Kırım Kongo Kanamalı Hastalığı eğitimi verildi
Isparta Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar ve Çevre Çalışan Sağlığı Şube Büdürlüğü tarafından geçtiğimiz günlerde Toplum Sağlığı Merkezi’nde görevli personele Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı hakkında eğitim verildi.
Verilen eğitim kapsamında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının tanımı yapıldı ve tedavi yöntemleri katılımcılara anlatıldı. Gerçekleşen eğitim kapsamında katılımcılara verilen eğitim şu şekilde sıralandı.
“Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), daha çok keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan, ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyredebilen hayvan kaynaklı bir enfeksiyon hastalığıdır.
Ülkemizde ilk kez 2002 yılında görülmüş olup, her yıl Mart-Kasım ayları arasında görülmekle beraber ve Haziran-Temmuz aylarında artış göstermektedir. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesinin kuzeyi, Karadeniz Bölgesinin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeyinde görülmektedir. Son yıllarda hastalığın görüldüğü alan genişlemiş olup hemen hemen ülkemizin her bölgesinden vaka bildirimleri yapılmıştır.
Hastalık; virüsü taşıyan kenelerin insan vücuduna tutunması, virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, KKKA virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi, KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi bulaşmaktadır. Vatandaşlarımızdan hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar, Kasaplar ve mezbaha çalışanları, Veteriner hekimler, korunmasız olarak kamp ve piknik yapanlar, KKKA hastaları ile temas eden sağlık personeli, laboratuvar çalışanları, risk altında olmaktadır. Hastalık virüsün alınma şekline bağlı olarak 1-14 gün sürebilen kuluçka döneminden sonra ateş, halsizlik, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, yüzde ve gözlerde kızarıklık, deri döküntüsü gibi şikâyetlerle kendini göstermektedir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-barsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları görülebilir. Şuur değişiklikleri, böbrek yetmezliği ve koma gelişerek ölüme kadar gidebilir.
KKKA hastalığında erken teşhis, ihtiyaç duyulduğunda kan ve kan ürünlerinin sağlanması ve etrafa bulaşın önlenmesi açısından çok önemlidir. Ayırıcı teşhisin hızla yapılıp hastanın öncelikle KKKA olup olmadığı değerlendirilmelidir. KKKA tedavisinin temelini destek tedavisi oluşturur. İhtiyaca göre kan ve kan ürünlerinin verilmesi gerekir. Bunun yanı sıra hastanın sıvı ve elektrolitlerinin takibi, semptomatik tedavi ve varsa organ yetmezliklerine yönelik tedavi yapılır. Bu açıdan hastalıktan korunmanın en önemli yolu kişisel önlemlerin alınmasıdır.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, doğal alanlar, ormanlar, orman kenarları, tarım arazileri vb) kaçınılması gerekmektedir.
Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler.
Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmektedir. Dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar azalmaktadır.
Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler.
Hasta kişilerin kanlarına veya diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır.
Piknik amaçlı olarak doğal alanlarda bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Piknik veya kamp alanlarında yere (toprak, çimen, ot) açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır.
Hayvanlar üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplal elle koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük vb) alınmalıdır.
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez ilaçlamalıdır. Mücadelede bölgede meraya çıkan tüm hayvanlarda eş zamanlı yapılmalıdır.
Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir.
Kene tutunması durumunda ise;
Kene tutunmaları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle kişiler keneyi tutunduktan çok daha sonra (günlerce), hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler.
Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır.
Vücut üzerindeki keneler öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya, gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.
Vücuda tutunan kene, hiç vakit kaybedilmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla, bir kene kartı, eldiven, kağıt mendil, bez veya naylon poşet gibi materyal kullanılarak, ezmeden, patlatmadan hemen çıkarılmalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürmemeli ve patlatılmamalıdır.
Kene vücuttan çıkartıldıktan sonra, tutunma yeri su ve sabunla temizlenmeli ve daha sonra tendürdiyot ve baticon gibi antiseptik bir solüsyon uygulanmalıdır.
Vücuda tutunan kenelerin uzaklaştırılması işlemini kişiler kendileri yapabilirler.
Eğer kişi keneyi kendi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşunda çıkarılması sağlanmalıdır.
Vücuduna kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.
“Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığından korunmanın en önemli yolu koruyucu önlemleri almaktır.”