O, terör polisinin en tepesindeki 2 numaralı isim; Terör Daire Başkan Yardımcısı Ahmet Sula... 1’i Diyarbakır’da tam 4 sergi açmış. Binlerce kişi ziyaret etmiş. Bir PKK sempatizanı ziyaret defterine, ‘Sanatınızın önünde saygıyla eğiliyorum. Hayatım boyunca takdir ettiğim ilk polissiniz’ diye yazmış...
Sanatçı-ressam polis olarak tanınıyor, Latin harfleriyle hat sanatını birleştirerek soyut tarzda yaptığı çalışmalar, açtığı kişisel sergiler ve tablolarıyla gündeme geliyor. 17 Aralık’tan sonra Emniyet’teki yeni değişimin ardından terörle mücadelenin başına getirildiğinde, “Teröre ressam polis” eleştirilerine hedef olsa da sanatından vazgeçmedi.
LATİN HARFİYLE HAT
IŞİD tehdidi, El Kaide’nin bölgedeki etkinliği, DHKP-C, Kobani’deki süreç, PKK-PYD, Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan terör bağlantılı olaylar gibi Türkiye’nin çok kritik bir süreçten geçtiği dönemde, terör polisinin en tepesindeki 2 numaralı ismi Terör Daire Başkan Yardımcısı Ahmet Sula, bir bölümünü atölyeye çevirdiği evinin kapısını açtı. Sula ile terörden uzak, yaptığı tablolar ve sanatçı kimliği üzerine sohbet ettik. Latin harfleriyle hat sanatını birleştirerek soyut tarzda yaptığı çalışmaları, resim ve yazı sanatını bir arada kullanarak ortaya çıkardığı eserleri, yazdığı şiirleriyle alışılagelmiş polis kavramının dışına çıkan Sula, gün boyu, çoğu zaman gece de devam eden yoğun mesaisinden arta kalan zamanını sanata ayırıyor.
CANLI PERFORMANS
Eline fırçasını alıp iş kıyafetini giyen Sula, ‘canlı performans’ sergilemeye başlarken, üzerinde çalıştığı ‘Barış’ konulu eserini bir an önce tamamlamak için sabırsızlanıyor. Bu dönemde en çok ihtiyaç duyulan şeyin barış olduğunu belirten Sula, eserinin konusunun dostluk, kardeşlik ve barış olduğunu kaydederek, “Peygamber Efendimiz, ‘Ey Allah’ın kulları, Allah’ın emrettiği şekilde kardeş olun’ diyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ diyor. Barışın aydınlığını, kavganın ve kaosun dünyayı cehenneme çeviren karanlık yüzünü hissediyorum. Ve bu yüzyılda insanlığa susamış insanlığı da... Terörist olmak ya da melek olmak sizin içinizde” diyerek toplumun ihtiyaç duyduğu barış özlemini dile getiriyor.
DİYARBAKIR’DA SERGİ
Sula’yı en çok etkileyen Diyarbakır’da açtığı kişisel sergisi olmuş. Sula o sergiyi şu sözlerle anlatıyor: “Sergiyi 10 bin kişi ziyaret etti, her görüşte her kesimden insanlar vardı. Sergiyi ziyaret eden 3 PKK sempatizanı gelip sohbet etti. Ayrıldıklarında ise ziyaret defterine ‘Sanatınızın önünde saygıyla eğiliyorum. Hayatım boyunca takdir ettiğim ilk polissiniz’ cümleleri yazdılar. İnsana ulaşmanın, onlara dokunmanın, iletişim kurmanın en iyi yollardan biri sanattır.”
VAN DEPREMİNİ YANSITTI
Ekim 2011’de meydana gelen Van depremini tuvale yansıtarak yaşanan acıyı anlatmaya çalışan Sula, 15 yıldır sanatsal çalışmalarını 4 kişisel sergiyle sanatseverlere sundu. İstanbul Sultan Ahmet Müzesi, Ankara Kalesi’nde bulunan Çengelhan Rahmi Koç Müzesi ve Diyarbakır’daki sergi onun için sanat hayatının en önemli mihenk taşlarını oluşturdu. Bu sergilerde aldığı olumlu tepkiler, sanatına gösterilen saygı, Sula’nın çalışmalarına ivme kazandırdı.
Kaynak : Hürriyet