Burdur'daki Lisinia Doğa Projesi sorumlusu Öztürk Sarıca, gül üretiminin bitme noktasına geldiği Burdur'da yaklaşık 3 yıldır gül yetiştirerek, bölgede bu sektörü ayakta tutmaya çalışıyor.
Lisinia Doğa Projesi sorumlusu Öztürk Sarıca, yılda ortalama 13-15 ton gül yaprağı hasadı yaparak Burdur'un yeniden 'Güller ve Göller Diyarı' kimliğine kavuşması amaçlandıklarını söyledi. Gül hasadına bu yıl üç hafta erken başladıklarını anlatan Öztürk Sarıca, temel nedenin ise küresel ısınma olduğunu kaydetti.
Bölgede gül üretiminin yerini büyükbaş hayvancılığın aldığını aktaran Sarıca, "Biz 3-3,5 yıl önce büyükbaş hayvancılığa alternatif olarak gül projemizi başlatmıştık. Damlama sulama sistemini kullandığımız için az miktarda su tüketiyor. 3 yılda toplam 1 milyon 600 bin tona yakın su tasarrufumuz var. En büyük problemi bu yıl yaşıyoruz. Güller geçen yıla göre 3 hafta önce açtı. 20 Nisan'da güller açtı. Küresel ısınmanın etkileri bunlar. Mutlaka verimliliği etkileyecek" dedi.
Burdur'un eskiden 'Güller ve Göller Diyarı' olarak anıldığına da dikkati çeken Sarıca, şöyle konuştu:
"Burdur'da göllerimizin bir kısmını kaybettiğimiz gibi gülümüzün neredeyse tamamını kaybettik. Şu anda Burdur'da doğru düzgün gül yetiştiriciliği yok. Gül yetiştiricileri büyükbaş hayvancılığa yöneldi. İnsanlar gül ve göle yüzünü dönmemeli. Eski kültürümüzü tekrar Burdur'umuza kazandırmak istiyoruz. Bunu yaparken de insanımızın para kazanmasını arzuluyoruz. Gül tarlalarımızda yöre insanını çalıştırıyoruz. Onların bu işten para kazanıldığını görmelerini istiyoruz."
Elde ettikleri gülün suyunu çıkarttıklarını kaydeden Öztürk Sarıca, "Yağlı gülsuyu sağlık için çok önemli. Özellikle cilt kanseri ve sindirim sistemi kanserlerine karşı çok etkili" dedi.