İSTANBUL - Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, Türkiye sigorta sektörünün dünyadaki yerinin Türk ekonomisinin büyüklüğüne uygun olmadığını belirterek, "Yeni dönemle birlikte makro hedefimiz, sigortacılık ve emeklilik sektörümüzü dünyada hak ettiği konuma ulaştırmak olacak. Sigorta ve emeklilik sektörü güçlendikçe Türkiye ekonomisi daha da güçlenecek." dedi.
Benli, TSB Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın ardından düzenlediği basın toplantısında sektörle ilgili güncel değerlendirmelerini paylaşırken, yeni dönem hedeflerini de açıkladı. Toplantı, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Mehmet Şencan ve Taylan Türkölmez ile Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Cemal Kişmir ve Ceyhan Hancıoğlu’nun yanı sıra birliğin, Hayat Dışı ve Hayat Emeklilik Yönetim Komitelerinin de katılımıyla gerçekleşti.
Toplantıda konuşan Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Türkiye Sigorta Birliği’nin 66 üyesiyle birlik içinde hareket eden büyük bir aile olduğunu belirtti.
Sektörün 2020 yılının ilk çeyreğinde 247,5 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştığını bildiren Benli, "2011–2019 yıllarına baktığımızda sektörün her yıl ortalama yüzde 19 büyüdüğünü görüyoruz. Sektör olarak 2019 yılında 3,6 milyar TL’si hayat ve 35,9 milyar TL’si hayat dışı olmak üzere toplam 39,5 milyar TL tazminat üstlendik. 2020 yılı ilk yarısında sektörümüz 32,9 milyar TL’si hayat dışından, 7,3 milyar TL’si de hayat branşından olmak üzere toplamda 40,2 milyar TL prim üretimi gerçekleştirirken, geçen yılın aynı dönemine göre büyümesi pandemiye rağmen hayat dışında yüzde 15, hayat branşında yüzde 59 olmak üzere ortalamada yüzde 21 oldu." diye konuştu.
Benli, penetrasyon oranları açısından sektörün hak ettiği konumda olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"2018 sonu itibarıyla penetrasyon oranı tüm dünya için yüzde 6 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 2 civarındadır. Sigorta sektörünün toplam aktiflerinin GSYH’ye oranı ise Avrupa’da yüzde 72’yken, ülkemizde yüzde 5,5 düzeyinde seyrediyor. Bu oranı artırmamız gerekiyor. Ülkemiz dünyanın 19. büyük ekonomisi olmasına rağmen sigortacılıkta potansiyeline erişemedi. Mevcut durumda sigortacılık sektörümüz 39. sırada yer alıyor. Dolayısıyla, Türkiye sigorta sektörünün dünyadaki yerinin Türk ekonomisinin büyüklüğüne uygun olmadığını söyleyebiliriz. Yeni dönemle birlikte makro hedefimiz, sigortacılık ve emeklilik sektörümüzü dünyada hak ettiği konuma ulaştırmak olacak. Sigorta ve emeklilik sektörü güçlendikçe Türkiye ekonomisi daha da güçlenecek.”
- Kovid-19 döneminde 400 milyon TL tazminat ödemesi
Atilla Benli, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında devletin aldığı ekonomik tedbirlerde sigorta sektörünün de üzerine düşeni yaptığını söyledi.
Benli, “Salgın kapsamında tavsiye kararları yayınladık, mayıs ayında vadesi dolan RSH kapsamındaki araçların zorunlu trafik sigortası vadesini bir ay uzattık. Teminat kapsamı dışında olmasına rağmen salgından kaynaklanan tedavi giderlerini özel sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamında karşıladık. Salgında görev alan ve özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta hekimlerin sorumluluğunu sorumluluk sigortası teminat kapsamına ek prim almadan dahil ettik ve gerek kamu kurumu gerekse özel sağlık kurumlarında çalışan hekimlerin Kovid-19 ile ilintili görevlerden kaynaklanan sorumluluğuna ilişkin teminat limiti belirledik. Bu kapsamda 41 milyon TL’ si sağlık olmak üzere toplam 400 milyon TL tazminat ödedik; aktif, dinamik ve çözüm üreten bir sektör olduk." ifadelerini kullandı.
Türkiye Sigorta Birliği’nin yeni dönem ajandasına aktaran Benli, üst politika belgelerinde bankacılık dışı finans sektörünün geliştirilmesinin önemine değindi.
Benli, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ve Türk Reasürans AŞ kuruluşunun, kamu otoritesi ve sigorta sektörü arasındaki etkin iletişim ve sinerjinin sektörün gelişimi için pek çok fırsat barındırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üst politika belgelerinde sigorta ve emeklilik sektörü için belirtilen tedbir ve aksiyonlar öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda Otomatik Katılım Sistemi (OKS), Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon tutarlarının artırılmasına yönelik adımlar ve 18 yaş altı için BES yolunun açılması gündemimizde sürekli yer alacak. Katılım sigortacılığının teşvik edilmesi, tarım sigortalarının ürün ve risk bazında kapsamının geliştirilmesi, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın yaygınlaştırılması ve Doğal Afet Sigortaları’nda revizyon çalışmaları da yine öncelikli konularımız arasında. Özetle, hayat dışı tarafta zorunlu sigortaların kapsayıcılığının artırılması, trafik sigortasında gider verimliliğinin artırılması, finansal riskler ve tarım sigortalarına; hayat ve BES tarafında ise hayat sigortaları, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ve BES’e odaklanacağız. Ayrıca, dijitalleşme, veri analitiğinin daha etkin kullanımı gibi sektörümüzü, geleceğin sigortacılığına hazırlayacak projeleri önemsiyoruz. Sektörümüzün kamu ve paydaşlarla oluşturduğu sinerjinin meyvelerini önümüzdeki dönemde alacağımıza inanıyoruz."
- Sağlık ve alacak sigortaları ile siber sigortalar ön plana çıkacak
TSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Şencan ise pandemi döneminde yenileme ve yeni işlerin artış trendinde azalmalar yaşandığını ve primlerde bir miktar düşüş gerçekleştiğini söyledi.
Mayıs itibarıyla trendin normale dönmeye başladığını gördüklerini aktaran Şencan, "Bunun en önemli nedeni risklere karşı hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha fark etmiş olmamız. Yeni dönemde sağlık sigortalarının, siber risk sigortalarının ve ticari alacak sigortasının ön plana çıkmasını bekliyoruz." dedi.
- "BES ve hayat sigortalarında ihtiyacı anlatmak önem taşıyor"
TSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez de emeklilik yatırım fonlarının bugün uzun vadede en kazançlı birikim araçlarından biri olarak büyümesini sürdürdüğünü ifade etti.
Türkölmez, şunları kaydetti:
"BES’teki tüm fonların son 10 yıllık getirilerine baktığımızda ortalamada enflasyonun üzerinde getiri sağladığı, toplamdaki 407 adet fonun içindeki bazılarının ise getiri oranlarının geleneksel yatırım araçlarının çok üstünde getiri sağladığı görülebilmektedir. Ancak bu noktada BES tasarruflarının piyasanın anlık değişimlerine göre hareket eden kısa vadeli enstrümanların getirileriyle mukayese edilmemesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Pandemi nedeniyle bireylerin yaşadığı nakit ihtiyacı sistemdeki toplam katılımcı sayısının azalmasına neden olsa da yılın ilk 6 ayında fon büyüklüğünde yaklaşık 20 milyar TL gibi bir artış yaşandı. Katılımcıların uzun vadeli getirilere odaklanmaları ve kısa vadeli getiriler yerine emeklilik döneminde refah kaybı yaşamamayı hedeflemeleri önem taşıyor."
- "Hayat branşında prim üretimi ülkemizde kredi hacmi ile sınırlı kalıyor"
TSB Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Kişmir ise Türkiye’de hayat sigortaları branşının henüz istenilen düzeyin çok altında olduğunu ve hayat sigortasının ağırlıklı olarak kredi bağlantılı bir ürün olarak görüldüğünü dile getirdi.
Kişmir, “Hayat branşında prim üretimi ülkemizde kredi hacmi ile sınırlı kalıyor. Oysa sektör olarak burada büyük bir potansiyel olduğunu ve henüz bu potansiyeli yeterinde değerlendiremediğimizi biliyoruz. Hem hayat sigortalarının önemini anlatmanın hem de bireylerin farklı ihtiyaçlarına yanıt verecek ürünler geliştirmenin bu branşın büyümesine katkı sunacak iki unsur olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada dijitalleşme ve teknolojinin yoğun kullanımı da bize avantaj sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.