Bir zamanlar su ürünleri alanında İspar-ta’nın en önemli gelir kaynağı olan Kerevit I (Tatlı su İstakozu) popülasyonun artırılması amacıyla Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (SAREM) tarafından kurulan kerevit kuluçkahanesinde ilk yavrular tanklardaki yerini aldı. İlk iki yıl anaç adaptasyonuna yönelik çalışmalar yapılacağı belirtilen SAREM’de bir taraftan da 33 ayrı lokasyondan getirilen kerevit örnekleri üzerinde genetik belirleme çalışmaları devam ediyor. SAREM Müdürü Şakir Çınar bin kadar yavrunun tanklarda beslenmesi ile ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyerek “bunun yanı sıra alabalıkların zencefil ve çörekotu destekli yemle beslenmesi, Beyşehir gölü için endemik bir tür olan yağ balığı ile ilgili kültür alma çalışmaları ve kerevit popülasyonlarının genetik yapısının belirlenmesi çalışmalarına da devam ediyoruz” dedi.
Eğirdir ilçesindeki Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (SAREM) Müdürü Şakir Çınar, kerevitin genetik yapısının belirlenmesi için Türkiye genelindeki 33 doğal kerevit stoku alanından bireylerin müdürlüğe getirildiğini ve laboratuvar ortamında genetik belirleme çalışmalarına başlandığını bildirdi.
Çınar, yaptığı açıklamada, kerevitin bir dönem Türkiye'nin Avrupa 'ya ihraç ettiği ve önemli bir döviz girdisi sağlayan bir su ürünü olduğunu söyledi. 1985'te göllerde görülmeye başlayan "kerevit vebası" nedeniyle doğal kerevit stoklarının tükenme noktasına geldiğini anlatan Çınar, bundan sonra kurum olarak kerevit üretimi ve avcı-lığını geliştirmek için yeni projeler geliştir-diklerini kaydetti.
İLK YAVRULAR BESLEMEYE ALINDI
Şakir Çınar, kerevit stoklarının artırılması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının (BAKA) desteğiyle 2 yıl önce Eğirdir Gölü yakınında Avrupa'nın en büyük kapalı devre kerevit kulaçkahanesi- nin yapımına başlandığını, geçen aylarda da açılışının yapıldığını hatırlatarak “ilk iki yıl esas amaç anaç adaptasyonu sağlamak. Buna rağmen şuanda bin kadar yavru alındı ve bunların tanklarda beslenmesi ile ilgili çalışmalar sürüyor.
33 LOKASYONDAN KEREVİT ÖRNEKLEMELERİ ALINDI
Doğal stoklardaki kerevit hastalığının yenilmesinin mümkün olmayacağına dikkati çeken Çınar, bu durumun hastalığa dirençli bireylerin belirlenmesi ve ıslah çalışmalarını zorunlu hale getirdiğini anlattı.
Islah çalışmalarını yapılabilmesi için stokların genetik yapısının bilinmesine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Çınar, bu kapsamda "Türkiye'deki Kerevit Popülasyonlarının Genetik Yapısının Moleküler Metotlarla Belirlenmesi Projesi"ni geliştirdiklerini ifade etti.
HASTALIK DİRENCİ ARAŞTIRILACAK
Kerevitin genetik yapısının belirlenmesi için Türkiye genelindeki 33 doğal kerevit stoku alanından bireylerin müdürlüğe geti-rildiğini ve laboratuvar çalışmalarına baş-landığını belirten Çınar, şöyle konuştu: "Amacımız sadece kerevitin genetik yapısını ortaya koymak değil, ileride yapacağımız üretim aşamalarında, hangi alandaki kerevitlerin hastalığa karşı dirençli olduğunu belirlemektir. Örneğin Keban Barajındaki kerevit stoku hastalıktan zarar görmedi. Bu durumun bu bölgede hastalık olmamasından mı yoksa hastalığa dirençli olmasında mı kaynaklandığını bilemiyoruz. Bunun nedeni, bu çalışmanın sonucunda
çıkacak. Eğer ülkemizde kerevit vebasına dayanıklı bir kerevit popülasyonu bulabilirsek bundan sonraki çalışmaları o popülas- yon üzerinde sürdürmeyi düşünüyoruz. Bu nedenle de tamamen yönümüzü hastalıksız popülasyonlara döneceğiz ya da bu hastalığa neden yakalanılmadığının genetik açılımını yapmayı hedefliyoruz."
Çınar, Avrupa pazarında kalitesi dolayısıyla "altın kerevit" diye bilinen ve bugünkü üretimi bin ton olan Türk kereveti üretimini 8 bin tonlara çıkarmayı istedikleri vurguladı.
YAĞ BALIĞI VE ALABALIK ÜZERİNE YENİ ÇALIŞMA
Eğirdir ilçesindeki Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (SAREM) Müdürü Şakir Çınar kerevitin yanı sıra diğer su ürünlerine ilişkin çalışmalarında devam ettiğini belirterek “Beyşehir gölü için endemik bir tür olan yağ balığından kültür alma çalışmalarına devam ediyoruz. Beyşehir gölünün önemli bir türü olan yağ balığından alınan kültürlerle balıklandırma çalışmaları planlıyoruz. Ayrıca İsparta için önemli olan alabalık üretimi konusunda da çalışmalarız var. Alabalık üretiminin daha sağlıklı yapılması ve artırılması için zencefil ve çörekotu katkılı yemle besleme çalışması yapıyoruz” dedi.