“Göç Süreci ve Mülteciler Açısından Küresel ve Ulusal Düzlemde Türkiye Vizyonu” Çalıştayı Başladı
“Göç ve Mültecilerin Uyumu Sürecinde” Süleyman Demirel Üniversitesinin “Göç Süreci ve Mülteciler Açısından Küresel ve Ulusal Düzlemde Türkiye Vizyonu” Çalıştayının ilk gün açılış oturumu sona erdi.
Antalya Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Atay Uslu’nun moderatörlüğünü yaptığı Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan, AFAD Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu, Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz’ın konuşmacı olarak katıldığı “Göç Süreci ve Mülteciler Açısından Küresel ve Ulusal Düzlemde Türkiye Vizyonu” çalıştayın ilk sözünü Atay Uslu aldı.
''Türkiye evrensel hukuk ve vicdani gerekleri eksiksiz yapmıştır''
''1951 Cenevre Sözleşmesi geçici sığınmacıların trajedisini artık çözemiyor.” diyen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Atay Uslu, uluslararası yeni bir protokolün gerektiğini bunu da Türk üniversiteleri ve akademisyenlerin başarmasını ümit etti.
SDÜ'nün bu çalışması Türkiye'nin göçmen politikasının dünyaya bir kez daha anlatılması açısından çok değerli
Uslu, SDÜ'nün 3- 4 Nisan 2016'da hayata geçirdiği ''Ülkemiz ve Bölgemiz Perspektifinden Mülteciler: Sosyal, Ekonomik, Kültürel ve Ekonomik Boyut'' Panelinin çıktılarını okuduğunu söyledi. Türkiye'de şu an itibariyle 4 milyon 800 bin göçmen bulunduğunu söyleyen Uslu, bunların 3.6 milyonunun Suriye uyruklu olduğunu belirtti. Uslu, Türkiye'nin attığı 3 adım ile uluslararası düzeyde ''yüz akı'' olduğunu vurgulayarak Türkiye'nin ''açık kapı'', ''geri göndermeme'' ve ''temel ihtiyaçların karşılanması'' sistemini uyguladığını belirtti.
Uslu konuşmasının devamında “Suriye'de de 4 milyon insanın bombalar altında ölmesini açık kapı politikası ile önledik. Bugüne kadar 320 bin Suriyeli geri döndü. Türkiye'de 10 binden fazla Suriyeli kendi işini kurdu. TOBB verilerine göre buralarda 100 bin kişi çalışıyor. Bir başka söyleşiyle Suriyeliler işgücü içerisinde yer alıyor. 1 milyon Suriyeli çocuk var. 700 bini okuyor. Türkiye'nin göç dalgası karşısında ''Geçici Sığınmacı'' statüsü vermesi çok kritik bir hamleydi. Göçü doğru yönetirsek içerisinde fırsatlar da barındırıyor. Türkiye evrensel hukuk ve vicdani sorumluluklarını harfiyen yerine getirmiş bir ülkedir. “ dedi.
Dünya bizi takdir etmekle yetinmeyip yükü de paylaşmalı
Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz da uluslararası camianın Türkiye'nin açık kapı politikası övgülerine ve ödüllerine atıf yaptı; “Artık bununla yetinilmemeli. Türkiye'nin yükünün paylaşılması bağlamında daha iyi adımlar atılmalı” dedi.
Türkiye'nin Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana ulusal, uluslararası hukuk ve vicdana aykırı hiçbir eyleminin olmadığını anlatan Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, şöyle dedi:
“Şu an dünyada her bir dakikada onlarca insan farklı ülkelere sığınmaya çalışıyor. Avrupa ve diğer ülkeler 2010 yılından sonra yeniden duvar örmeye çalışıyorlar. Göç olgusunu ve göçmenleri sınırlarının dışında tutmaya çalışıyorlar. Ancak hayatını ortaya koyarak yola çıkan insanı durdurmanın imkânı yoktur. Bir belgeselde seyretmiştim. Göçmen şöyle diyordu: 'Göçün bin derdi var. En hafifi ölüm'
Dünyada 69 milyon insan yerlerinden edildi
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu da bugün dünyada 69 milyon insanın zorla yerinden edildiğini söyledi.
42 ülkede 132 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu belirten Dr. Güllüoğlu şöyle dedi:
“Rakamlar bize her 70 kişiden birinin insani yardıma muhtaç olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla karşımızda aktif bir kriz var. Türkiye'de 3.6 milyon Suriyeli var. Biz AFAD olarak kamp kuruyoruz. Eğitim, sağlık hizmeti veriyoruz. Meslek edindirmeye yönelik programlar hayata geçiriyoruz. Biz “dünyaya gelin bu yükü beraber çekelim” diyoruz. Takdir etmeyi bırakın. AFAD Suriye içerisinde de kamplar kuruyor. Zira orada hizmeti artırarak yeni dalgaları önlemeye çalışıyoruz. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekâtı bölgesinde, İdlib’ de çalışmalar yapıyoruz.”
2018 yılı raporlarına göre Türkiye insani yardımda dünya 1'incisi durumunda
Güllüoğlu, “Türkiye, 2018 yılı raporlarına göre insani yardım açısından dünyada 1'inci durumda. Ancak dünyaya bu yükü beraber çekelim mesajı da veriyoruz. Gelecekte iklim değişikliği kaynaklı, gıda-su sorunu nedeniyle küresel göçler yaşanabilir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Geçici sığınmacı konusu bitince toplum merkezlerini halkımız için değerlendireceğiz
Türk Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan da 1868 tarihinden bu yana evrensel değerler ölçeğinde hizmet verdiklerini söyledi. Altan, Fırat Kalkanı bölgesi, Halep, İdlib’ de çadır kentler kurduklarını anlatarak Avrupa Birliğinden (AB) gelen fonu da yönettiklerini ifade etti. 1 milyar dolar bütçesi olan fonun şu ana değin 822 milyon dolarının harcandığına atıf yapan Altan, şöyle dedi: “Suriye uyruklu çocuklar için de programlar yapıyoruz. Türkiye'de doğan çocuk sayısı 415 bin. Çocuklara psiko-sosyal destek veriyoruz. Türk Kızılayı, UNESCO UNICEF ve Kızılhaç işbirliği ile toplum merkezleri açtık. Mülteci sorunu bittikten sonra Türk Kızılayı olarak bu noktalarda milletimiz için hizmetleri sürdürmeye devam edeceğiz.”