İSTANBUL - Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) Direktörü Andreas Schleicher, Kovid-19 pandemisi koşullarında, 1,5 milyar öğrencinin eğitimden mahrum kaldığını belirterek, “Ebeveyn desteğinin olduğu çocuklar bu süreçten en az zararla çıktı.” dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sonrası eğitimin sisteminin tekrardan uygulanma stratejileri ve online eğitim gibi konular üzerine, PISA Direktörü Andreas Schleicher ve Türk- Alman siyasetçi Özcan Mutlu’nun katılımıyla zoom toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan PISA Direktörü Andreas Schleicher, Kovid-19 pandemisi koşullarında, 1,5 milyar öğrencinin eğitimden mahrum kaldığını ve ebeveyn desteğinin olduğu çocukların bu süreçten en az zararla çıktığını dile getirdi.
Schleicher, pek çok yenilikçi öğrenme ortamının Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde gördüklerini ifade ederek, pek çok okul ve öğretmenin, yeni teknolojileri geliştirebildiğini ve dünya genelinde, sürecin son derece iş birlikçi şekilde ilerlediğini söyledi.
Kriz dönemlerinde okul sistemlerindeki eşitsiz koşulların çok daha zor hale gelebildiğine işaret eden Schleicher, “Kovid-19’den dolayı 1 yıl okul kaybı demek yüzde 7 ila 10 arasında bir öğrenme zamanını geriye bırakıyor. Online eğitim sistemlerinin olması, fiziksel anlamda okul da gerçekleştirilen ortam kadar sağlıklı olmuyor. Sanal kalıyor. Özellikle eğitimdeki resmi rakamlar ve idareciler, zamanlarının yüzde 50’sinden daha fazlasını mevcut düzenin ilerlemesi ve idamesi için harcadılar.” ifadelerini kullandı.
Schleicher, teknolojinin bu süreçte katkısının çok olduğunu ama öğretmenin yerini dolduramadığını aktararak, “Süreç, öğretmeni daha önemli hale getirdi. İnsan ve teknolojinin önemli bir kombinasyonunu bu kriz esnasında gördük. Kovid nesli yetiştiriyoruz. Teknoloji ile insanın kombine edildiği bir ortamda eğitime devam ediyoruz. Bu süreçte, öğretmenlerin 3’te 2’sinin bilgi ve tecrübesini, okul müfredatını teknolojiyle entegre edebildiğini gördük.” dedi.
Eğitim sisteminin Kovid-19 ve benzeri durumlarla başa çıkabilme becerisine sahip öğretmenler yetiştirmesi gerektiğine işaret eden Schleicher, şunları kaydetti:
"Online kaynaklara erişim konusunda üniversiteler daha iyi noktadaydı. Okulların en zaman açılacağı konusunda birçok ülkenin farklı planları var. Bazı ülkeler eğitime yeniden başladı. Fakat, okulların kapanmasıyla virüsü kendimizden uzakta tuttuk demek söz konusu değil. Küçük öğrenciler için okul da fiziksel öğretim çok daha önemli. Büyük öğrenciler bir şekilde bu durumun üstesinden yine gelebiliyor. Ülkeler içerisinde bulundukları duruma bakarak, Kovid-19 ile mücadele becerilerine bakarak okulları açma yoluna gideceklerdir. Öğrencilerin etkileşim ve proje temelli eğitilmesi isteniyorsa sosyal mesafe işimizi güçleştiriyor."
- "Fatih projesi, tablet dağıtımı ve diğer projeler, uzaktan eğitim hakkında bir farkındalık yarattı"
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel ise öğretmenlerin yeni teknolojiler ile ders anlatımının, öğretmen paradigmalarının değişiminin sağlanabildiğinde, okulların çok rahat bir şekilde açılabileceğini söyledi.
Yücel, eğer bir ülkenin internet altyapısının, telekomünikasyon sistemlerinin iyi olduğunda ve uzaktan eğitim kültürüne sahip olduğunda, uzaktan eğitimin bu ülkeye çok daha kolay yerleşebildiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Fatih projesi, tablet dağıtımı ve diğer projeler ile Türkiye’de eğitimde teknolojinin kullanımı uzaktan eğitim hakkında bir farkındalık yarattı. Okulları fiziksel olarak hazır etmeliyiz. Öğretmenlerimizi hazır etmeliyiz. Öğrencilerimizin ve çalışanlarımızın psikolojik yapılarını hazır etmeliyiz. Okullarda esneklik sağlanması lazım. Bir bölgedeki bir okulda yoksa diğer okullarda da olamaz dememeliyiz. Okullarda tek standartlarda her yerde aynı eğitimi farklılaştırabiliriz. Kovid-19 sürecinde uzaktan eğitim yapan eğitim teknoloji şirketlerinin daha da büyüdüğünü görüyoruz.
- "Tedbirler alınmazsa okullar salgının yeniden yayılacağı alanlar olabilir"
Türk-Alman Siyasetçi Özcan Mutlu ise Almanya’nın salgının başlamasıyla birlikte Türkiye ile aynı zamanda bütün okulları kapatmaya karar verdiğini ve ülkedeki tüm okulların ilk haftalarda çok hazırlıksız yakalandığını anımsattı.
Mutlu, daha önce dijital eğitimde çok iyi yerlerde olduğu düşünülen Almanya’nın çok da iyi yerlerde olmadığının görüldüğüne işaret ederek, “Öğretmenlerin dijital teknolojileri eğitimde kullanımının çok yaygın da olmadığını gördük. Kovid-19 bunu karşımıza çıkardı. Bu süreçte en fazla dar gelirli aileler etkilendi. Özellikle de göçmen aileler etkilendi. Göçmen ailelerin çocukları bu süreçte en fazla zararı gördü.” yorumunda bulundu.
Almanya’da okulların mayıs sonu itibariyle kademeli olarak açıldığını ve tatil sonrası tamamen açılmasının planlandığını ifade eden Mutlu, “Tedbirler alınmazsa okullar salgının yeniden yayılacağı alanlar olabilir. Öğretmenlerin uzaktan eğitim konusunda geliştirmezlerse ikinci dalgada daha da büyük zarar görülebilir.” değerlendirmesinde bulundu.