Gülbirlik Genel Müdürü Haşan Çelik, dönem dönem kurumu hakkında ortaya çıkan dedikodulara sert bir şekilde cevap verdi. Çelik, ‘Neden diğer firmalara her şeyde Gülbirlik'i bekliyor ve ‘Bu tür dedikodular neden çıkıyor sorusuna “Bizim de anlam veremediğimiz bir şey.
Gülbirlik sektörün en büyüğüdür, onların vereceği karara saygı duyarız anlamında birlikte yol almak, birlikte hareket etmek, Isparta ekonomisine katkı sağlamak adına yapılan açıklamalarla bir derdimiz yok. Isparta’da bir sürü firma var. Anonim olarak laflar dolaşıyor. Kimse ben dedim demiyor. Sonra bir araya geliyorlar bu Gülbirlik’i batıralım diyorlar” dedi.
Isparta’nın Dünya’ya açılan kapılarından olan Güibirlik, sektörünün amiral gemisi olmaya devam ediyor Başarılarından otürü zaman zaman dedikodulara maruz kalan Gülbirlik yönetimi tüm bunlara aldırış etmeden çalışmasını sürdürüyor.
2016 yılını değerlendiren Gülbirlik Genel Müdürü Haşan Çelik şu bilgileri paylaştı;
“Gülbirlik’i batırdığınızda neyi batırdığınızı biliyor musunuz?
Gülbirlik bu milletin bir kuruluşu ve firması. Köydeki Ahmet Amcanın, Mehmet Amcanın, 5 kuruşa ihtiyacı olan insanların
sofrasına yarım dilim ekmek olarak gelecek olan, bir dilim peynir olarak gelecek olanların insanların alın teriyle ortaya koyduğu bir kurum ve kuruluş.
Burayı batırdığımızda Haşan Çelik’e zarar veririz diye düşünmesinler. Bunu bu kadar alçakça düşürüyorlarsa, bu milletin kurmuş
olduğu bir kooperatifi, bir işyerini, bir kurumu batırmak istiyorlarsa bu insanların 15 Temmuz hain darbe girişimindeki millet düşmanlarından farkı yoktur. Onlar millete saldırdı, bunlar da milletin malına saldırıyor. Bu ekonomi millete katkı sağlıyor.
Üreticileri millet olarak kabul etmiyormusun? Bu insanlar Türk milletinin vatandaşı değil mi?
Onların ortaya koyduğu birşeyi batırmaya çalışıyorsun.
Batırmak istediğin yerin sahipleri millet. O zaman kusura bakma 15 Temmuz’daki milletin düşmanlarıyla aynı saftasın. İllaki eline silah alıp,helikopterle, bombayla saldırman gerekmiyor. Bunun bir başka şeklini yapıyorsun. Akıl alacak yeri yok bunun.
Gülbirlik son dönemde yaptığı ataklarla ve çalışmalarla bazı sektördeki firmalara rahatsızlık veriyor. Ben 31 yıldır Gülbirlik’te
çalışıyor.
Gülbirlik, üreticisine o dönemde 1250- 1500 TL(o zamanın parasıyla konuşuyorum) verirken yüzde 50 aşağısında verip, üreticiyi kapılarında beklettiler. Biz aldık. Onların verdiği fiyatın iki katını da verdik. Adamların rahatsızlıkları bu. Adamlar şunu bekliyor; gül çok olsun, fiyatlar düşsün, biz daha çok kazanalım. Üreticin kazanırsan sen de kazanacaksın. Sadece ben kazanayım dersen bir gün kazanırsın. O zaman da bu millet onları unutmaz. Yaklaşık 100 senedir Gülbirlik ya da Gülbirlik’in kooperatifleri ayakta. Ama ben biliyorum Gülbirlik’in dışında nice firmalar geldi, kuruldu, bugün esamesi okunmuyor. Kusura bakmasınlar doğru tektir. Hak, haktır. Gerçekten doğru yolda yürüyorsan, kazancına herhangi bir şekilde başka şeyler karıştırmıyorsan Allah yolunu
açık etsin kardeşim. Diğer türlü şeylerin varsa bende seni problemlerinle başbaşa bırakıyorum. Bu kurulan tesisleri alıp gidip de bankaya para koymuyoruz.
Yeni tesisler kuruyoruz, yeni yatırımlar yapıyoruz ki; gülcülüğün önü açılsın istiyoruz. Geçen yıl fark ödemesi yaptık.
Rosense’den elde etmiş olduğumuz gelirlerden aktarmak suretiyle verdik. Kooperatifçiliğin mantığı kazandırmak. Biz bunu
yaptık. Bundan dolayı da hiçbir rahatsızlığımız yok. Üreticimizle yolumuza devam ediyoruz.
Kervan yürüyor. Bu bir ekip işi.
Kapıdaki güvenlik görevlisinden en üstteki arkadaşıma kadar herkes bu işi sahipleniyor.
Herkes canla başla çalışıyor.
Onlardan Allah razı olsun. Ben Gülbirlik’in 30 yıl öncesini de biliyorum. 8 ay maaş almadığımız günleri de biliyorum. Ama şükürler olsun Allah öyle imkanlar verdi, Gülbirlik belki yarın başka bir şirket kuracak. Gelecek arkadaşlarımız belki çok da vizyon sahibi olacaklar ve önemli işler yapacaklar. Önemli olan burada ivme kazandırmak. İvme kazandırdığınız zaman parayı bankaya değil, parayı bilime ve argeye yatırdığınız zaman bunun karşılığını da görüyorsunuz. Markalaşmak, kurumsallaşmak ve sektörde söz sahibi olmak istiyorsanız mutlaka insan kaynaklarınıza yatırım yapmak zorundasınız. Yoksa yakıtı bitmiş araba gibi
yolda kalırsınız.”
Kaynak: ISPARTA HABER GAZETESİ