Çalıştay’da konuşan Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk “Yabancı üniversitelerin bilim adamları ellerini kolları sallayarak ülkemizde dolaşıyor. Maalesef bu insanların ülkemizin kaynaklarını alıp gitmesine bizim üniversitelerimizde alet olmaktadır” diye konuştu.
Biyokaçakçılıkla mücadele çalıştayı Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü Isparta Şube Müdürlüğü tarafından Basmacıoğlu otelde yapıldı. Isparta’nın sahip olduğu biyolojik kaynakların izinsiz olarak yurt dışına çıkartılmasının (biyokaçakçılığın) ve çeşitli amaçlarla izinsiz kullanılmasının önlenmesi ve neticesinde ülkemize ait genetik kaynaklardan elde edilebilecek ekonomik, sosyal, bilimsel, teknolojik, tıbbi, ticari ve kültürel faydaların ülkemiz menfaatine kullanılmasının sağlanması amacıyla düzenlenen çalıştaya İlçe Kaymakamları, İlçe Jandarma Komutanları, İlçe Emniyet Amirleri ve konu hakkında uzman personelleri ile Süleyman Demirel Üniversitesi, Kamu Kurumları, Sivil Toplum Örgütleri temsilcileri katıldı.
Biyokaçakçılık ile mücadelede yasal ve kurumsal düzenlemelerdeki eksiklikler ve bunlara yönelik önerilerin ortaya konulması, Biyokaçakçılık ile mücadele için ilimizde kurumsal kapasitenin ve işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik önerilerin belirlenmesi Biyokaçakçılık konusunda halkın farkındalığının artırılması, Biyokaçakçılık ile mücadele için ilgili kurumlar arasında eşgüdümün ve işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik bilgi ve veri paylaşımı sistemi (web tabanlı uyarı sistemi vb) kurulması, konularının ele alındığı çalıştay açılış konuşmaları ile başladı.
Biyokaçaçılıkla mücadele çalıştayının açılışında konuşan Isparta Şube Müdürü Hasan Hüseyin Ölçer korunan alanlarındaki çalışmalarının yanı sıra av koruma ve biyokaçakçılıkla mücadele konusunda da çalışmalarının olduğunu söyleyerek “Biyolojik çeşitlilik belirli bir bölge veya alandaki bitki, hayvan veya diğer tüm canlıların çeşitliliğidir. Ülkemiz sahip olduğu kaynak değerleri ile yabancı araştırmacılar için bir çekim merkezi, geniş bir malzeme deposu olma özelliğindedir. Biyolojik çeşitliliğimiz bilimsel araştırma, koleksiyon ve en nihayetinde ticari amaçlar adına birçok yabancı için çekici bir hal almaktadır” dedi.
GEN KAYNAKLARI ALTIN VE PETROL KADAR DEĞERLİ
Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk ise dünya ile birlikte biyokaçakçılığa karşı mücadele başlattıklarını söyleyerek “Biyokaçakçılık yabani bitki ve hayvanların bireylerinin, tohumlarının, parçalarının, kan veya dokularının yetkili kurumların izni alınmadan yabancılar tarafından doğadan toplanarak yurt dışına götürülmesi olarak adlandırılmaktadır. Biyokaçakçılık nedeniyle, tür sayısı ve bu türlere ait bireylere ilişkin kaybımız her geçen gün artmaktadır. Örneğin kelebeklerin, arıların doğadan toplanması çiçeklerin polenlerinin taşınamamasına böylece bitkilerin tohum verememesine ve çoğalamamasına sebep olmaktadır. Bitkilerin çoğalamaması bitkilerle beslenen veya barınması ve üremesi bitkilere bağımlı olan diğer türlerin yaşamını tehlikeye atmakla birlikte, tarımsal verimi düşürmekte çiftçinin geçimini olumsuz etkilemektedir” şeklinde konuştu. Yılmaztürk biyolojik kaynakların ve gen kaynaklarının giderek değerlendiğine dikkat çekerek “gen kaynakları ülkeler için altın ve petrol kadar değerlidir. Bunların kaybolmaması toplum olarak çaba sarf etmeliyiz” dedi.
ALET OLMAYALIM UYARISI
Biyo kaçakçılığa üniversitelerin alet olduğunu söyleyen Yılmaztürk “Canlıların sahip oldukları tüm özellikler genlerinde şifrelenmiştir, dolayısıyla tüm canlılar birer genetik kaynaktır. Yurdumuza turistik amaçla çeşitli ülkelerden gelen yabancılar doğadan topladıkları bitki veya hayvanlar ya da bunlara ait parçaları (kıl, tüy, yumurta, boynuz, tohum, soğan, yaprak vb.) beraberinde yurt dışına çıkararak bu canlı doğal kaynaklardan ekonomik, sosyal, bilimsel, teknolojik, kültürel faydalar elde etmekte ve ülkemiz bu faydalardan yararlanamamaktadır. Dolayısıyla kendi kaynaklarımız üzerindeki haklarımız başka ülkelere, kişilere veya firmalara geçmektedir.
Sonuç olarak, doğamızdan eksilen her canlı, gelecek kuşakları ülkemizin biyolojik zenginliğinden mahrum bırakmakta böylece ülke refahı ve kalkınmasını sekteye uğratmaktadır. Yabancı üniversitelerin bilim adamları ellerini kolları sallayarak ülkemizde dolaşıyor. Maalesef bu insanların ülkemizin kaynaklarını alıp gitmesine bizim üniversitelerimizde onlarla işbirliği geliştirmek ve ortak projeler yapabilmek için bu duruma alet olmaktadır” diyerek uyarıda bulundu.
HOŞGÖRÜMÜZDEN FAYDALANIYORLAR
Orman Fakültesini temsilen çalıştaya katılan Hasan Alkan ise “milletimiz misafirperver ve hoşgörülü bir millet” diyerek biyokaçakçılık amacıyla gelen yabancıların bundan faylandığını söyledi. Alkan konuşmasında şunlara yer verdi. “Türkiye olarak Avrupa kıtasındakine eşdeğer bir bitki çeşitliliğine sahibiz. Turizme önem veriyoruz, hoşgörülüyüz ve misafirperveriz. Ülkemize gelen yabancıları kendi elimizle alıp dağlarımızı, ovalarımızı gezdiriyoruz ve farkında olmadan onların kötü amaçlarına yardımcı oluyoruz” dedi.