İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ
BASIN BÜLTENİ
YAPAY ZEKÂ VE KÜTÜPHANE
İnsanlık tarihi boyunca, bilgi kaynaklarının toplanması, korunması, erişme açılması, düzenlenmesine büyük önem verilmiştir. Toplanan bu kaynakları muhafaza eden kütüphane kurumları ortaya çıkmıştır. Kütüphane kurumunun tarihsel geçmişi antik çağlara kadar uzanır. Türkiye’de ise kütüphane hizmeti 1869’da kütüphane yönetiminin Maarif Nezaretine verilmesi ile ortaya çıkmıştır
Geçmişte kütüphaneler genel olarak fiziksel koleksiyonun yer aldığı mekânlar olarak bilinirken, günümüzün dijitalleşme çağının olması vesilesi ile fiziksel koleksiyonun yanında, elektronik kaynakları ve çevrimiçi veri tabanları ortaya çıkmıştır. Bu sayede kullanıcılar, zaman ve mekân fark etmeksizin kütüphane aracılığı ile istedikleri bilgiye kolayca ulaşır hale geldiler. Fiziksel kütüphane koleksiyonları, dijitalleşmenin artması, teknolojinin ilerlemesi ile birlikte elektronik kaynaklara doğru bir yönelme başlamıştır. Elektronik koleksiyonlar, kitap, dergi, gazete vb. dijitale aktarılması mümkün olan tüm türleri kapsamaktadır.
Yazılı kültürün ortaya çıkması ve yaygınlaşması ile birlikte, yazılı eserlerin saklanması ve korunması da bir ihtiyaç haline gelmiş ve bu ihtiyaç kütüphanelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kültürü geçmişten günümüze ve oradan geleceğe taşıyan kütüphane kurumları bilgi kaynaklarının korunması, düzenlenmesi, aktarılması ve korunması alanında önemli bir etkiye sahiptir. Günümüzde ise kütüphaneler, geleneksel materyallerin yanı sıra dijital kaynakları da barındırmakta ve teknolojik gelişmeleri takip ederek bilgiye erişimi kolaylaştırmak için çeşitli dijital hizmetler sunmaktadır. Dijital hizmetlerin yanında yapay zekâ teknolojileri, kütüphaneleri daha verimli hale getirmek için kullanılabilecek olası bir araç olarak ortaya çıkmaktadır.
Yapay zekânın kütüphanelerde kullanımı, hem kütüphane personelinin hem de kullanıcıların işlerini kolaylaştırabilir ve kütüphane hizmetlerini daha da geliştirebilir. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını hızlı ve doğru bir şekilde karşılamak, kütüphane kaynaklarını tanımlamak, kaynak arama süresini hızlandırmak ve hatta kütüphane koleksiyonlarının daha etkili şekilde geliştirilmesi, yapay zekâ teknolojileri sayesinde mümkün hale gelebilir
Dijitalleşme çağının vermiş olduğu ivme ile kütüphane bilimi yeni teknolojiler ve yaklaşımlarla birlikte dönüşmeye başlamıştır. Bu teknolojiler kütüphanelerde akıllı bina olarak başlamıştır. Burada amaç kütüphane binalarını, modern yapısı, otomasyon sistemleri, giriş kontrolleri, iklimlendirme gibi çoklu sistemleri bulunan kurum binalarıdır.
Akıllı bina teknolojisini ortaya çıkaran ise bilgisayar teknolojilerinde ki gelişimdir. Merkezi otomasyon tarafından kontrol edilen bu sistemler yerini yapay zekâ teknolojilerine bırakacaktır.
Kütüphanenin kullandığı sınıflama sistemine yapay zekâya tanımlanır ve örnek veri girişleri yapılırsa materyalin belli başlı künye bilgilerinin yazılması ile sonucu, yazar adı, kitap adı, yıl, tür vb. sınıflama numarasını tanımlanan veriler ışığında analiz edip hızlı bir şekilde oluşturabilir.
Yapay zekânın bağlı olduğu bir elektronik danışma hizmeti, web sitesine eklenecek mesaj kutusu aracılığı ile web sitesini ziyaret edecek kullanıcı, bu mesaj kutusuna tıpkı karşısında çalışan personel varmış gibi soru sorup tanımlanan veriler ışığında doğru cevap alabilir hale gelecektir.
Gelecekte kütüphaneler, yapay zekâ teknolojileri sayesinde kullanıcılarına etkin ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunabilir hale gelecektir. Robotik sistemler, kütüphane kullanımıyla ilgili birçok görevi yerine getirebilir. Bu sayede kütüphane personelinin üzerindeki iş yükünü hafifletir. Yapay zekâ teknolojisi günümüzde birçok alanda istihdam sorununa sebep olabilir. Ama aynı durum kütüphaneciler için yüksek oranda geçerli olmayacaktır. Zira kütüphaneler yaşayan kurumlardır. Yapay zekâ teknolojileri işleri ne denli kolaylaştırsa da kütüphaneciler, etkin problem çözme beceresine sahip bilgi profesyonelleridir. Kütüphanecilere düşen görev, gelişen ve her daim değişen günümüz teknolojisine ayak uydurmak ve çıkan teknolojileri kütüphanelerde uygulanabilir hale getirmektir. Kütüphanecilerin teknolojik yenilikleri takip ederek, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve hizmet kalitesini artırmak için yeni teknolojileri öğrenmeleri gerekecektir.
Yeni nesil kütüphanecilik hizmetlerinin, yakın gelecekte pratik olarak uygulanması mümkün olduğunu göstermektedir. Bu sebeple kütüphaneciler yaşam boyu öğrenme kavramını tam anlamıyla benimseyip, bu yeni teknolojilerinin alt yapılarını bilmeli, öğrenmeli ve bu teknolojileri kullanarak mesleklerine katkıda bulunmalıdır. Bu sayede kütüphanelerde oluşacak yeni istihdam alanlarında çalışma fırsatımız olacaktır.