Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e yeni bir talimat verdi.
Davutoğlu, savaş ortamı bulunan, çatışma veya güvenlik riski yüksek ülkelerde Türkiye'ye ait diplomatik misyonun Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından korunmasını istedi.
GÜVENLİK ZİRVESİNDEKİ TALİMAT
Davutoğlu'nun ilk güvenlik zirvesinde Orgeneral Özel'e, "Polis özel harekat timleri daha çok şehir şartlarındaki asayiş ve güvenlik olaylarına müdahale etmek üzere yetiştiriliyor. Oysa bordo bereliler savaş ve çatışma ortamını bertaraf edecek şekilde eğitimden geçiriliyor. Bundan sonra bu bölgelerde özel kuvvetler personeli görev yapsın" dedi.
ÇATIŞMA BÖLGELERİNE ÖZEL MODEL
Türkiye'nin büyükelçilik, konsolosluk başta olmak üzere diplomatik binaları özel hareket polisleri tarafından korunuyor. Bu polisler belli aralıklarla değiştiriliyor. Ancak sıcak çatışma bölgelerindeki diplomatik misyon binaları koruması için farklı bir modelite gerektiği üzerinde duruluyor.
Başbakan Davutoğlu'nun, "Bordo bereliler korusun" talimatından sonra Irak, Lübnan, Somali, Libya, Sudan, Mısır gibi sıcak çatışmanın devam ettiği, terör saldırıları düzenlenebilen ülkelerdeki diplomatik binaların korunması, gerektiğinde personelin tahliye edilmesi, anlık saldırılara karşılık verilmesi görevi Özel Kuvvetler'de olacak. Güvenlik risk durumuna göre, özel hareket polisleri ile Özel Kuvvetler'e bağlı timler arasında görev değişikliği yapılabilecek.
BORDO BERELİLER HEM ARAZİDE HEM KENTTE
Bordo bereliler olarak bilinen Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki birlikler hem arazide hem de kent şartlarında yakın koruma, güzergah ve alan güvenliği başta olmak üzere yakın tehlikelere anında karşı koyabiliyor. Ayrıca gerektiğinde hava desteği alarak da operasyon yapma kabiliyetine sahip bulunuyor. Gece görüş donanımına da sahip olan borda bereliler, her türlü şartlarda görev yapabilecek şekilde eğitimden geçiriliyor.
SON KARAR ALANDAKİ DİPLOMATIN
Başbakan Davutoğlu'nun IŞİD'in ilk ilerlemesi karşısında, "konsolosluğun tahliyesi" talimatını verdiği öğrenildi. Diplomatik kaynaklar, büyükelçilik ve konsolosluk binalarının tahliye şartları konusunda personele eğitim verildiğini ancak son kararın alandaki büyükelçi veya başkonsolosa ait olduğunu belittiler. Musul baskını sırasında da Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın önce tahliye hazırlıklarına başladığı ancak "Musul Havalimanı da işgal edildi" bilgisi gelince kararından vazgeçtiği bildirildi.
Kaynak: Sabah / Okan Müderrisoğlu