Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, Türkiye'nin siyasetiyle beraber gelebileceği en iyi noktaya geldiğini söyledi.
Boynukalın, Sivil Toplum Hareketi tarafından Isparta Gençlik Merkezi'nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de kurucu aklın gençleri sadece "rejimin bekçileri" olarak gördüğünü söyledi.
Bir "sessiz devrim" olan Demokrat Parti döneminin sonunda Adnan Menderes'in idam edilmesinde öğrenci grupları ve onun sivil yapılanmalarının, medya ve orduyla birlikte etkisinin olduğunu anlatan Boynukalın, bu dönemde Menderes hakkında oluşturulan ve bugünlerde herkesin gülüp geçtiği algı operasyonlarının Türk hukuk tarihinde utanç vesikası olarak yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin demokrasi adına sürekli bir gelgit içinde olduğunu vurgulayan Boynukalın, "Bizler, 1920, 1930 ve 1940'larda ancak rejimin bekçisi olan, 1950, 1960, 1970'lerde devletin kendi çarklarını devam ettirmesi için dolgu ve dezenformansyon malzemesi olarak kullanılan, 1980'lerde sağdan ve soldan asılarak bir denge unsuru olarak ve canı sadece denge bulmak için kullanılan unsuru olarak görüldük" diye konuştu.
Turgut Özal'ın özgürlüklerin ve ekonominin gelişmesi, medya patronlarından bağımsız bir siyasi politika belirlenmesi çabası içinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini ifade eden Boynukalın, Erbakan'ın parmaklarıyla kazıyarak oluşturduğu bir iktidarın da darbe ile son bulduğunun altını çizdi.
28 Şubat darbesinden sonra gençlerin okulların önünde her türlü hakkı elinden alındığını, hakkını savundukları için öldüresiye dövüldüğüne dikkati çeken Boynukalın, bu durumun "Bin yıl sürecek" denilmesine rağmen 5 yıl sonra son bulduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 2002 yılından sonra büyük bir değişim ve gelişimin yaşadığına işaret eden Boynukalın, buna rağmen sivil toplumun istenilen seviyede olmadığına dile getirdi.
"Türkiye, siyasetiyle beraber gelebileceği en iyi noktaya gelmiş durumda. Bunun bir nokta ilerisine gidebilmemiz için artık sivil toplum, bir ihtiyaç değil, zorunluluktur" diyen Boynukalın, şöyle konuştu:
"Biz, sivil toplum kuruluşlarına belli destekler veriyoruz. Birçok bakanlığımızın da destekleri var. Biz 'sivil toplum kuruluşlarımız belli projeler ortaya koysun' diyoruz. Ancak elimizdeki projeler ciddi anlamda zayıf. Bu projelerle bizim sivil toplumda yol alabilmemiz mümkün değil. Güneydoğu'da ortaya çıkan kocaman bir durum var. 7-8 yaşlarındaki çocuklar, evlerinden koparılıyorlar. Bu çocukların hepsi, gençlik meclisleri adı altındaki yerlerde ideolojik anlamda dünyaları şekillendiriliyor. Bu insanların tamamı 12-13 yaşlarına geldiğinde ya bir hendek başında ya da dağ başında nöbet tutuyor. Yüzbinlerce, milyonlarca gencin içinde olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Kocaman bir duygusal kopuş var. Yapmamız gereken onca iş var. Gençlik ve Spor Bakanlığının bu noktada yapacağı şey, o süreçlere projelerle dahil olmaktır. Ancak sivil toplum kuruluşlarından oradaki halka birlikteliği sağlayacak bir proje yok. Gençlik ve Spor Bakanlığının yapacağı çalışmalar sadece tesis kurulumu, saha yapmak değil, gençlerle alakalı siyaset üretmek, gençlerin geleceğe, demokrasiye yönelişini sağlamaktır."
Boynukalın,14 yıldır AK Parti'nin halkın ve milletin istediklerini yerine getirdiğini ancak milletin sivil toplum kuruluşlarıyla beraber siyaseti daha üst noktaya taşıması gerektiğini sözlerine ekledi.