5 NİSAN 2015 AVUKATLAR GÜNÜ AÇILIŞ KONUŞMASI
Değerli Avukatlar, Değerli Basın Mensupları;
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Avukatlar günü vesilesiyle birlikte ve bir aradayız.5 Nisan 1958 yılından bu yana Avukatlar Günü olarak kutlanıyor.
Isparta Barosunun Kıymetli Avukatları;
Ömürlerinin en değerli zaman dilimlerini hukuka adayan değerli meslektaşlarım, Siz saygıdeğer meslektaşımı, Sadece Avukatlık görevinizi yerine getirirken gösterdiğiniz onurlu mücadele için değil aynı zamanda Hukuk devleti ve Yargı Bağımsızlı ülküsünü egemen kılma yolunda yıllardır verdiğiniz mücadele için tebrik ediyor, Bu yılki AVUKATLAR GÜNÜNÜZÜN DE kutlu olmasını diliyoruz.
Yalnız Avukatların değil aynı zamanda Savunduğumuz Müvekkillerimizin, Avukat dostlarının ve Avukatlarla özdeşleştirdiğimiz değerli Basın Mensuplarımızın da AVUKATLAR GÜNÜNÜ KUTLUYOR; TÜM MESLEKTAŞLARIMA SEVGİ VE SAYGILARIMI SUNUYORUZ.
05/04/2015 günü bizim için Hem Avukatlar günü Hem de Baromuzun Kuruluşunun 57. Yıldönümü. Isparta Baromuzun kurulmasında emeği geçen Tüm Meslektaşlarımıza saygılar sunuyor, aramızdan ayrılıp Hakkın rahmetine kavuşanlara ise Allah'tan Rahmet diliyoruz; yine Bugünlere erişemeden yitirdiğimiz sevgili meslektaşlarımızı, değerli Baro Başkanlarımızı ve Baromuzun her kademesinde görev almış olan büyüklerimizi de rahmet ve şükranla anıyor ruhları şad olsun diyoruz. Bir kaç gün önce yine hain bir saldırı ile aramızdan ayrılmış olan Görev Şehidi C. Savcımız Mehmet Selim Kiraz’a da yeniden Allah'tan rahmet kederli camiamıza baş sağlığı diliyoruz.
Sayın Meslektaşlarım;
Bu gün dünyanın en saygın ve kadim mesleği olan savunmanın ve savunmanın örgütlü yapısı olan baroların; mesleki sorunlarını ve siyasal/toplumsal meselelerin tartışıldığı gün olmasının yanı sıra, mesleğin ve toplumun sorunlarıyla ilgili savunmanın örgütlü yapısı olan baroların görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştıkları gün olmasıyla da ayrı bir anlam taşıyor. Bu durum Avukatların ve mesleklerinin öneminin anlaşılması açısından da son derece önemlidir.
Hukuk devleti olmayı tam olarak tamamlayamamış, demokrasi geleneği ve kültürü olmayan veya eksik olan, insan hakları alanında ideal bir noktada olmayan ülkelerde ve ülkemizde hukukçu ve birer insan hakları savunucuları olarak işimizin ne kadar zor olduğu bilinmektedir. Hâkim ve Savcıların önünde dosyaların yığıldığı, örgütlenme haklarının olmadığı, buna karşılık emeklerinin gerçek karşılığının alınmadığı, adliyelerin katip ve mübaşir sayısın eksik olduğu, Avukatların yeri geldiğinde serbest meslek, yeri geldiğinde kamu görevlisi olarak kabul edildiği, ama kamu adına verilen bu yetkileri kullanmaya gelince bin bir engel çıkarıldığı, gece vakti bile göreve gönderilen Avukata yol ücretinin çok görüldüğü, dosya inceleme yetkilerinin törpülendiği, yasal bir takım güvenceleri olmasına rağmen rahat bir şeklide soruşturma ve kovuşturmaya maruz kaldıkları ve bu eksende zaman zaman tutuklandıkları, yapılan her yanlışta adeta günah keçisi haline getirildiği, görev üstlendikleri davalarda müvekkil ile özdeşleştirildiği, pratikte yargının kurucu unsuru olması için yollarının tıkandığı, her gün adliyede görev ifa etmelerine ve adliyenin idari düzenine ilişkin bir takım kararlara imza atan birim olmasına rağmen Adalet Komisyonlarında bulunmadıkları bir sistemde; hep birlikte hukuk zemininde uzaklaşmadan mücadele ederek bu engelleri aşma ve eksiklikleri tamamlama durumundayız.
Sav (Savcı), Savunma (Avukat),Hüküm (Yargıç), Yargılama faaliyetinin vazgeçilmez üç unsurudur. Demokratik hukuk devletlerinde yargılama faaliyetinin merkezini savunma hakkı yani Avukat oluşturur. Yargılama faaliyetinin merkezine savunmayı, yani Avukatı koymadığınızda, onun adı yargılama olmaz, yargısız infaz olur. Yine Avukatın saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede, Yargıç ve Savcının, aynı şekilde Yargıç ve Savcının saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede Avukatın saygınlığı olmaz. Ancak ne yazık ki son yıllarda ve özellikle son birkaç gündür Avukatlar İstanbul Adalet Sarayında C. Savcımızın katledildiği olayda nerede ise suçlu addedilmişlerdir. Sosyal medya da Avukatlara yönelik saldırılar hat safhaya çıkmıştır. Hain saldırıyı gerçekleştirenlerin Avukat olmamasına karşın Sahte Avukat kimliği kulanmış olmaları karşısında Tüm Meslektaşlarımız suçlanmakta, karalanmaktadırlar. Asıl olan Olayın iç yüzünün aydınlatılmasıdır. Olayın iç yüzünden ziyade, olayı işleyenlerin sahte bir Avukat kimliği kullanmış olmaları nedeni ile Avukatların üstünün aranıp aranmayacağı tartışmalarının kamuoyuna taşınması tamamen hain saldırının iç yüzünün ört bas edilmeye çalışılmak istenmesinden başka bir şey değildir. Avukat Yargının kurucu unsurudur, onların görevleri nedeni ile üstlerinin aranmaması, Bürolarının aranmaması, Aslında Avukatlara değil, bizlerin savundukları kişilere sağlanmış bir güvencedir, Avukatın üstünün, bürosunun aranması bizlere değil Savunduğumuz kişilere dolayısı ile sizlere yani halkımıza zarar verecektir. Aynı şekilde Hakim ve Savcılarımıza tanına ayrıcalıkların nedeni de budur. Hakim ve Savcı ne ise Avukatta Yargının bir parçasıdır ve yasal olarak da aynı haklara sahiptir ve sahip olmak zorundadır.Anayasal olarak Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı bunu gerektirir.
Devletlerin yaşaması için devlet savunması ne kadar önemli ise adaletin yaşamasında da savunma ve dolayısı ile Avukat o kadar önemlidir. Melek ya da şeytan olalım, suç denilen şey hiçbirimizin uzağında değil Hepimiz her an bir suç isnadına, iftiraya maruz kalabilir, ya da hukuki bir çekişmenin tarafı olabiliriz. Bu gibi durumlarda, profesyonel bir desteğe, yani Avukata gereksinmemiz olacağı açıktır. Onun için avukatı ve avukatlık mesleğini bağımsız, özgür, özerk kılmak, yargılama sürecinde etkili ve işlevsel hale getirmek yaşamsal değerdedir.
Dünyanın en onurlu ve fakat en zor mesleklerinden birisini icra ediyoruz. Bu zorluk, bizim gibi hukuk aidiyeti bilincinin yeteri kadar gelişmediği toplumlarda daha da ağır koşulları beraberinde getiriyor. Bu zorluk, insanı değil, insan haklarını değil, devletin menfaatlerini korumayı adalet sayanların çoğunlukta olduğu ülkelerde, Avukatlık mesleğinin icrasını daha da zorlaştırıyor ve ağırlaştırıyor. Nitekim ülkemizde de durum böyledir. Yani Türkiye’nin hukukla olan imtihanı devam etmektedir. Bu nedenle Avukatlar, hukuk devleti olmada sorunları olan bir ülkenin Hukukçuları olarak bu durumun acılarını sancılarını ve sorumluluklarını, tıpkı Avukatlık cüppeleri gibi yıllardır omuzlarında taşımaktadırlar.
İVEDİ OLARAK ÇÖZÜMLENMESİNİ İSTEDİĞİMİZ SORUNLARIMIZ
Artık Bizler; Her Sene Avukatlar gününde tekrarladığımız sıkıntılarımızın çözümlenmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz.
—Yargılamayı tamamlayan değil engelleyen bir unsur olarak görülmek istemiyoruz,
—Silahların eşitliği prensibine saygı duyulmasını istiyoruz,
—Savunduğumuz kişiler adına Bilgi ve belgelere ulaşmada sıkıntı çekmek
İstemiyoruz,
—Avukatlık kimliklerimizin resmi kimlik olarak tanınmasını istiyoruz
—CMK uyarınca görevlendirilen müdafilerin ücretinin süresinde ödenmesini ve
Avukatlık asgari ücret seviyesine yükseltilmesini istiyoruz
—Yasa gereği eşit haklara sahip olan Hâkim Savcılar ile Avukatlar arasında ita
Amiri ilişkisi kurulmaya çalışılmasını istemiyoruz,
—Yargıya Bağlı Adli Kolluk kurulmasını istiyoruz,
—Yargının diğer kurucu iki unsuru olan Hâkim Savcı gibi Kamu Görevi Gören, Kamu
Avukatlarımızın Özlük haklarının iyileştirilmesini istiyoruz,
—Baroların Denetiminin TBB’ce gerçekleştirilmesini istiyoruz,
—Avukatların müvekkil vekil ilişkisini düzenleyen vekâletnamelerini kendilerinin
Tanzim etmesini istiyoruz,
—Avukat Stajyerlerine de Hâkim Savcı Stajyerleri gibi sosyal haklar ve ücret
Verilmesini istiyoruz,
—Hukuk Fakültelerinin açılmasının sıkı kurallara bağlanmasını, Avukatlığa Kabul
Ve Stajyerlik sınavlarının ivedi olarak getirilmesini istiyoruz,
—Avukatlığın ekonomik sıkıntısının giderilmesi için Mesleki faaliyet alanının
Genişletilmesini, Kamuda ve Özel Sektörde Avukatlık Kadrolarının arttırılmasını
İstiyoruz,
—Savunma hakkının lüks olmaktan çıkarılmasını, Avukatlık hizmetlerinde ki KDV
nin 18 den aşağıya çekilmesini istiyoruz
—Savcılık Kurumunun Adliyelerden ayrı konumlandırılmasını istiyoruz,
—Meslek İçi Eğitimin Zorunlu hale getirilmesini istiyoruz,
—Hâkim ve Savcılarımızın “Savunma Yargının kurucu unsurudur” cümlesini
İçselleştirmelerini istiyoruz,
—Savunma görevi nedeni ile savunduğumuz kişi ve kurumlarla özdeşleştirilmek
İstemiyoruz
—Görevimizin asli unsurunu icra ederken, yargılamayı etkilemeye teşebbüs
Ettiğimizin iddia edilmesini istemiyoruz
—Kanunu bilmemenin vatandaş olarak bile kabul edilmediği ülkemizde, yasa
Tekniğine aykırı olarak yasaların değiştirilmemesini istiyoruz.
—Son olarak da Avukatlık Kanunumuzun, TBB nin hazırladığı Öneride ki gibi
Değiştirilmesini talep ediyoruz.
Değerli Avukatlar, Değerli Basın Mensupları,
Bütün yetkilileri Yargıya karşı duyarlı olmaya, Yargının sorunları için çaba göstermeye çağırıyoruz, Adalet Mülkün Temelidir, ancak Yargı daha fazla yıpratılır ise Mülk Temelsiz kalmak üzeredir. Sadece devletin en temel işlevlerinden birisi olan adalet hizmetlerini başarıyla ve özveriyle yürüttükleri için değil aynı zamanda insanların, insanlarımızın ortak iyiliği uğrunda çalıştıkları için, Yargının kurucu unsuru olan Avukatlarımız İle Avukat Dostlarına sevgi ve saygılarımı sunuyor
5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN DİYORUZ
Isparta Baro Başkanlığı Adına saygılar sunarım.03/04/2015
Av. Gökmen Hakkı GÖKMENOĞLU
Isparta Baro Başkanı