İSTANBUL - Mustafa V. Koç adına Koç Holding ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “Mustafa V. Koç Spor Ödülü” üçüncü kez sahibini buldu.
Koç Holding'ten yapılan açıklamaya göre, “Modern Pentatlon” sporunda Ülkemizi Olimpiyat Oyunları’nda temsil eden ilk Olimpik Milli Pentatlet İlke Özyüksel, üniversiteler, gençlik – spor kulüpleri ve sporla ilgili pek çok kişi ve kurumdan gelen öneriler arasından, Seçici Kurul ve Jüri değerlendirmesi sonucunda “2019 Mustafa V. Koç Spor Ödülü”ne lâyık görüldü.
İlke Özyüksel, toplam 250 bin TL’lik maddi ödülün yanı sıra Koç logosunun da mimarı olan dünyaca ünlü tasarımcı Ivan Chermayeff’in tasarladığı ödülü, 24 Eylül akşamı Four Seasons Hotel Bosphorus’ta gerçekleştirilen tören ile Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Mustafa V. Koç Spor Ödülü Jüri Başkanı Caroline N. Koç’un elinden aldı. Gecede UEFA Şampiyonlar Ligi Marşı’nın bestecisi olan Tony Britten’ın Mustafa V. Koç Spor Ödülü için düzenlediği özel besteyi Şef Özgür Sevinç yönetimindeki orkestra sergiledi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Mustafa V. Koç Spor Ödülü Jüri Başkanı Caroline N. Koç, tek yaşam alanımız olan dünyaya ve çevreye verdiğimiz tahribat, gerekse de inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliklerin ders verici olduğunu belirterek, "Almamız gereken en önemli dersin; değerlerimizi yeniden gözden geçirmek olduğunu düşünüyorum. İnsana yakışır bir medeniyetten bahsedebilmemiz için ortak değerlerimizi hatırlamamız gerekiyor. İnsanlığı ve dünyamızı bu baş döndürücü değişimin karanlık tarafından koruyacak yegâne olgu ‘değerlerimizdir’. Kendi elimizle yarattığımız tüm problemlere artık bir son vermenin tek yolu, öyle görülüyor ki, insanı insan yapan değerlerin savunucusu olmaktır. Ne mutlu ki, Mustafa bugün sadece başarılı bir iş insanı olarak hatırlanmıyor.
Çocuklarımız için daha iyi bir gelecek, daha gelişmiş bir Türkiye motivasyonuyla pek çok farklı alanda sosyal girişimleri sahiplenmiş iyi bir insan geliyor akıllara. Mustafa, bir spor ödülü hayal ederken,savunucusu olduğu insani değerlerin; dostluk, birliktelik, mükemmeliyet, fair play gibi değerlerin spor yoluyla toplumda yaygınlaşmasına öncülük edeceği inancındaydı. Bu sebeple Mustafa V. Koç Spor Ödülü’nün kalıcı temasını, ‘olimpik değerlere katkı’ olarak belirledi. Amacı, başarılı sporcularımızın sadece sahada değil; günlük hayatlarında da bu değerleri yaşatarak, topluma örnek teşkil etmelerine katkıda bulunmaktı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Asbaşkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ise Rahmetli Mustafa Koç’un yaşamının her alanında ön planda tuttuğu mükemmeliyet, saygı ve dostluk gibi değerlerin, aynı zamanda Olimpizmin temel amaç ve değerler olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Başarılı iş insanı kimliğinin yanı sıra iyi bir sporcu ve sporun destekçisi olan Mustafa Koç’un anısını, gelecek nesillere rol model olan, ülkemizi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil eden milli sporcularımızı destekleyerek, onları onore ederek yaşatıyor olmaktan dolayı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi olarak büyük memnuniyet duyuyoruz. İlk Olimpik Modern Pentatletimiz İlke Özyüksel’i başta ülkemize kazandırdığı başarılar, çocuk ve gençlerimize örnek oluşu, aynı zamanda da bu kıymetli ödülün sahibi olması dolayısıyla gönülden kutluyorum. Mustafa V. Koç Spor Ödülü’nün ülkemizde Olimpik değerleri sahiplenen, sporu yaşamının ayrılmaz bir parçası haline getiren gençlerin sayısının artmasına katkı sunmasını diliyorum.”
-"Mustafa Koç biraz hayallerimi, biraz kendimi gördüğüm biri"
Mustafa V. Koç Spor Ödülü’nü almaya hak kazanan Milli Pentatlet İlke Özyüksel de Mustafa Koç'ta biraz hayallerini, biraz kendini gördüğünü ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Fotoğraflarına baktığımda, videolarını izlediğimde, hayatını okuduğumda kendime çok yakın buluyorum. Yapmak istediğim sporları yapmış ve hepsini öğrenmek, bilmek istiyor. Hep daha fazlasını isteyen biri. Çok sıcak, çok herkesten. Arkasında birçok şey, pek çok yardım ve vefa bırakmış. Bu çok etkileyici. Benim de hayalimde olan bir şey. Onu ayıran en büyük özelliği bence bu. Spor artık benim hayatım, onu kendimden ayırt edemiyorum. İnsanlar spor yapmasaydın ne yapardın diye soruyorlar. Ben hep insanlara yardım ederken hayal kuruyorum ve elimden geldiğince bütün çocuklara yardım ettiğimi düşünüyorum. Hiçbir zaman adaletsiz olunmayan, haksızlığın olmadığı bir dünya hayal ediyorum. Vazgeçmenin kelime anlamı ise bende yok.”