Uzmanlardan altın ve dolar değerlendirmesi: Tarih verdiler
Ekonominin uzman isimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dolar, altın ve ekonomiye dair açıklamalarını yorumladı.Piyasalarda yaşanan dalgalanmanın pandemiye ilgili olduğunu belirten uzmanlar, "Altın fiyatlarındaki hareketliliğin Türkiye ekonomisiyle ilgisi yok, küresel piyasalarla alakalı" ifadelerini kullandılar. Öte yandan uzmanlar, Merkez Bankası'nın hamlelerinin etkisinin eylül ayında görüleceği görüşünde birleşiyorlar
Prof. Dr. Kerem Alkin, Prof. Dr. Kadir Tuna, Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş ve Prof. Dr. Sefer Şener Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiyle ilgili açıklamalarını değerlendirdi.
DALGALANMAYI SADECE TÜRKİYE YAŞAMADI
Prof. Dr. Sefer Şener'in açıklamalarından satır başları:
Sayın Cumhurbaşkanı özellikle Kovid-19 ile ilgili söyledi. Pandemi sürecinin zorlu geçtiğini, özellikle ekonomideki hareketlenmelerin pandemiyle ilgili olduğunu söyledi. Şu andaki dalgalanmalar özellikle pandemi süreciyle alakalı. Hakikaten baktığımızda da bize benzeyen ülkeler Brezilya gibi Polonya gibi ülkelerde de bu dalgalanma süreçlerini görüyoruz
Son bir aylık dönemde ve Ocak ayı dönemini de sayarsak gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde ciddi anlamda baskı yaşandı. Ortalamasını aldığımızda yüzde 18 ile 33 arasında değişim var. Yani sadece Türkiye bu dalgalanmayı yaşamadı. Ekonomide bu dalgalanmayı değerlendirirken farklı noktalardan bakmak lazım. Altındaki dalgalanma farklı, dövizdeki dalgalanma farklı bir boyut. Altındaki dalgalanma tamamen kovid ile alakalı, ABD-Çin gerilimiyle alakalı. Gerilim altının ons fiyatını değiştiriyor. Dolayısıyla içerde altın fiyatı değişmesinin Türkiye ekonomisiyle ilgisi yok. Altındaki değişim küresel piyasalarla alakalı.
Dövizle ilgili kısım ise bir kısmı gelişen piyasalarla alakalı, bir kısmı da kovid ile alakalı.
MERKEZ'İN HAMLESİ EYLÜL ORTASINDA ETKİSİNİ GÖSTERECEK
Prof. Dr. Kerem Alkin'in açıklamalarından satır başları:
Merkez Bankası ve BDDK'nın müdahale alanları farklı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası koronavirüsün Türkiye ekonomisine etkilerini bertaraf etmek amacıyla çok doğru ve isabetli bir stratejiyle çok önemli bir parasal genişleme süreci yönetti. Biz küresel virüs salgınında dünyada mal ve hizmet üretimini büyük ölçüde başaran ve bunu yaparken de vaka sayılarını çok çok iyi yönetmiş ender ülkelerden biriyiz. Bunu Türkiye'ye gelen ihracat siparişlerini tam manasıyla karşılama, dolayısıyla da istihdamı koruma noktasında pek çok alana yansıyor. Türkiye'nin normalleşmeyi ekonomiye bütün ile yansıtmasıyla otomotivden konut endüstrisine ciddi bir canlanma oldu. Buna turizmi de katabiliriz. Merkez Bankası da bu hareketliliği ve dinanizmi dikkate alarak buralara gelmemizi sağlayan TL miktarındaki rahatlamayı artık geri çekme noktasında bazı kararları gündeme getirdi. Bu canlanma ve normalleşmenin enflasyona dönüşmemesi için ve TL'nin değerini koruma adına piyasaya vermiş olduğu TL'yi kademeli olarak geri çekmesi gerekiyor. Bu hamleler daha çok Eylül ortasından itibaren Türkiye ekonomisindeki etkisini hissettirecektir.
TÜRKİYE MAVİ VATAN SEVDASINDAN VAZGEÇMİYOR
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki tüm hak ve imkanlarıyla ilgili bir süreç yönetiyoruz. Cumhurbaşkanımız da yine bir saldırı beklentisi söz konusuysa bunun farkında olunduğu ve neticesinde Türkiye'nin Mavi Vatan stratejisinden taviz vermeyeceği konusunda mesaj vermiş oluyor.
Şunu da gözardı etmememiz de yarar var, üç hafta önce uluslararası yönetim ve danışmanlık şirketleri ardı ardına yayınladıkları raporlarda dünyanın önde gelen şirketlerinin Asya ve Çin'e bağımlılıklarını koronavirüs nedeniyle gözden geçirdiklerini ve Çin ile Asya'ya yüzde 10 -15 bağımlılığı azaltacak adımlar atma noktasına geldiklerini açıkladılar. Bu çerçevede de Türkiye'ye pek çok ürünle ilgili olarak yeni siparişlerin geldiğine şahit olduk. Bu siparişler Haziran'da ihracat rekoru kırdırdı.
Gelişmiş ekonomilere doğru bir sermaye çıkışının yaşandığına şahit olduk. Önümüzdeki dönemde hem hisse senedinde hem de tahvilde yabancı sermayenin olumlu etkilerini göreceğiz.
FAİZ ARTIRMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Doç. Dr. Kadir Tuna'nın açıklamalarından satırbaşları:
Sayın Cumhurbaşkanının altını çizdiği, küresel ekonominin geçtiği zor dönemden bahsettiği. Malum kovid-19 süreci bizim yakın dönemde küresel ekonominin yaşandığı finansal krizden çok farklı sağlık krizi. Bu piyasalarda belirsizlik yaratmış durumda. Geçmişte ortaya çıkan finansal kriz sonrası alınan kararlar piyasalarda hızlı reaksiyon gösteriyordu. Fakat mevcutta ikinci dalga riskinin ortaya çıkıyor olması, ABD-Çin arasındaki gerilimin yılın son çeyreğinde tansiyonun artacağına yönelik beklentiler, Kasım ayında gerçekleştirilecek seçim ve seçimde ortaya çıkacak tablo gibi birçok önemli konu pandemiyle birleştiği zaman müthiş bir güvensizlik yaratmış durumda. Panik havası getirmiş görünüyor.
Merkez Bankalarının bu kadar ciddi parasal adımlarına rağmen, sermaye hareketlerinin sınırlı olması bu da fiyatları olumsuz etkiliyor. Petrol tarafında, altın tarafında oynaklığın çok yüksek olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanının altını çizdiği konu, Türkiye'nin bu süreci yönetme becerisinin başarılı olduğunun altını çizdi.
Merkez Bankasının elinde çok sayıda araç var. Tabi Merkez Bankası bu araçları piyasanın gidişatına göre kullanacaktır. "Merkez Bankası faiz artırsın" gibi adımları doğru bulmuyorum. Merkez Bankası bu tür faiz adımlarını çok gerekli olduğu durumlarda kullanacaktır. Bu da çok sık başvurulabilecek bir enstrüman olmadığını söyleyelim.
BDDK'nın başkanlığındaki toplantıyı buna bağlamak gerekirse, bankacılık sektörünün paydaşlarıyla bir araya gelerek kararların uygulanmasına yönelik özellikle iletişim politikası açısından doğru olduğunu söyleyebiliriz.
VATANDAŞA UYARI: BİRİKİMLERİNİZE SAHİP ÇIKIN, YENİ BİR SİSTEMİ VAR
İslam Memiş'in açıklamalarından satır başları:
Uluslararası piyasalarda altının onsu 2300 dolar devamında 3 bin dolar olarak belirlendiği bunun devamında dolar kurundan aldığı destekle rekoru sık sık test ettiğini ancak yatırımcısına sık sık şunu tavsiye ediyoruz elinizdeki varlıklarınıza sahip çıkın. Yeni bir finans sistemi, yeni bir dünya sistemi var.
Dolar artık rezervden öteye artık tercih edilmiyor. Yeraltında azalan madenler var. İnsanlar artık arkasından merkez bankası olmayan piyasaları emtiaları tercih ediyorlar. Altın ve gümüş bundan sonra rağbet görecek ve değer kazanacak. Şu anda dolar kurundan destek aldığı için yükseliyor. Yine yükselişlerine devam edecek.
Ancak Merkez Bankası başta olmak üzere diğer kurum ve kuruluşların aldığı tedbirlerle tekrar kısa vadeli geri çekilmeler yıl sonuna kadar olacaktır. Vatandaşlarımız panik olmasın. Yıllardır şunu tavsiye ediyoruz. Altın ve gümüş değerli bir emtiadır. Bağımsızdır, yeraltı madenidir. Dolar endeksi tekrar toparlanırsa bu yükselişler sürecek.
Önümüzdeki yıl düğün yapacaklar, altın borcu olanlar mutlaka alsın. Herkes yüksekten satıp düşükten almak istiyor. Kesinlikle mantığınıza göre hareket edin, birikimlerinize sahip çıkın.
KAYNAK: HÜRRİYET