Başarısızlığa uğradığımız hayati konularda sorumluluğu üzerinden kolayca atmayı başaran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın son bombası da şöyle;" açılım konusunda biz bunlara güvenmekle yanlış yapmışız, bunlar bizi kandırmışlar. Bedelini kötü ödedik" diyor.
Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanımızın Türkiye'nin kaderini belirleyen konularından biri olan Fethullah Gülen Hoca, diğer adıyla paralel örgüt için;"bunlar beni de kandırmışlar, bana da seccade ve tesbih gönderiyorlardı, kandırılmışız" demişti. Yine Türkiye'nin kaderini belirleyen diğer konularda özellikle dış işlerinde duvara toslayan dış politikamız için sürekli virajlara giren Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, çok tecrübeli bakanları dururken birgün dış işleri bakanlığına, birgün sağlık bakanlığına kumanda ederek sorumlulukları paylaşmak yerine bakanlarının üzerine atıyordu. Dört bakanın yargılanması konusunda topu meclise atan Erdoğan'ın şuanki seçimlerin koalisyon şartı oldu. Krizleri fırsata çevirme konularında oldukça yetenekli, muhalefet ile girdiği mücadelede psikolojik savaş konusunda adeta uzman bir kişiliğe sahip Erdoğan'ın son pişmanlığı açılım süreci idi. Sınırda güllerle karşıladıkları PKK'lıları bu kez Kandil'de bombalatan Cumhurbaşkanı bu tavırları ile çoğu zaman kendi ile çeliştiğinin bir göstergesidir.
Yaşanan tüm bu olumsuzluklar akıllara şu soruyu getiriyor; HDP yüzünden seçim kaybeden AK Parti, bu kez hangi taktiğin peşinde merak konusu. Isparta meydanında bir miting sırasında Tayyip Erdoğan'a ithafen;" Erdoğan'a Şeref nedir diye sorsan, ilk defa duydum" diyeceğini iddia eden Devlet Bahçeli nasıl oldu da son dakikada Tayyip Bey ile arayı ısıttı? Neler olacağını bir hafta içinde göreceğiz..
