Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Belçika Kralı Philippe'in davetiyle resmi ziyarette bulunduğu Brüksel'den Japonya İmparatoru Akihito'ya konuk olduğu Tokyo'ya geçerken uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Temaslarında açılmayan fasılları tek tek masaya yatırdıklarını belirten Erdoğan, AB yetkililerinin vize muafiyetini 2017'den daha öne çekme gayreti içerisinde olduklarını söyledi. ''Bu, AB ile ilişkiler açısından tarihi bir ziyaret olarak nitelenebilir mi?'' soruna Erdoğan, ''Ne kadar samimi olduklarını bilemeyiz. Bu Türkiye’ye duyulan ihtiyaçtan kaynaklanan bir durum da olabilir'' cevabını verdi.
'RUSYA'NIN ASIL DERDİ ÜS KURMAK'
Bir soru üzerine Rusya’nın Suriye'deki hava saldırılarına da değinen Erdoğan, ''Rusya, Suriye'de DAEŞ'i vurmuyor ki! Asıl derdi, Lazkiye'de üs kurmak, Suriye’de askeri varlıklarını güçlendirmek. Orada ciddi bir askeri oluşum içindeler'' diye konuştu. Rusya'nın Türkiye hava sahasını ihlaliyle ilgili de değerlendirmede bulunan Erdoğan, Brüksel'deki NATO Konseyi toplantısından sonra, başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin ortaya farklı bir tavır koymaları gerekeceğini belirtti.
'İZAHATLARI İNANDIRICI DEĞİL'
NATO'nun hava sahası ihlalleriyle ilgili sert bir açıklama yaptığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Mesaj açık: Türkiye'nin hava sahasını ihlal, NATO hava sahasının ihlalidir. Rusya'nın bu ihlallerle ilgili açıklamalarını ciddiyetle bağdaştıramadığımı belirtmek durumundayım. Hava ihlalleri konusunda Rusya'nın izahatları inandırıcı değil.
'PUTİN'İ TEKRAR ARAMAMIN MANASI YOK'
Putin'le arife günü Moskova'da, hava operasyonlarının hemen ardından ise telefon görüştüğünü belirten Erdoğan, ''Görüşmenin ardından hava sahası ihlali oldu. Bu şartlarda benim tekrar aramamın anlamı yok.Yaşananlardan dolayı elbette kırgınlık içindeyiz. Böyle bir şey olmamalıydı'' dedi.
''RUSLAR YAPMAZSA BİR BAŞKASI GELİR YAPAR''
''İki ülke arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimalini bertaraf etmek için Putin'le görüşecek misiniz? Çatışma gibi bir endişe söz konusu mu?'' sorusuna Erdoğan, ''Rusya'nın böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum. NATO Konseyi’nin hemen bir olağanüstü toplantı yapması da işin ciddiyetini gösterdi'' yanıtını verdi. Rusya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin tek taraflı bir konu olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: ''Mersin Akkuyu'yu Ruslar yapmaz ise bir başkası gelir yapar. Oraya 3 milyar dolarlık bir yatırım yaptılar. Daha hassas olması gereken Rusya. Rusya’nın bir numaralı doğalgaz tüketicisiyiz. Türkiye'yi kaybetmek, Rusya için ciddi bir kayıp olur. Türkiye, gerektiğinde, doğalgazı çok farklı yerlerden temin yoluna da gidebilir. İcabında farklı alternatiflere yönelinilir. Rusya da iyi düşünmek durumundadır.''
'OBAMA'YLA BİR GÖRÜŞME YAPABİLİRİM'
Rusya’nın agresif hareketlerine karşın ABD'den karşı bir karşı hamle gelmediğininhatırlatılması üzerine Erdoğan, ''Suriye konusunda Türkiye-ABD görüşmeleri çok önceden başladı. Muhtemelen önümüzdeki hafta, ben de Obama'yla bir telefon görüşmesi yapabilirim'' dedi.
'GEREKEN NEYSE YAPILIR'
Bazı ülkelerin Patriotları çekme kararı aldığı hatırlatılarak, bu çerçevede yeni destek talebi olup olmayacağına ilişkin Erdoğan, ''Gereken neyse yapılır zaten'' ifadesini kullandı. Suriye'de güvenli bölge oluşturması talebiyle ilgili soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi: ''Bununla, Suriye'nin kuzeyinde Suriyelilere güvenli bir yaşam alanı oluşturması hedefleniyor. Bu, Türkiye'den memleketlerine dönmek isteyen Suriyeli misafirlerimiz için de, Suriye’de yerlerinden yurtlarından olanlar insanlar için de önemli. Bu hayata geçirilirse, eğit-donatdan sonra en önemli adım olacak. Tabi bu, uçuşa yasak bölgeyi de beraberinde getirecektir.''
'ÖYLE BİR ŞEY ELBETTEKİ YANLIŞTIR'
''Aracın arkasında teröristin çekilen cesedinin görüntüleri epey tartışma konusu oldu. Sizin değerlendirmeniz nedir?'' soruna Erdoğan, ''Olayın ayrıntılarını bilmiyorum. Çeken kim, çekilen kim, tabii ki incelenmeli. Devletin polisi öyle bir şey yapmışsa, elbette ki yapılan yanlıştır. Öyle bir şey olmamalı'' cevabını verdi.
'ÜLKEYİ BUNLARA KAPTIRMAYIZ'
Belçika Başbakanı Charles Michel'le Paralel Yapı'yı da konuştuklarını vurgulayan Erdoğan, ''Kendisine somut belgeler, bilgiler verdim. Bu konunun takipçisi olacağını belirtti. Biz de takipçisi olacağız'' dedi.
Paralel Yapı ile mücadele kapsamında, hukuk çerçevesinde ne gerekiyorsa yapıldığını ve yapılacağını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Devletin ilgili kurumları bunların takipçisi. 'İnlerine gireceğiz' dedik, giriyoruz. Kaçışlarının sebebi bu. Bu ülkeyi bunlara kaptırmayız. Seçimden sonra bu aynen devam edecek. Kim bu vatanı seviyorsa, yerliyse milliyse el ele vererek, bu meselenin üzerine gitmek durumunda. Bu örgüt bu paraları nereden buluyor? Manipülasyon amacıyla birden çok gazeteleri, televizyonları var. Pensilvanya’daki kişi mi kazanmış bu paraları? Vatandaşlarımız bu konular üzerinde ciddi biçimde düşünmeli.''
''Yargının terör örgütü olarak tanımladığı bu yapıya bağlı yayın organlarının serbestçe yayın yapmaları nasıl mümkün olabiliyor?'' sorusuna Erdoğan, ''Bu konuda yasal çerçevede gerekli adımlar neyse atılmalı'' cevabını verdi.
'ÇÖZÜM SÜRECİ KALDIRILMIŞTIR' DEMEDİM'
Çözüm Süreci’nin geleceğiyle ilgili soru üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ben çözüm süreci kaldırılmıştır demedim, şu aşamada buzdolabına konulmuştur dedim. İşler yoluna giderse, süreç yeniden gündeme gelir. Valiler ve kaymakamlar, vatandaşlarımızın güvenliği için İç Güvenlik Yasası'nın gerekleri yerine getirilmeli. Vatandaş, devletin kendi yanında olduğunu hissetmeli.''
'EN İDEALİ TAŞIMALI SİSTEMDİ'
Sandık güvenliğine de değinen Erdoğan, ''En ideali taşımalı sistemdi. Bunun için anayasa değişikliği gerekiyordu, olmadı. Sandıkların nereye yerleşeceğini mülki amirler emniyete göre belirler. YSK'nın açıkladığı karar seçim kurullarının eli kolu bağlandı. Temennim seçimlerden sandık güvenliği sıkıntısı yaşamadan çıkılmasıdır'' dedi.
'BUNLAR CİBİLLİYETİ BOZUK İNSANLAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB medyasının, ifade özgürlüğü konusunda yaptığı bazı haksız eleştirilerin Brüksel'deki görüşmelerde kısmen gündeme geldiğini söyledi. ''Türkiye'de Tayyip Erdoğan'a yapılan hakaretlerin hiçbiri, dünyada bir başka ülke medyasında bir başka lider için yoktur'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Erdoğan karşıtı medya gruplarında, hakaretin bin bir türlüsü var. Avrupalı muhataplarıma bütün gazeteleri tv yayınlarını masaya yatırıp inceleyin dedim. Hakaretlere sabırla karşı koyduk. Ailemize saldırıyorlar. Oğlum Bilal Erdoğan hakkında yaptıkları tezvirata bakın. Kendisi doktora için İtalya’da. Yok efendim neymiş, 1 milyar doları İtalya’ya kaçırmış! Ya böyle bir yalan olabilir mi? Sosyal medya üzerinden de iftira ve tezvirat peşindeler. Bunlar cibilliyeti bozuk insanlar. Bu tür alçaklıklar dünyanın hiçbir yerinde hoş görülmez. Ama bizde bazı medya organları bu tür şeylere tevessül ettiği gibi, muhalefet partileri de iftiraları kullanarak siyaset yapabiliyor. Bu iftiralara ve tezviratlara karşı, avukatlarımız tabii ki gerekli davaları açıyor.''