Koronadan sonra dünya nasıl bir dünya olacak?
Mehmet Acet'in köşe yazısı...
Uluslararası Olimpiyat Komitesi bir süre direndi, işin olur tarafını zorladı ama sonunda yapılamayacağını anlayıp pes etti.
Yeni haber şu:
2020 yılında yapılması planlanan Tokyo Olimpiyatları ertelendi.
1896 yılından bu yana her 4 yılda bir düzenlenen olimpiyatların sadece hangi dönemlerde yapılamadığına bakarsanız, bu erteleme kararının sıradan bir haber olmadığını anlarsınız.
1916, 1940 ve 1944…
Uluslararası olimpiyatlar sadece bu üç dönemde kesintiye uğramış.
İlki Birinci Dünya Savaşı’nın, diğer ikisi İkindi Dünya Savaşı’nın yaşandığı yıllar.
Bir başka deyişle olimpiyatlar ilk defa dünya savaşları dışında bir başka gerekçeyle, küresel salgın nedeniyle vaktinde yapılamamış olacak.
Böyle bir haberin dünyayı buluşturan spor müsabakalarının iptalinden çok daha öte anlamlar taşıdığını fark etmiş olmalısınız.
PİYASALARIN UMUDU: V BİÇİMİNDE İNİŞ VE ÇIKIŞ
Şu an için cevabını bilmediğimiz sorularımız var.
Bunlar büyük sorular…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ifadesiyle “Bir miladın ortasındayız. Bir büyük kırılma noktasının içinden geçiyoruz. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”.
Bu büyük kırılmadan sonra dünya nasıl bir dünya olacak?
Büyük sorulardan bir tanesi bu.
Ekonomi çevreleri ABD’de 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 14 ile 50 arasında küçülme olacağını öngörüyor.
İş biraz daha uzarsa, işsizlik patlayacak, büyük iflaslar yaşanacak.
2008, finans krizi olarak patlak vermişti.
Koronanın ‘hayatı aniden durdurucu’ etkisi doğrudan reel sektörü vuran sonuçlar üretecek.
Böyle bir ortamda tek umut, koronanın hızlıca etkisini yitirmesi, hayatın normale dönmesi ve aradaki talep birikimiyle verilerin hızlıca düzelmesi.
‘V’ biçiminde dibe iniş ve hızlıca tekrar yükseliş.
Piyasaların nabzını tutanlar, “Şu anda bu satın alınıyor” diyor.
Yani umuda yatırım…
Ekonomiyle ilgili birikimine ve analiz yeteneğine güvendiğim bir isimle konuştum.
Şöyle şeyler anlattı:
-Gıda dışında dünya genelde bütün alanlarda ‘ani duruş’ hali söz konusu. İşleyiş bozuldu, tedarik zincirleri kısa süreliğine de olsa kırılıyor.
-Piyasalar şu an için, çok derin, ama kısa sürmesi ümit edilen bir krizi satın almış durumda. Devletler müdahale edecek ve kriz büyümeden atlatılacak. Buna bel bağlanmış durumda. Çin’de korona salgınının kontrol altına alınmış olması krizin uzun sürmeyeceği konusunda umut veriyor. Piyasa şu an için böyle diyor.
-Diğer yandan salgın uzun sürerse eğer, ikinci, üçüncü dalga gelirse o zaman uzun süreli resesyon olabilir.
Böyle ortamlarda ekonominin kendi diliyle yapılan analizler yeterli olmayabilir.
Olimpiyatların yapılamaması başka ne tür çağrışımlar üretiyorsa, korona salgınının ekonomi dışındaki alanlarda ortaya çıkaracağı sonuçlar üzerinde de kafa yormak gerekir.
Şöyle bir misal verelim:
1929 ekonomik buhranıyla on yıl sonra patlayan İkinci Dünya Savaşı’nı birbirinden bağımsız düşünemezsiniz.
Bunalım dünyada 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olmuştu.
Son yıllarda ekonomi çevrelerinde, dünyanın 1929 ile 1939 yılları arasında yaşadığı krizlerle, günümüzün ekonomik ve siyasal koşulları arasında karşılaştırmalar yaparak iki dönem arasında paralellik kuran tartışmalar yapıldığını biliyoruz.
Birkaç ay önce ABD’li milyarder yatırımcı Raymond Dalio, bu zaman aralığını daha da daraltarak “Şu anda dünya ekonomisinin durumu 1935 ile 1940 arasındaki dünyanın durumuyla bir hayli benzerlik taşıyor.” demişti.
Altını çizeyim, bu laflar edildiğinde 2020’de bir küresel kriz çıkabileceğine dair öngörüler yapılıyordu belki ama koronanın ‘k’sı bile yoktu ortada.
Yani küresel salgın olmadan önce de küresel düzenin sallantıda olduğuna dair ciddi mahfillerde tartışmalar yapıldığını biliyoruz.
Korona böyle bir ortamın üstüne daha büyük bir ‘felaket tellalı’ olarak geldi.
İyimser senaryo korona salgınının Mayıs sonu Haziran başına kadar kontrol altına alınabileceği üzerine kurulu.
Öyle olursa, gerçekten de bir ‘V’ çizgisiyle hasar tamiri daha kolay yapılabilir, işler yoluna girebilir.
Korona, yavrusu olarak görülen Sars gibi olumlu yönde mutasyona uğrayıp etkisini yitirirse bu senaryo gerçeklik kazanacak.
Ancak en kötüye kadar giden diğer seçeneklerinde açıkta durduğunu aklımızın bir köşesinde tutmamızda fayda var.
Yenişafak