Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Necdet Özel'e Devlet şeref madalyası Tevcih töreninde yaptığı açıklamada terör örgütlerine yönelik operasyonlara ilişkin, "Silahların üzerine beton dökülene kadar, sınırlarımız içinde tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
TERÖR SALDIRILARINA SERT TEPKİ
Suruç’un ardından, yeni bir terör dalgasına maruz kaldık. Suruç’taki terör eyleminde 33 kişi hayatını kaybetti. DAEŞ astsubayımızı şehit etti. Terör örgütleri polislerimizi, askerlerimizi, resmi kurumlarımızı ve sivilleri hedef alan saldırılar düzenledi.
Maalesef hemen her gün ülkemizin değişik illerinden yüreğimizi dağlayan ve sabrımızı zorlayan hain ve kalleş saldırıların acı haberlerini almaya devam ediyoruz. Dün İstanbul’da cenaze törenine katıldık. Şırnak’ta 4 askerimiz ve bir polisimiz şehit edildi.
Terörün amacını, hedeflerini oluşturmak istediği korku iklimini gayet iyi biliyoruz. Türkiye’yi çekmek istedikleri tuzağın farkındayız. Ve biz bu tuzağa asla düşmeyeceğiz.
Suriye’deki ateşi Irak’taki istikrarsızlığı ülkemizi taşımak isteyenlere geçit vermedik vermeyeceğiz. Teröre rağmen, terörün tahriklerine, terör destekçilerinin provokatif açıklamalarına rağmen, dirayetli duruşumuzu koruduk koruyoruz.
"TEK BİR TERÖRİST KALMAYANA KADAR..."
Terör örgütünün çok ciddi kayıplar yaşadığını biliyoruz. Güvenliğimiz için tehdit teşkil eden DAEŞ için etkili operasyonlar gerçekleştirdik. Bizim için terör örgütleri arasında hiçbir fark yoktur. Amacı söylemi ne olursa olsun, bizim için Terör örgütü, terör örgütüdür. Bir taraftan terörle ve arkasındaki kirli odaklarla mücadelemizi sürdürüyor, diğer taraftan hukuk devletinden demokrasiden asla taviz vermiyoruz.
Terör örgütleri ülkemiz için tehdit olmaktan çıkarılana kadar, devletimize milletimize doğrultulan silahlar bırakılıp, gömülünceye kadar… Silahların susması değil, silahların bırakılıp gömülmesi… Bunu ısrarla söylüyorum. Üzerine beton dökülene kadar, sınırlarımız içinde tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Elde ettiğimiz başarılar, milletimiz tarafından memnuniyetle karşılanırken, bu durumun birilerini de ciddi olarak rahatsız ettiğini biliyoruz. Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden en büyük rahatsızlığı terör örgütü duydu. Türkiye kazanırken onlar kaybediyordu. Etnik dini hassasiyetleri kaşıyarak siyaset yapan istismarcılar bunun için harekete geçtiler.
'ÇÖZÜM SÜRECİNİ ANLAMADILAR, ANLAMAK İSTEMEDİLER'
Geçtiğimiz bir ayda yaşananlar, bu ülkede kimlerin demokrasiden özgürlükten yana olduğunu kimlerin de bu kavramları istismar ettiğini bir kez daha gösterdi.
Bakıyorsunuz silahı bırakmayan terör örgütüne bir kere bile şiddetin çözümün yolu olmadığını söylemeyi cesaret edemeyenler, bugün operasyonlara karşı çıkıyorlar.
Biz çözüm sürecini hiçbir zaman teröre meşruiyet kazandırma, teröre alan açma süreci olarak düşünmedik. Biz demokratik açılım derken, düşüncelerimiz sadece temel hak ve özgürlükler ve demokrasiydi. Biz milli birlik ve kardeşlik projesi derken milletçe bir olalım, iri olalım, kardeş olalım diye bunları söyledik.
Ve çözüm süreciyle de bunu taçlandıralım dedik. ama bunlar ne yazık ki, çözüm sürecini filan anlamadılar, anlamak istemediler. Öyleyse, şu anda bu buzdolabındadır. Çünkü yapılanlar açıkça ortadadır. Bu süreci, sorunları siyasetin meşru araçlarıyla çözmek isteyenlere, fırsat tanıma vesilesi olarak gördük. Hem terör örgütü, hem onun siyasi uzantısı olan parti bu imkanı değerlendiremedi.
Hiçbir devlet toprakları üzerinde kendi meşru otoritesi dışında, paralel yapının oluşmasına vatandaşlarına musallat olmasına izin veremez.
Türkiye’yi eleştirenler, bu yapılanların hiçbir batı ülkesinde örneğini bize gösteremez. Terörle mücadele, demokrasi ve hukukun en başta gelen şartıdır. Çünkü terörün olduğu yerde bu kavramların esamesi okunmaz.