SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çetinkaya, Karacaören Barajı'nda uygulanacak olan Özel Hüküm çalışmalarında balıkçıların gölü kirletici olarak gösterilmesine tepki koydu.
Balıkçıların kendi geleceğini karartmak istemeyeceğini belirten Çetinkaya, "Balıkçılık, sanayi, tarım ve hayvancılığı yasaklarsanız Isparta nasıl kalkınacak? diye sordu.
SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çetinkaya, şu an gündemde olan Karacaören Barajı Özel hüküm çalışmalarına yönelik çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Fakülte olarak özel hüküm çalışmalarına itirazlarının şu şekilde olduğunu belirten Çetinkaya, "Karacaören barajı çalışmalarını devlet yapmış. Devlet vatandaşa gelin burada balıkçılık yapın. Size kredi ve teşvik vereyim demiş.
Vatandaş da buraya yatırım yapmış ve çok da başarılı olmuş. Balıkçılık çok zor ve riskli bir iştir. Bu bölgeli bir yıllık alabalık üretimi Türkiye üretiminin yüzde 10'una çıkıyor. Sonra devlet balıkçısına burada balıkçılık yapamazsın diyor. Bunun insani gerekçesi olabilir mi? Biz buna itiraz ediyoruz. Dünyada içme suyu olarak kullanılan ve balıkçılık yapılan yüzlerce kaynak var. Bu sektör burada yaşasın. Önemli bir istihdam sağlıyor. Türkiye ihracat için her türlü zorluğa katlanırken oluşmuş istihdam ve ihracatı kim engelleyebilir?" dedi.
PEKİ, ISPARTA NASIL KALKINACAK?
Öte yandan geriye dönük tartışmanın bir anlamının olmadığını bildiren Çetinkaya, şöyle devam etti; "Ben bugün buradaki tarım, hayvancılığın ve karayollarının bundan zarar görmemesini İstiyorum. Peki, Isparta’da tarımı engelliyorsunuz, balıkçılık, turizm ve sanayiyi durduruyorsunuz. Isparta nasıl kalkınacak? Bu soruyu kim cevaplayacak? Kalkınmanın çoklu bileşenleri vardır. Balıkçılık ucundan tutar, madencilik, hizmet sektörü ucundan tutar ondan sonra hizmet sektörü kalkınır. Karacaören Barajında balıkçılığa izin vermiyorlar. Orada kapasite yüzde 50 azaltılıyor. Kara tesislerde kapasite artışına müsaade edilmiyor. Hiç su kirletme yetkisi olmayan yeni bir kaynak buldunuz neden oraya ruhsat vermiyorsunuz? Denizli, Muğla ve Antalya da serbest; Isparta’da yasak.
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI DEĞİLEN DÜNYANIN DOĞAL ÜRÜNÜ
Bazıları kültür balıkçılığa karşıyım diyor peki siz kültür elmasına neden karşı değilsin? Artık 500 yıl önde yaşamıyoruz. Bugün dünya nüfusunu besleyebilmek için kültür dışında gerçeklik yoktur. Aklınıza gelen her ürün artık kültür ürünüdür. Kültür balıkçılığı da değişen dünyanın doğal bir parçasıdır. Dünyada 160 milyon ton su ürünleri üreticiliği var. Bunun içinde kültür payı giderek artıyor. 60 milyon tondan fazla kültür üretimi var. Başka türlü dünyayı besleyemezsiniz.
BALIKÇI SUYU KİRLETMEZ
Diğer taraftan balıkçı suyu kirleterek kendi geleceğini kaybetmek ister mi? Balıkçı burada kirletmez. Burada kirleticiler başka etkenler. Belki birkaç fabrikanın oluşturduğu alıklardır. Ama orada bir kirlenme söz konusu ise TÜBİTAK'ın bunu ortaya koyması lazım. TÜBİTAK 'Bir kirlilik vardır şu seviyededir ve kirleten etmenler şunlardır' demelidir. Ama burada ne yapıyorlar en gariban olan balıkçıların üzerine geliyorlar.
BURDUR VE ANTALYA'DAN GÖRÜŞ ALINDI ISPARTA'DAN YOK
Bu arada Karacaören'in asıl su toplama havzasının yüzde 65-70'i Isparta’da. Olayın kalbinde Isparta var. Isparta’yı dışlıyorsunuz Burdur ve Antalya'da görüş alıyorsunuz. Bu projeyle Isparta ile Antalya arasında perde arkasında bitmeyen bir kavga başlatılıyor. Bir kentin kanalizasyonunu istediğiniz kadar arıtın daima bir içme suyu olarak soru işareti vardır. Peki, buna değer mi?
BURDUR ÇOK İYİ ÇALIŞMIŞ
Isparta’nın Çandır, Melihler gibi köyleri var. Orada seracılık gelişti. Siz seracılıkta organik tarımı uygulayabilir misiniz? Uygulayamazsınız. Burdur'da Elsazı orada çiftlik ve birkaç kasaba var. Aynı seracılık orada yok mu? Onların kullandığı sular yine Karacaören Barajı'na karışıyor. Özel hükümlerde Isparta’nın köyleri var organik tarım yapabilirsin deniyor ama bu Burdur İçin bu söylenmiyor. Burdur çok iyi çalışmış. Organize olmuş ve müdahale etmiş. Ama Isparta’ya bu çalışma haber bile verilmemiş."
Balıkçıların kendi geleceğini karartmak istemeyeceğini belirten Çetinkaya, "Balıkçılık, sanayi, tarım ve hayvancılığı yasaklarsanız Isparta nasıl kalkınacak? diye sordu.
SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çetinkaya, şu an gündemde olan Karacaören Barajı Özel hüküm çalışmalarına yönelik çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Fakülte olarak özel hüküm çalışmalarına itirazlarının şu şekilde olduğunu belirten Çetinkaya, "Karacaören barajı çalışmalarını devlet yapmış. Devlet vatandaşa gelin burada balıkçılık yapın. Size kredi ve teşvik vereyim demiş.
Vatandaş da buraya yatırım yapmış ve çok da başarılı olmuş. Balıkçılık çok zor ve riskli bir iştir. Bu bölgeli bir yıllık alabalık üretimi Türkiye üretiminin yüzde 10'una çıkıyor. Sonra devlet balıkçısına burada balıkçılık yapamazsın diyor. Bunun insani gerekçesi olabilir mi? Biz buna itiraz ediyoruz. Dünyada içme suyu olarak kullanılan ve balıkçılık yapılan yüzlerce kaynak var. Bu sektör burada yaşasın. Önemli bir istihdam sağlıyor. Türkiye ihracat için her türlü zorluğa katlanırken oluşmuş istihdam ve ihracatı kim engelleyebilir?" dedi.
PEKİ, ISPARTA NASIL KALKINACAK?
Öte yandan geriye dönük tartışmanın bir anlamının olmadığını bildiren Çetinkaya, şöyle devam etti; "Ben bugün buradaki tarım, hayvancılığın ve karayollarının bundan zarar görmemesini İstiyorum. Peki, Isparta’da tarımı engelliyorsunuz, balıkçılık, turizm ve sanayiyi durduruyorsunuz. Isparta nasıl kalkınacak? Bu soruyu kim cevaplayacak? Kalkınmanın çoklu bileşenleri vardır. Balıkçılık ucundan tutar, madencilik, hizmet sektörü ucundan tutar ondan sonra hizmet sektörü kalkınır. Karacaören Barajında balıkçılığa izin vermiyorlar. Orada kapasite yüzde 50 azaltılıyor. Kara tesislerde kapasite artışına müsaade edilmiyor. Hiç su kirletme yetkisi olmayan yeni bir kaynak buldunuz neden oraya ruhsat vermiyorsunuz? Denizli, Muğla ve Antalya da serbest; Isparta’da yasak.
KÜLTÜR BALIKÇILIĞI DEĞİLEN DÜNYANIN DOĞAL ÜRÜNÜ
Bazıları kültür balıkçılığa karşıyım diyor peki siz kültür elmasına neden karşı değilsin? Artık 500 yıl önde yaşamıyoruz. Bugün dünya nüfusunu besleyebilmek için kültür dışında gerçeklik yoktur. Aklınıza gelen her ürün artık kültür ürünüdür. Kültür balıkçılığı da değişen dünyanın doğal bir parçasıdır. Dünyada 160 milyon ton su ürünleri üreticiliği var. Bunun içinde kültür payı giderek artıyor. 60 milyon tondan fazla kültür üretimi var. Başka türlü dünyayı besleyemezsiniz.
BALIKÇI SUYU KİRLETMEZ
Diğer taraftan balıkçı suyu kirleterek kendi geleceğini kaybetmek ister mi? Balıkçı burada kirletmez. Burada kirleticiler başka etkenler. Belki birkaç fabrikanın oluşturduğu alıklardır. Ama orada bir kirlenme söz konusu ise TÜBİTAK'ın bunu ortaya koyması lazım. TÜBİTAK 'Bir kirlilik vardır şu seviyededir ve kirleten etmenler şunlardır' demelidir. Ama burada ne yapıyorlar en gariban olan balıkçıların üzerine geliyorlar.
BURDUR VE ANTALYA'DAN GÖRÜŞ ALINDI ISPARTA'DAN YOK
Bu arada Karacaören'in asıl su toplama havzasının yüzde 65-70'i Isparta’da. Olayın kalbinde Isparta var. Isparta’yı dışlıyorsunuz Burdur ve Antalya'da görüş alıyorsunuz. Bu projeyle Isparta ile Antalya arasında perde arkasında bitmeyen bir kavga başlatılıyor. Bir kentin kanalizasyonunu istediğiniz kadar arıtın daima bir içme suyu olarak soru işareti vardır. Peki, buna değer mi?
BURDUR ÇOK İYİ ÇALIŞMIŞ
Isparta’nın Çandır, Melihler gibi köyleri var. Orada seracılık gelişti. Siz seracılıkta organik tarımı uygulayabilir misiniz? Uygulayamazsınız. Burdur'da Elsazı orada çiftlik ve birkaç kasaba var. Aynı seracılık orada yok mu? Onların kullandığı sular yine Karacaören Barajı'na karışıyor. Özel hükümlerde Isparta’nın köyleri var organik tarım yapabilirsin deniyor ama bu Burdur İçin bu söylenmiyor. Burdur çok iyi çalışmış. Organize olmuş ve müdahale etmiş. Ama Isparta’ya bu çalışma haber bile verilmemiş."