1 Nisan 1969- 1 Ocak 2003 arasında Isparta Baro Başkanlığı’na kayıtlı Avukat olarak da hizmet veren Çetin Aköz, deneyimlerini Son Celse Dergisi’nin ‘Üstat ile Sohbet Belgeseli’nde paylaştı. Avukat Fatma Sevük’ün görev anında Şehit edilmesinin canını çok yaktığını anlatan Aköz: «Yine Avukat Yusuf Özbek’in başına gelen felâketler kalbimizi dağladı. Bu iki olay tüm Baro’yu olduğu gibi beni de çok sarsmıştır. Sevük Hanımefendi ve Özbek Beyefendi çok değerliydi. Onları hiç unutmadım.»
Sınırlandırma şart
1976- 1992 arasında Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’nde (IDMMA); 1992’den şu ana değin de Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) Öğretim Görevlisi olarak çalışan Avukat Çetin Aköz, Hukuk Fakültesi’ne artık sınırlama getirmenin şart olduğunu savundu, kuramını şöyle güçlendirdi: «Tıp ve Hukuk her dönem günceldir. O nedenle herkes Hukuk açıyor. Ama Öğretim Üyesi yok. Yeterli oranda Öğretim Üyesi kadrosu oluşmayan talepler geri çevrilmeli.
Yalın gerçek: Bağ yok
Şu an Isparta Barosu Disiplin Kurulu ve Staj Eğitim Merkez Başkanı olarak görev yapan Çetin Aköz, çok önemli bir soruna da dikkat çekiyor: Bizim zamanımızda avukatlar arasında çok güçlü, sağlıklı bir iletişim; bağ, sıcaklık, dayanışma, dostluk, sevgi, saygı, yardımlaşma vardı. Şimdi dışarıdan izliyorum yüzlerce avukat birbirini dâhi tanımıyor. Bırakın sağlıklı iletişim kurmayı, ahengi, dostluk, dayanışma ve paylaşımı tanışıklıkları yok. Bu bana elem veriyor.
1988- 1996 dönemi Baro Başkanı Avukat Çetin Aköz, Isparta’da mutlak surette iki ayrı Yargı’nın oluşması gerektiği kuramını ortaya atıyor. Aköz, tezini şöyle güçlendiriyor:
1995- 2015 yılları arasında Bilim- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı genel şemsiyesi altındaki Isparta Tüketici Hakem Heyeti’nde «Yargı Tarafı Üyesi» unvanı ile görev yaptım.
20 yıllık bilgi birikimim ışığında söyleyebilirim ki Isparta’da çok net bir şekilde Tüketici Mahkemesi’ne ihtiyaç var
Zira ben görevi bıraktığımda Tüketici Hakem Heyeti’ndeki ‘uyuşmazlık dosyası’ sayısı tam olarak 13.000 idi. Bu çok büyük bir rakam. Tek başına bu veri Isparta Tüketici Mahkemesi’nin kurulması gerektiğine işaret ediyor.
Ticaret Mahkemesi
Yine Isparta’da bağımsız bir yapı olarak Ticaret Mahkemesi’nin kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.
Vergi Mahkemesi
Vergi Mahkemesi için şu aşamada bir gereklilik görmüyorum.
İstinaf Mahkemesi
Herkesin savunduğu yalın gerçeğe ben de katılıyorum:
« Geciken Adalet Adalet Değildir»
İstinaf Mahkemesi’nin bu problemin çözümüne katkı sağlayacağını düşünenlerdenim. Zaten Isparta’yı da dâhil ederek İstinaf Mahkemesi (‘- Konya’) kuruldu. Ancak uygulamaya henüz geçmedi. Bu sistemin bir an evvel uygulamaya geçmesi gerektiğini savunuyorum.
Hukuk Fakültesi
21 Şubat 1976’da kurulan ‘Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’nde (IDMMA) göreve başladım.
İnşaat, Makine ve Jeoloji Bölümü’nde İş Hukuku Dersi verdim. Bu 17 Temmuz 1992’ye değin devam etti.
1970’li yılların sonunda Cumartesi günleri de eğitim- öğretim yapılırdı. Ben o zamanlar Mûsikî dersi de veriyordum.
Şu an İnşaat Fakültesi’ndeki Öğretim Üyeleri’nin yüzde 90’ı benim öğrencimdir. Prof. Dr. Nilay Keskin, Prof. Dr. Celalettin Başyiğit, Prof. Dr. Mustafa Karaşahin’i örnek gösterebilirim.
Hepimizin bilgisi olduğu üzere 17 Temmuz 1992 tarihinde Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) kuruldu. Öğretim Görevlisi unvanı ile çalışmaya devam ettim. Hâlâ da devam ediyorum. İnşaat Fakültesi’nde İş Hukuku Dersi veriyorum. 2013 yılında biliyorsunuz Hukuk Fakültesi kuruldu. O tarihten bu yana da Hukuk Uygulamaları dersi veriyorum. Yine Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Ekonometri Bölümü’nde Ticaret Hukuku dersi veriyorum. Hukuk ve Tıp tarih boyunca yıldız alan olmuştur ve bu hep böyle devam edecek. Bu yalın gerçekten yola çıkanlar hep Hukuk Fakültesi kuruyor.Net gözlemim şudur: Eğitim- Öğretim’de bilgi donanımı açısından eksiklikler var. Yanlış bir algı oluşmasın; Isparta özelinde paylaşmıyorum bu bilgiyi. Ülke sathında geçerli bir durum bu… Mutlak surette bir çözüm üretilmeli.
Öğretim Üyesi kadrosu tam olmayan taleplere Hukuk Fakültesi açma izni verilmemelidir.»
Sevgi iklimi istiyorum
Üstat Avukat Çetin Aköz, Isparta’da Yargı Tarihi’ne de anlattı; son yıllardaki iletişim kopukluğunun üzüntü verici olduğunu söyledi. Aköz, şu analizde bulundu:
11 Ocak 1973
Bugün İdare Mahkemesi ve Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü olarak değerlendirilen yapı 11 Ocak 1973’te açıldı. O dönemin fiziki şartlar açısından en nitelikli donanıma sahipti.
Ondan önce Yargı, Hükümet Konağı’nda şu an Tapu ve Kadastro Müdürlüğü olarak kullanılan noktada idi.
O yıllarda Isparta Baro Başkanlığı’na kayıtlı 70 avukat vardı. Bunların 20’si Merkez İlçe’de hizmet veriyordu.
Eski Adalet Sarayı’nda fiziki şartlar çok elverişli olmasa da Baro’ya tahsisli bir merkez vardı. Küçüktü. 6 kişi otururduk. 7’nci kişi gelse yer darlığı nedeniyle odaya giremezdi.
Ama kent genelini ölçü alarak söylüyorum; avukatlar arasında muazzam derecede sevgi ve saygı vardı. Aramızda çok güçlü, sağlıklı bir iletişim; bağ, sıcaklık, dayanışma, dostluk, sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma vardı. Şimdi herkesin bilgisi olduğu üzere Adalet Sarayı var. Fiziki şartlar iyi. Bunlar çok güzel
Ama bağ koptu. Bu yalın bir gerçek…
İzliyorum, gözlemliyorum ve çok üzülüyorum
Birbirini tanımayan yüzlerce avukat var. Eski sıcaklık, iletişim, ahenk şimdi yok.
Bırakın sağlıklı iletişim kurmayı, yardımlaşmayı, bir ahenk içerisinde çalışmayı tanışıklıkları yok. Bu bana elem veriyor. Üzücü. Çok güçlü bir bağ olmalı.
Benim buradan naçizane önerim şu olabilir: Gençler, lütfen bağ kurun. Birlik olun. Beraber olun. Ahenkli çalışın. Sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı, paylaşmayı bırakmayın.»
» Çok değerli insanları kaybettik
Baro eski Başkanı Çetin Aköz, Avukat Fatma Sevük ve Yusuf Özbek’in hayata veda etmesinin kalbinde derin bir yara bıraktığını söylüyor. Aköz, şöyle diyor:
«Avukat Fatma Sevük görev şehidi oldu.
Çok üzüldüğüm, acı çektiğim, ağladığım bir kayıptır.
Aynı şekilde çok değerli Avukat Yusuf Özbek’in başına gelen felâketler derin acılar bırakmıştır.
Yine Avukat Süreyya Selek, ayağından vurulmuştur. O da tarihimizin acılarından biridir.»
» Kırmızı çizgim: Eksik haklılık
1 Nisan 1969- 1 Ocak 2013 arasında Avukat olarak hizmet veren Çetin Aköz, ilkelerini ve bir anıyı şöyle paylaştı:
«Kırmızı çizgimiz şu idi: ‘Savunmasını, haklılığını eksik gördüğümüz konuyu almamaya gayret ediyorduk. Hukuki açıdan kendimizi sağlıklı şekilde düşünüyor görmüyorsak o davayı almıyorduk. Daha çok Hukuk alanı içinde çalıştık. Vatandaşın hakkını koruyan bir anlayışla çalıştık.
Meslekte en sıra dışı deneyimim özel izinle Cezaevi’ne girip tutuklu 20 kişiden bilgi almaktı. Olayda sıra dışı idi. 2 grup anlaşmazlığa düşüyor. Bir grup, ötekini içerisine insanlar olduğu halde araç ile birlikte Eğirdir Gölü’ne atıyor. Bu olayı hiç unutmam.»
» Mûsikî Derneği yılları
Avukat Çetin Aköz, 1972 yılında Teoman Önaldı, Süreyya Çakır, Ruhan Sani, Servet Kayahan, Doğan Büyükçakıroğlu, Güngör Çakmakçı ve Tanju Boylu ile birlikte Isparta Mûsikî Derneği’ni kurdu.
Kurucu Başkan Teoman Önaldı idi. 1983 yılına değin Önaldı, Başkan ve Türk Sanat Müziği Korusu Orkestra Şifi olarak görev yaptı.
Aköz, o süre zarfında Kanun icra etti. Solist olarak çalıştı
Teoman Önaldı’nın Isparta’dan İzmir’e taşınması ile birlikte 1983 yılında Isparta Mûsikî Derneği Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Aynı zamanda Türk Sanat Müziği Korosu Orkestra Şefi oldu. Bu görevini 2012 yılına kadar devam ettirdi.
Dernek, Isparta’da dâhil olmak üzere Türkiye’nin dört bir köşesinde her yıl iki kez konser verdi.
Türkiye Radyo Televizyonu (TRT) için 10 konser verildi. TRT çekimini yaptığı bu konserlerin 8’ini yayınladı.
» Stajyer Eğitim Merkezi
Çetin Aköz, şu an Isparta Barosu Disiplin Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.
Ayrıca Aköz, Staj Eğitim Merkezi Bakanı olarak dersler veriyor
» İşte hayatım
«Hep Askeri Hâkim
olmak istemiştim»
» Çetin Aköz, 16 Aralık 1940 yılında Afyonkarahisar’da hayata gözlerini açtı.
» Kendi ifadesi ile babası Albay Tevfik Aköz’ün (‘- 1995’te Hak’a yürüdü’) 1957 yılında 58. Tümen’e atanması ile «ISPARTALI» oldu.
» İlkokul eğitimine Pendik’te (İstanbul) başladı. Kandilli’de (Erzurum/ Askeri Bölge) devam ettirdi. Beykoz’dan (İstanbul) mezun oldu
» Ortaokul’u Beykoz ve Davutpaşa’da (İstanbul) tamamladı.
» Pertevniyal Lisesi’ne (Aksaray/ İstanbul) kayıt oldu. Sanatçı Metin Akpınar ile sınıf arkadaşı idi. Ardından Isparta Lisesi’ne geldi.
» 1960 yılında Isparta Lisesi’nden mezun oldu
» O dönem yükseköğretime giriş sistemi farklı idi. Her üniversite kendisi sınav açıyordu. Bu bağlamda Aköz, Hukuk, Siyasal Bilgiler ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi için 3 ayrı sınava girdi. 3’ünü de kazandı.
» O, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kayıt olmaya karar verdi.
»1965 yılında Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
» 1966- 1968 arasında I. Ordu Karargâhı’nda (‘- Selimiye Kışlası’) vatani görevini Yedek Subay olarak yaptı.
» Ortaokul yıllarında Askeri Hâkim olmak istiyordu. Sınavlarına da katılmıştı. Başarılı olmuştu. Ama sağlık muayenesinde gözünde bir sorun nedeniyle elendi. Aköz, «Albay babam Tevfik Aköz Beyefendi’nin de etkisi ve ilham vermesi ile Askeri Hâkim olmayı çok arzu etmiştim. Ama gözümdeki bozukluk buna mani oldu» diyor.
» 1969 yılında Isparta Barosu’na kayıt oldu
» Avukat Güngör Çakmakçı’nın yanında staj yaptı.
» 1 Nisan 1969’da ofis açtı. 1 yıl sonra Avukat Ünal Çankaya ile ortak ofise dönüştürdü. 1 Ocak 2013’te aktif görevi bıraktı.
» Isparta Baro Başkanlığı Levhası’nda Güngör Çakmakçı ve Ünal Çankaya’nın ardından ismi 3’üncü sırada yer alıyor.
» Çok çalışkan bir gençtim
» Aköz, gençliğinde çok çalışkan olduğunu anlatıyor. Zira üniversite yıllarında Sümerbank’ta çalışıyordu. Sigortalı idi.
» Sigorta ile erken tanışması O’na bir dizi haklar da sağlamıştı. Zira 1 Nisan 1982’de emekli olma hakkı kazandı.
» Yine Aköz, çok iyi derecede İngilizce okuyup- yazıyordu
» 1960’lı yıllarda Isparta’da İngilizce Öğretmeni yoktu.
» O nedenle Aköz, Kız Meslek, Ticaret Akşam, İmam- Hatip Lisesi ve Erkek Sanat Enstitüsü’nde İngilizce dersi veriyordu
» O sayede Kız Meslek Lisesi’nde Türkçe Öğretmenliği yapan Gülçin Hanımefendi ile tanıştı.
» 1969 yılında Gülçin Hanımefendi ile hayatını birleştirdi.
» Neslihan ve Aslıhan isimli 2 kızı var.
» Neslihan’dan Ece ve Elif; Aslıhan’dan ise Cemre ve Ceren isimli 4 torunu var.