Eğitim-Bir-Sen Isparta 1 Nolu Şube Başkanı İhsan Arıcı, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Sandığı (İLKSAN) hakkında yazılı bir açıklama yaptı. İLKSAN yönetimini eleştiren Arıcı, açıklamasında şunları ifade etti: “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu’nun yetkili sendikası olarak, Türkiye’de ve dünyada artık örneği bulunmayan bir kurumsal yapıya sahip İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Sandığı’nın (İLKSAN) uğratıldığı zararın her geçen gün arttığını, yönetilemez, fayda üretemez bir kuruma dönüştüğünü, idari ve mali içerikli raporlarla defaatle ortaya koyduk.
Üyelerimiz başta olmak üzere, “ceberut devlet” dönemini yansıtan zorunlu üyelik hükmüne dayalı olarak kendi rızaları olmaksızın bir anlamda zorla sandık üyesi yapılan bütün eğitim çalışanlarının mevcut zararlarının daha da artmasını engellemeyi, yetkili sendika sıfatımızın kapsamındaki sorumluluklarımız arasında gördük.
Bu çerçevede, 2 ve 3. Dönem Toplu sözleşmelerinde sandığa zorunlu üyelik uygulamasına son veren hükümlerin hizmet kolu toplu sözleşmemizde yer almasını sağlamak suretiyle, özgürlükçü ve demokratik bir yöntem olarak “isteğe bağlı üyelik” uygulamasına geçilmesini sağladık.
İLKSAN yönetimi, “isteğe bağlı üyelik” uygulamasını, kurumu yönetme beceriksizliklerini ve mali açıdan zarar etmeyi engelleme yetersizliklerini örten perdeyi yırtma, İLKSAN’daki üye sömürüsünün net bir şekilde ortaya çıkma riski olarak değerlendirmiş; temel hak ve özgürlükler arasında yer alan sözleşme ve irade özgürlüğünü hiçe sayan, hukuki açıdan kadük bir kanun maddesini, “zorunlu üyelik” ve buna dayalı “zorla aidat” uygulamasını kaldıran 3. Dönem Toplu Sözleşme hükmünü dava konusu etmiştir. Kuruma ve üyeye verdikleri zararı dert etmeyenlerin, kendi yetersizliklerini ortaya çıkaran toplu sözleşme hükmünü dava etmesi, İLKSAN’ın mevcut yönetiminin üyeyi değil, zarar hanesini sürekli büyüten yönetimlerini sürdürmeyi önemsediğinin de belgesidir.
Yönetim ahlakı ve anlayışını bu şekilde ortaya koyan bir yapıda yönetimin ve yöneticilerin değişmesi; zararın düşürülmesine, sandığın güçlenmesine, üyelerine hak ettikleri şekilde hizmet etmesine fırsat ve imkân oluşturmaktan uzaktır. Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte temsilci ve sandık yönetimine yönelik yapılacak seçimler, eski alışkanlıkların devamından, zararı saklama telaşını yüklenecek yeni isimlerin ortaya çıkmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır. 1943 yılında kurulmuş, çağın sosyo-ekonomik şartlarının çok gerisinde kalmış İLKSAN için kaçınılmaz ve bir an önce gerçekleştirilmesi gereken sonuç, tasfiyedir.
Bütün bu olanlar, İLKSAN’da mevcut zararın katlanarak artırmasına, üyelerin haklarının iadesini ve zararlarının tazminini imkânsız boyuta taşınmasına, tasfiye aşamasına geçilmesinin uzamasına neden olmuştur. Bu vesileyle, bu zarara ve kötü gidişata dur demek için, suni teneffüs mesabesindeki bütün girişimlerden uzak durmak gerektiğine inanıyor; İLKSAN yönetimine ve İLKSAN’ın durumunu görmemekte ısrar edenlere karşı demokratik bir tavır ortaya konulmasının vaktinin geldiğini hatta geçtiğini düşünüyoruz.
Bu nedenle; eğitim çalışanlarının haklarını, alın teriyle elde ettikleri kazançlarını korumayı ve artırmayı bihakkın yerine getiren yetkili sendika olmanın gereği olarak; üyelerimiz başta olmak üzere, tüm sandık üyelerinin haklarının iadesini sağlayacak tasfiye sürecinin derhal başlatılması konusunda kamuoyu baskısı oluşturmak ve İLKSAN’ın devamı sonucunu doğuracak süreçlerde vicdani sorumluluk yüklenmemek amacıyla, temsilcilik seçimlerinde oy kullanmamak suretiyle İLKSAN’ı boykot etmeleri için üyelerimize çağrıda bulunuyoruz.” Eğitim-Bir-Sen Isparta 1 Nolu Şube Başkanı İhsan Arıcı, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Sandığı (İLKSAN) hakkında yazılı bir açıklama yaptı. İLKSAN yönetimini eleştiren Arıcı, açıklamasında şunları ifade etti: “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu’nun yetkili sendikası olarak, Türkiye’de ve dünyada artık örneği bulunmayan bir kurumsal yapıya sahip İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Sandığı’nın (İLKSAN) uğratıldığı zararın her geçen gün arttığını, yönetilemez, fayda üretemez bir kuruma dönüştüğünü, idari ve mali içerikli raporlarla defaatle ortaya koyduk.
Üyelerimiz başta olmak üzere, “ceberut devlet” dönemini yansıtan zorunlu üyelik hükmüne dayalı olarak kendi rızaları olmaksızın bir anlamda zorla sandık üyesi yapılan bütün eğitim çalışanlarının mevcut zararlarının daha da artmasını engellemeyi, yetkili sendika sıfatımızın kapsamındaki sorumluluklarımız arasında gördük.
Bu çerçevede, 2 ve 3. Dönem Toplu sözleşmelerinde sandığa zorunlu üyelik uygulamasına son veren hükümlerin hizmet kolu toplu sözleşmemizde yer almasını sağlamak suretiyle, özgürlükçü ve demokratik bir yöntem olarak “isteğe bağlı üyelik” uygulamasına geçilmesini sağladık.
İLKSAN yönetimi, “isteğe bağlı üyelik” uygulamasını, kurumu yönetme beceriksizliklerini ve mali açıdan zarar etmeyi engelleme yetersizliklerini örten perdeyi yırtma, İLKSAN’daki üye sömürüsünün net bir şekilde ortaya çıkma riski olarak değerlendirmiş; temel hak ve özgürlükler arasında yer alan sözleşme ve irade özgürlüğünü hiçe sayan, hukuki açıdan kadük bir kanun maddesini, “zorunlu üyelik” ve buna dayalı “zorla aidat” uygulamasını kaldıran 3. Dönem Toplu Sözleşme hükmünü dava konusu etmiştir. Kuruma ve üyeye verdikleri zararı dert etmeyenlerin, kendi yetersizliklerini ortaya çıkaran toplu sözleşme hükmünü dava etmesi, İLKSAN’ın mevcut yönetiminin üyeyi değil, zarar hanesini sürekli büyüten yönetimlerini sürdürmeyi önemsediğinin de belgesidir.
Yönetim ahlakı ve anlayışını bu şekilde ortaya koyan bir yapıda yönetimin ve yöneticilerin değişmesi; zararın düşürülmesine, sandığın güçlenmesine, üyelerine hak ettikleri şekilde hizmet etmesine fırsat ve imkân oluşturmaktan uzaktır. Bu çerçevede, önümüzdeki süreçte temsilci ve sandık yönetimine yönelik yapılacak seçimler, eski alışkanlıkların devamından, zararı saklama telaşını yüklenecek yeni isimlerin ortaya çıkmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır. 1943 yılında kurulmuş, çağın sosyo-ekonomik şartlarının çok gerisinde kalmış İLKSAN için kaçınılmaz ve bir an önce gerçekleştirilmesi gereken sonuç, tasfiyedir.
Bütün bu olanlar, İLKSAN’da mevcut zararın katlanarak artırmasına, üyelerin haklarının iadesini ve zararlarının tazminini imkânsız boyuta taşınmasına, tasfiye aşamasına geçilmesinin uzamasına neden olmuştur. Bu vesileyle, bu zarara ve kötü gidişata dur demek için, suni teneffüs mesabesindeki bütün girişimlerden uzak durmak gerektiğine inanıyor; İLKSAN yönetimine ve İLKSAN’ın durumunu görmemekte ısrar edenlere karşı demokratik bir tavır ortaya konulmasının vaktinin geldiğini hatta geçtiğini düşünüyoruz.
Bu nedenle; eğitim çalışanlarının haklarını, alın teriyle elde ettikleri kazançlarını korumayı ve artırmayı bihakkın yerine getiren yetkili sendika olmanın gereği olarak; üyelerimiz başta olmak üzere, tüm sandık üyelerinin haklarının iadesini sağlayacak tasfiye sürecinin derhal başlatılması konusunda kamuoyu baskısı oluşturmak ve İLKSAN’ın devamı sonucunu doğuracak süreçlerde vicdani sorumluluk yüklenmemek amacıyla, temsilcilik seçimlerinde oy kullanmamak suretiyle İLKSAN’ı boykot etmeleri için üyelerimize çağrıda bulunuyoruz.”