Erdoğan, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfının (TÜRGEV) ATO Congresium'daki toplu yurt açılış töreninde yaptığı konuşmaya, dün Malatya'da iki uçağın düşmesi nedeniyle şehit olan pilotlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve TSK'ya başsağlığı diyerek başladı.
TÜRGEV'in, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün en önemli hedeflerinden biri olduğunu anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Böylesine güzel, önemli, böylesine hayırlı hizmetler yapan bir kurum niçin hedef alınır? Bu soruyu sormak ve cevabını aramak durumdayız. Bu kurumun hizmetleri niçin iftiralarla engellenmek istenir? Bu kurumun hizmetlerine destek veren insanlar özel olarak tespit edilip niçin saldırıya uğrar? Yetimin, öksüzün, fakir fukaranın evlatlarının sığındığı bu kapıya niçin kilit vurulmaya çalışılır? Üstelik de tüm bunlar, yolsuzluk gibi gerçekten alçakça, gerçekten ahlaksızca bir kılıfla niçin yürütülür? Aslında cevap kendi içinde gizli. Dikkat ederseniz, Türkiye'nin ne kadar milli kurumu, milli projesi varsa hepsiyle birlikte TÜRGEV de hedef alınmıştı. Halkbank'tan ne istedilerse, Türkiye'nin küresel projelerinden niçin rahatsız oldularsa TÜRGEV'in üzerine de aynı sebeple gittiler.
Kendi kurdukları ankebut sistem için, güneydeki sevdikleri ülkenin, özellikle de ikamet ettikleri yerdeki destekçilerinin çıkarları için TÜRGEV'i bir tehdit olarak gördüler. Gerçekten de TÜRGEV onlar için bir tehditti. Çünkü TÜRGEV, biraz önce ifade ettim, inancını, tarihini, kültürünü bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten şuurlu gençler yetiştirmek istiyor. Vatanına bağlı, milletine sevdalı gençler yetiştirmek istiyor. Bunu hazmedemediler. Halbuki onlar kayıtsız şartsız kendilerine tabi olacak, mankurtlaştırılmış, bu vasıfların tam tersi mahiyette bir nesil istiyorlar. Yani biri ak diyor diğeri kara. Böyle olunca anlaşabilmeleri elbette mümkün değildi. Nitekim olmadı."
"MİLLETİN TOKADINI YEYİP YERLERİNE OTURDULAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "paralel yapı"nın, milletin hayır, hasenat, eğitim konusundaki duygularını, hassasiyetini yıllarca istismar ettiğini, "yardım, kurban, zekat" diyerek topladıkları paraları yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye aleyhindeki lobilere, milletin değerleriyle hiçbir zaman barışamamış olan partilere aktardığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Sadece yurtiçinde değil aynı şeyi yurtdışında da yaptılar. Ülkemiz aleyhine oralarda lobiler oluşturmak için bu paraları harcadılar. 'Allah rızası için' diyerek adeta karın tokluğuna çalıştırdıkları insanların emeklerini karanlık güçler adına oynadıkları oyunların malzemesi yaptılar. Sonunda kendi elleriyle kendi kuyularını kazdılar. Milletin feraset duvarına çarpıp, milletin tokadını yiyip yerlerine oturdular. Bu milletin gönlünden sildiği hiç kimse, hiçbir kurum bir daha iflah olmaz, bir daha ayağa kalkamaz. Milletimiz bunları gönlünden sildi."
ŞANTAJLA MUHALEFETİ ESİR ALACAKLARDI"Düşmanımın düşmanı dostumdur diyen yapı, darbe teşebbüsünde başarılı olsaydı onları da şantajla esir alacaktı. Biz onları bundan kurtardır ama hala Paralel yapının yanında yer alıyorlar. Varsın onlar inadına dekolte inadına mini etek desinler. Biz TÜRGEV'le diğer vakıflarımızla inancına kültürüne sahip gençler üretmeye devam edeceğiz. Onların Pensilvanya'dan başka sığınacak yerleri kalmadı. Gittiler, kendi ayaklarıyla o yapıya teslim oldular. Sen kendi ayağınla gidersen, o da seni hem kullanır hem de şantajını yapar. İşte günlerdir gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor, görüyorsunuz yaşanan rezilliği. Biri diğerine montajlı, dublajlı kasetler veriyor, öteki ona biatını bildiriyor, arada birbirlerini tehdit, hakaret etmekten, alaya almaktan da geri durmuyorlar. Bu nasıl hastalıklı bir ilişkidir. Buyrun şu anda Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı. Beraber kontak kurdukları kişilerin yakalama emirleri çıkıyor. Ne oluyoruz, nereye gidiyor bu iş? Şimdi 17-25 Aralık'ın sırları ortaya çıkmaya başladı, görüyoruz. Türkiye'de kendilerine payandalık yapan, yol arkadaşlığı yapanlardan da boşuna medet ummasınlar. Millet asla onlara bu ülkenin kaderini teslim etmez, bu ülkenin yönetimini teslim etmez. Bunu böyle bilsinler." dedi.
ÖZGECAN'A YAPILAN NASIL BİR VAHŞET
Özgecan'ın katillerinin en ağır cezayı alması gerektiğini tekrar vurgulayan Erdoğan "Bizler Türkiye'de çok farklı bir hedefi oluşturmanın gayreti içerisindeyiz. Bizim ilişkimiz tarihten aldığımız ilhamla geleceği inşa etmek. Kadına şiddet Özgecan kızımıza yapılan yenilir yutulur değil. Bu toplumun genlerinde aslında bu yoktur. Nasıl oldu da biz bu hale geldik? Bu bir vahşet. Bunların da yargıda karşılığının en kısa sürede hem de en yüksek derecede verilmesi gerekir. Baba bütün bu acılar içerisinde tüm insanlığı bir irfan dersi verdi. İşte burada hepimizin ortak alması gereken dersler var. Ben kendilerine bu noktada Allah razı olsun diyorum." dedi.
8 BÜYÜKŞEHİRDE 8 YURT TÜRGEV'in Bursa, Antalya, Ankara, Konya, İstanbul, İzmir olmak üzere 6 büyükşehire 8 yurt açtıklarını söyleyen Erdoğan, "Tüm eğitim camiamıza ve yavrularımıza hayırlı olsun diyoruz" diyerek kurdelayı kesti.