"İş sağlığı ve güvenliğini milli mesele olarak görüyoruz"
- Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Koca:
- "Öncelikle insan hayatını ve onurunu korumak için, daha sonra ise sürdürülebilir üretim, kalkınma ve toplumsal refah için iş sağlığı ve güvenliğini milli bir mesele olarak görüyoruz"
- "Maden, inşaat, kimya gibi, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından çok tehlikeli sektörlere yönelik geliştirilecek projelere 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Koca, iş sağlığı ve güvenliğini milli bir mesele olarak gördüklerini belirterek, "Maden, inşaat, kimya gibi, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından çok tehlikeli sektörlere yönelik geliştirilecek projelere 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız." dedi.
Koca, Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen "33. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası Toplantısı"nda, gelişen ve büyüyen Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliği konusunda ilerlemesine katkı sunmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.
1987'den bu yana gerçekleştirilen İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlamalarını farklı illerde yapmaya özen gösterdiklerini vurgulayan Koca, etkinlik kapsamındaki teknik oturumlarda, bölgedeki sektörlere özgü iş sağlığı ve güvenliği konularına yer verdiklerini bildirdi.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının dünyada her yıl milyonlarca çalışanın hayatına mal olduğunu, sağlık ve yaşam standartlarını olumsuz etkilediğini anlatan Koca, "İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu yitirilen insan hayatının değerini hiçbir maddi değerle karşılaştırmak mümkün değil." diye konuştu.
Hiçbir düzenleme ve çalışmanın giden canları geri getiremeyeceğine işaret eden Koca, şu ifadeleri kullandı:
"Tüm çalışanlarımızın hayatı bizim için istatistiklerden daha öte bir anlam ifade ediyor. Dünyada sayıları gizleyen pek çok ülke vardır. Türkiye'de şeffaf olarak aktarıyoruz. Öncelikle insan hayatını ve onurunu korumak için, daha sonra ise sürdürülebilir üretim, kalkınma ve toplumsal refah için iş sağlığı ve güvenliğini milli bir mesele olarak görüyoruz. Ülkemiz özellikle son yıllarda, güçlü bir ekonomiye geçiş sürecini tecrübe ederken, ihracat ve istihdam dostu büyüme politikalarımız ışığında hareket ediyor. Bunu yaparken insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamayı temel görevimiz olarak görüyoruz."
Sadece mevzuat düzenlemeleri ve ceza odaklı yaklaşımın, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki gelişim için yeterli olmayacağını belirten Koca, denetimleri bunun farkında olarak yaptıklarını söyledi.
Kazaları ve kayıpları önleyebilmek, en aza indirgemek adına tüm paydaşlarla ortak proje ve uygulamalara imza attıklarını dile getiren Koca, "İş kazalarının yaygın görüldüğü iş kollarından inşaat sektörüne yönelik yürütülen projelerden biri olan Güvenli İskele Projesi'ni gerçekleştirerek, belgeli iskele üreticisi sayısının sıfırdan 56'ya çıkarılmasına vesile olduk. Bu aksiyon yerli ve milli üretim hamlesi olarak değerlendirildiğinde ülkemize yeni bir ihracat kapısı açmıştır." dedi.
"Maden, inşaat, kimya gibi, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından çok tehlikeli sektörlere yönelik geliştirilecek projelere 40 milyon lira hibe desteği sağlayacağız." bilgisini veren Koca, iş sağlığı ve güvenliğinin sadece Bakanlıklarının değil herkesin görevi olduğunu vurguladı.
- "Her vatandaş bu kültüre sahip olana kadar çalışacağız"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat Yenidünya ise her zaman iş sağlığı ve güvenliğine odaklandıklarını, her vatandaş bu kültüre sahip olana kadar çalışmaların sürdürüleceğini dile getirdi.
TESK Yönetim Kurulu Üyesi Adlıhan Dere de özellikle küçük işletmelerde iş sağlığı ve güvenliğinin istenilen düzeyde olmadığını söyledi.
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Safvet Yahyaoğlu, her yıl binlerce işçinin iş kazasıyla karşı karşıya kaldığını belirterek, "Denetimlerde acımasız olmak gerekiyor. Yoksa sonucu daha acı olabiliyor." diye konuştu.
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ali Cengiz Gül, "Tüm fabrikalarda iş yeri denetimlerini yapanların, maaşını işverenden değil devletten aldığında daha fazla yaptırım gücü olabileceğini düşünüyorum." dedi.
TİSK Hukuk İşleri Müdürü Nagihan Akar ise iş kurallarının yerine getirilmesinin daha verimli çalışma sağlayacağını ifade etti.
Toplantı, 4 Mayıs'ta sona erecek.
ANTALYA (AA) -