TRT Haber Muhabiri Ersoy "Ortadoğu"yu Değerlendirdi
Jeopolitik açıdan büyük öneme sahip olan “Ortadoğu” son yıllarda tüm dünyanın odak noktası haline gelmiş durumda. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi de bu coğrafyada yaşanan gelişmeleri, TRT Haber Ortadoğu Muhabiri Mehmet Akif Ersoy’un konuşmacı olarak katıldığı “Suriye’de ABD/Rusya Bilek Güreşi” isimli bir konferansla ele aldı.
İİBF Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte, Suriye’de 2011 yılından itibaren yaşanan olayların perde arkasını aktaran Ersoy, “2011 yılında Suriye’de insanlar demokrasi ve özgürlük söylemleri ile sokaklara dökülmeye başladılar. Bu Arap isyanlarıyla tetiklenen bir durum oldu. Daha sonra Mısır’da Hüsnü Mübarek rejimiyle devam etti. Akabinde Libya sonra Yemen, Bahreyn ve Suriye şeklinde devam etti. Bazı yerlerde bazı ülkelerin müdahaleleriyle olaylar duruldu, bazı yerlerde iç savaşlar meydana geldi. Neticede bugün Suriye’de bir savaş durumu hakim.” diyerek Ortadoğu’da yaşananları aktardı.
İnsanların temel ihtiyacının gerçekte güvenlik ve barış olduğunu vurgulayan Mehmet Akif Ersoy Suriye’de Esad rejiminin başarısız olmasının temel nedenini; muhaliflerin kendi aralarında bir türlü birlik sağlanamamasına bağladı. Amerika’nın Suriye’de çok çelişkili bir politika izlediğine dikkat çeken Ersoy “Amerika ne Esad rejimine destek veriyor ne de bu rejimi deviriyor.” dedi.
Rusya’nın ise Suriye’de devamlı bulunduğunu belirten Ersoy “Rusya ile Amerika sürekli rekabet halinde. Çünkü ikisi de nükleer güç. Burada bulunmalarının nedeni de dünyadaki güçlerini korumak üzerine. Türkiye’nin ise buradaki temel amacı terör koridorunu kesmek. Biz işgalci değiliz. Burada da kalıcı değiliz. Türkiye’nin ilk günden beri tutumu buradaki barışı ve huzuru sağlamak yönünde.” diye konuştu.
Uluslararası ilişkilerde çok sevmek veya çok güvenmek gibi bir kavram olmadığını sözlerine ekleyen Ersoy, uluslararası ilişkilerde rasyonel kararların alınması gerektiğini söyledi. Ersoy, konuşmasını “Emin olun Türkiye bu durum içerisinde en dikkatli, en masum ve en az kayıp isteyen ülke” diyerek sürdürdü.