolojilerine yatırım gibi alanlarda ilerlemektir. İşletmelerimizin krediyi krediyle ödeme durumuna gelmemesi için sektörlerin ve işletmelerin bu dönüşümü başarması gereklidir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde pandemiden etkilenen sektörler dışında kredi destekleri koşullu verilmelidir. Artık genel krediler yerine renovasyon kredisine, proje kredisine, dijital dönüşüm kredisine, sera modernizasyonu ve akıllı tarım kredisi gibi kredilere geçmeliyiz.
Biz Oda olarak 4 yıldan bu yana Antalya 4.0 konseptiyle dijitalleşme, inovasyon ve e-ticaret konusunda çok çalışma yaptık. İnovasyon merkezi kurduk, e-ticaret danışmanlık hizmeti veriyoruz. Şimdi Vodafone şirketiyle tarım 4.0 pilot projesi yapıyoruz.
Pandemi bize dijital turizmin önemini göstermiştir. Şu dönemde dijital pazarlamada çok daha ileride olmamız gerekirdi. Bu nedenle baştan beri Turizm Ajansında destinasyon ayağına önem verilsin dedik. Artık turizmde, tarımda ve ticarette veri yönetimine geçmemiz gerekiyor. Antalya’da büyük veri merkezi kurmalı ve Antalya’yı bu alanda pilot il yapmalıyız. Bu konuyu sizinle daha önce konuşmuştuk. Bir dijital büyük veri merkezi kurabilsek, dijital turizmde destinasyon pazarlamasını çok daha güçlü bir şekilde yapabiliriz. Turizmdeki gelir kaybının önemli bir etkisi Antalya özel sektör yatırımlarında da yavaşlama olmasıdır. Yatırım açığını telafi edecek önemli projeleri de gündeme almalıyız. Antalya bilişim vadisi, Antalya lojistik merkezi ve toplu işyerleri projeleri gibi yatırımlar, Antalya'nın hızlı toparlanmasına katkı sağlayacak yatırımlardır.”
EXPO ALANINDA SİLİKON VADİSİ VEYA BİLİŞİM VADİSİ
Bakan Çavuşoğlu’nun Antalya ile ilgili projeleri arasında “EXPO alanında Silikon Vadisi veya Bilişim Vadisi” konusunu gündeme getirdiğini hatırlatan Davut Çetin, “Bu çağda bilişim vadileri sanayi siteleri gibi kentlerin olmazsa olmazı olmuşlardır. Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden birisi olarak dünyaya açılmalıyız. Böyle Antalya hem yeni bir alanda gelişir hem de dijital turizme geçiş hızlanmış olur. Turizm sektörümüz de pandemiden gerekli dersleri çıkarmalıdır. Bu dönemde turizmde halen eskisi gibi kıyı yatırımlarına devam edildiğini görüyoruz. Bu dönemde butik oteller, doğa turizmi öne çıkmıştır. 20 yıldır kitle turizminde yeni kapasiteye gerek olmadığını konuşuyoruz, ama halen bir değişim başlatamıyoruz.
Sağlık turizmi gibi alanlarda atağa geçmeliyiz. Biz de Oda olarak, bilişim ve sağlık sektöründe ihracatı desteklemek için HİSER projeleri için çalışıyoruz. Sağlıkta yol almaya başladık. Bu iki sektörü Antalya’da çok daha ileri noktalara götürmeliyiz. Sizin Hestourex organizasyonuna desteğiniz sağlık turizmi için son derece önemlidir. Antalya ekonomisinin yeni bölgesel yatırımlara da ihtiyacı bulunmaktadır. Korkuteli Mermer Organize Sanayi projesini başlattık. Mermerde çevreci ve katma değeri yüksek bir üretim ve ihracat modeline geçmeyi hedefliyoruz. Batı Akdeniz bölgesi olarak, meyve sebze, kesme çiçek gibi ihracatta hava kargoyu daha fazla geliştirmeliyiz. Isparta havalimanını kargo merkezi gibi değerlendirebiliriz. İhracatta önemli bir sorun Antalya limanı maliyetleriydi, yoğun çabayla bir miktar indirim sağladık, ama halen bu konuda yakınmalar vardır. İhracatta bir önemli konu da yurtdışındaki ticaret müşavirlik hizmetlerinin güçlendirilmesidir, bu konuda gelişmeler oldu, ama müşavirliklerimiz çok daha güçlü hale gelmelidir.” dedi.
İŞYERLERİNDE SOSYAL MESAFE VE HİJYENE DİKKAT, REHAVET YOK
Konuşmasının sonunda üyeler bir çağrıda bulunan Davut Çetin, “Antalya bugüne kadar pandemiden mümkün olan en iyi biçimde korunabildi. Fakat salgın devam ediyor ve şu dönemde Antalya'yı korumak, turizmde ve ticarette güven sağlamak daha önemli hale gelmiştir. İşyerlerinde gerekli sosyal mesafe ve hijyen önlemleri ciddiyetle devam etmeli, rehavet ve ihmal olmamalıdır. Lütfen her komite sektöründeki üyelerini uyarsın. Bu dönemde her işletme gerekli önlemleri almalı, bunun tanıtımını dijital ortamda yaparak güven sağlamalıdır” ifadesini kullandı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, küresel çapta eşi benzeri görülmemiş bir dönem yaşandığını belirterek, “Pandemi hepimizi etkiledi. Antalyamızın tabi bu süreçten etkilenmemesi mümkün değil. Hedefimiz ülkemizin bu süreçten en az etkilenerek çıkması. Bu süreçte Cumhurbaşkanımız ve Hazine Bakanımız başta olmak üzere hepimiz büyük gayret gösteriyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanlığı olarak yoğun bir diplomasi trafiği sürdürdüklerini belirten Çavuşoğlu, “Özellikle bu dönemde G20 ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşlarla yaptığımız temaslarda ticaretin önündeki engellerin kaldırmamız gerektiğini söyledik. Özellikle lojistik konusundaki engellerin kalkması konusunda, tedarik zincirlerinin engellenmemesi, kargo trafiğinin sürdürülmesi, uluslararası taşımacılığın normal seyrinde devamı için yoğun çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
Pandemi döneminde Çin’e yönelik bir güven bunalımı yaşandığını, bunun Türkiye için fırsatlar barındırdığını ifade eden Çavuşoğlu, “Hiç kimsenin kötülüğünü istemeyiz, ama bu pandemi gösterdi ki artık ülkeler tedarik kaynaklarını zenginleştirmek, çeşitlendirmek istiyor. En yakın, en hızlı şekilde tedariğini sağlamak için alternatiflere yönelecekler. Böyle bir durumda da nereden bakarsanız bakın hangi kriteri koyarsanız koyun Türkiye ve Antalya’mız bu alternatiflerin içinde olacak. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. İhracatımızın artması ve yeni küresel üretim merkezlerinin olmak için gayret sarfediyoruz. Memnuniyetle söylemek isterim ki, dün kabine toplantısında da sunum yaptılar, başta ticaret bakanımız olmak üzere, burada ihracatımız artmaya başladı hızlı bir şekilde, üretim kapasitemiz aynı şekilde artıyor, çarklar dönmeye başladı. Ama bu istediğimiz seviyeye gelinceye kadar da bu desteği devam ettirmemiz gerekiyor, başta TOBB Başkanı Rifat Bey olmak üzere bu talepleri beklentileri hükümetimize iletiyorlar, biz de zaten bunları destekliyoruz. Ama yurt dışında da yavaş yavaş yeni normale geçerken, bizim yurt dışındaki ihracat çalışmalarımız da ihracatın artması için yine katkı sağlayacağız. Biz Dışişleri Bakanlığı olarak, tüm büyükelçilikler ve başkonsolosluklarımızla yurt dışındaki firmalarımız için de çalışıyoruz. İhaleleri Türk firmalarından birisi alsın diye çaba sarfediyoruz ki, bundan sonra bu çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. İhracatımızın artması için, yurt dışındaki yatırımların artması için bu çabalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
DİPLOMASİ AĞI
Türkiye’nin dünyanın 5. büyük diplomasi ağına sahip olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Dünyanın her yerindeki fırsatları derliyor kurumlarımıza gönderiyoruz. Avrupa’da Asya’da Afrika’da Amerika’da hangi alanda ne tür fırsatlar var, büyükelçilerimiz bir rapor hazırladılar ve bunları kitap haline getirdik. Ayrıca dünya nereye gidiyor bu konuya da kafa yoruyoruz, uzmanlarla çalışıyoruz, dışardan da farklı görüşleri alıyoruz. Covid sonrası küresel sistemle ilgili eski sorunlar yeni trendlerle ilgili sadece Türk aydınların görüşleriyle yetinmedik, Nobel ödüllü düşünürler, eski devlet başkanları ve her etnik gruptan ve dini görüşten önemli kişilerden makale istedik. Görüşlerini bize gönderdiler. Covid 19 sonrası dünya, işbirliği mi rekabet mi? İnşallah bu eserleri sizlerle de paylaşacağız” dedi.
Bu yıl hayata geçmesi planlanan “Antalya Diplomasi Forumu”nun pandemi dolayısıyla yapılamadığını belirten Çavuşoğlu, Antalya Diplomasi Forumu olarak dünyanın önemli kuruluşlarıyla ortak video konferanslar düzenlediklerini söyledi. Çavuşoğlu, “Gelecek sene mart ayında inşallah Antalya Diplomasi Forumu ile birlikte Antalya’nın marka değerini beraber artıracağız. Antalya tıpkı Davos gibi uluslararası siyasette de marka bir şehir olacak” diye konuştu.
ATSO’NUN VİZYONUNDAN ETKİLENİYORUZ
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın çalışmalarından etkinlendiğini belirten Çavuşoğlu, “Sayın Başkanımız Davut Çetin ve ATSO’nun vizyonundan etkileniyoruz. Gerçekten bu Antalya 4.0, şimdi tarım 4.0 gibi, bilişim ve teknolojiyle ve dijitalleşmeyle ilgili çalışmalarınızı takdir ediyoruz. Bize geçen sene esasen pandemi olmadan Büyükelçiler konferansında yeni inisiyatif olarak dijital diplomasiyi açıklamıştık. Antalya diplomasi forumunu gerçekleştirseydik, ana teması dijital çağda diplomasi olacaktı. Gelecek sene de bu ana temayı koruyacağız çünkü bu pandemi gösterdi ki dijitalleşme ve dijital diplomasi her zamankinden daha önemli. Diğer taraftan Antalya ile ilgili bu temas ettiğiniz teknoloji kenti oluşturma projemiz eskiden açıklamıştık, boş bir seçim vaadi değildi. Antalya’nın tarım, turizm ve ticaretin dışında gerçekten bir teknoloji şehri olması gerek, İstanbul’dan sonra tek alternatif bu anlamda Antalya’dır. Antalya tüm özelliklere sahiptir, bunu birlikte sizlerin desteğiyle başaracağız. Şu anda milletvekili arkadaşlarımızla da bu konuda çalışıyoruz” ifadesini kullandı. Bakan Çavuşoğlu konuşmasının ardından meclis üyelerinden gelen soruları yanıtladı.