Verdiği karardan sonuç çıkmayacağını bile bile karara imza atan o hakimin anatomisini Yenişafak yazarı Özlem Albayrak özetledi.
HAKİMİN YAPTIĞI MESLEKİ İNTİHARDI
Hakimin yaptığı, bir başka açıdan “mesleki intihar” eylemiydi aslında. Tıpkı, çoğu yargılanmakta olan paralel polislerin yaptığı işler gibi. Paralel gazetecilerin, hem ahlaki açıdan yanlış olan, hem siyasal meşruiyeti tanımamak anlamına gelen, hem de toplumsal itibar kaybı sonucunu doğuracak hamleleri gibi. Hatta aynısı. İşin kriminal boyutunu tartışmıyorum bile; Türkiye'de demokrasinin mümkün ve kalıcı olabilmesinin bu yapının çökertilmesi şartını gereksindiğini de…
DÜĞMEYE BASILIR BASILMAZ...
Aylardır izlediğimiz şeyin bir kontrol panelinden idare edilme olduğundan ve bu durumun tuhaflığından söz ediyorum öncelikle. Öyle bir kontrol paneli ki bu; yerleşik hiçbir siyasi, legal eylem aracının erişemediği bir yerde duruyor. Düğmeye basılır basılmaz, kurşun askerler gibi, gözünü kırpmadan ilerleyip, sonunda kendilerini imha edecek 'görev'lere atılıyor insanlar.
SOHBETLER SULU GÖZLÜ AMA KARARLAR...
Sohbetler son derece sulu gözlü ama kararlar taktiksel alınıyor. Lafızlar Kur'an ve Peygamber'le dolu ama İslam dışı/yasa dışı eylemler yapılıyor, bunlar reklamcılık hileleriyle meşrulaştırılıyor. Güya manevi konfor vaad ediyor ama içinde bulunmak önceleri “nakit bağışıyla” şimdi de “hayat bağışıyla” olmak üzere her gün bedel ödemeyi gerektiriyor.
Kaynak : yenişafak