Yüzde 16,3 oy oranıyla 80 milletvekili çıkaran MHP, olası koalisyon formülleri içinde olmazsa olmaz parti konumuna geldi.
MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, daha önceki açıklamalarında HDP ile değil koalisyon, HDP'li bir formulün bile içinde olmayacaklarını söylemişti. Hatta CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 'AK Parti'ye karşı yüzde 60'lık blok var' sözünü ise 'Boş laf' olarak değerlendirerek AK Partisiz koalisyon seçeneklerini boşa çıkardı.
Sabah yazarı Burhanettin Duran, bugünkü yazısında da bu duruma değindi. Duran'a göre MHP'nin önceliği ana muhalefet partisi olmak. Çünkü 1999-2002 arası koalisyonda olmaktan zarar gördüğünü düşünüyor.
İşte Duran'ın MHP'nin yapacağı zor tercihi analiz ettiği yazısı;
Geldiğimiz nokta itibariyle, AK Parti karşıtlığı üzerinde birleşerek siyaset yapan CHP, MHP ve HDP'nin bir koalisyon kurma ihtimali neredeyse gündemden düştü. AK Parti karşıtlığı peçesi bir lahza kalktığında bile muhalefet partilerinin uyuşturulamaz farkları ortaya çıkmaktadır. Nitekim koalisyon pazarlıklarında anahtar parti durumunda olan MHP'nin lideri Devlet Bahçeli "HDP'nin içinde yer alacağı veya destek vereceği her formül bizim dışımızda ve gündemimizde değildir. Yüzde 60'lık bloktan bahsediliyor. Bu bize göre boş laftır" diyerek AK Partisiz koalisyon seçeneklerini boşa çıkardı.
KOALİSYONDAN AĞZI YANDI
Önümüzde iki koalisyon seçeneği kaldı: AK Parti-CHP ve AK Parti-MHP. MHP'nin isteği ilk seçeneğin gerçekleşmesi ve muhalefette kalmak. Koalisyona girme noktasında MHP ikili bir kıskaçta. 1999-2002 arası koalisyonda olmaktan zarar gördüğünü düşünüyor. Aynı başarısızlığı bir daha yaşamak istemiyor. 2002 erken seçim kararının alınmasında gösterdiği iradenin de daha sonra MHP aleyhine kullanıldığını hatırlamak lazım.
AK PARTİ'YE KAPI AÇIK
MHP, hissettiği bu gerginlik ile tabanların yakınlığı, bürokrasi ve işadamlarındaki desteğe rağmen AK Parti-MHP koalisyonu kurma seçeneği hızlı yürümüyor. Kapılar tam kapatılmasa da AK Parti'nin 13 yıllık iktidarı ile hesaplaşma istemesi ciddi bir engel oluşturuyor. Diğer muhalefet partileri gibi bir yandan olası erken seçim için AK Parti eleştirisi malzemesini elinden bırakmak istemiyor. Diğer yandan ise üç şart öne sürüyor: Çözüm sürecinin tamamen ortadan kaldırılması, 17-25 Aralık dosyalarının hesabının sorulması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasal sınırlarına çekilmesi.
HAYIR DEME ŞANSI YOK GİBİ
MHP'nin çıkmaz hissettiği alanlardan birisi de dış politika ve Suriye konusu. ABD desteği ile PKK-PYD'nin Suriye'de kantonları birleştirerek "Kürdistan'ın batı ayağı"nı inşa ettiğini düşünen Bahçeli'nin bu tehlikeli ortamda AK Parti ile koalisyona hayır deme şansı azalıyor.
AK Parti-CHP seçeneğinin olmayacağının anlaşıldığı noktada MHP'yi zorlu bir tercih bekliyor. Ya AK Parti'yi suçlamaya devam ederek reaksiyoner, çözüm üretmeyen bir yere düşecek. Ya da AK Parti eleştirisini makule çekerek masaya oturacak. Koalisyon kurmayarak ülkeyi yeni bir seçime götürmek, MHP için, 2002 erken seçimlerinin sorumluluğunu akla getirecektir.
Sözün özü, koalisyon hesaplarında MHP anahtar parti ama aynı zamanda en zordaki parti.