Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin Merkezi Televizyonu'na (CCTV) yaptığı açıklamada, Çin ile yapılan ikili görüşmelerde gerek altyapı gerek üst yapıda ne gibi adımlar atılabileceğini konuştuklarını ifade ederek, "Temenni ediyorum ki bu ziyaretim artık bunları uygulamaya geçirme süreci olacak. Bu ziyaretimizde imzalanacak anlaşmalarla da artık mesafe almaya başlayacağız "dedi.
Resmi ziyaret kapsamında, Çin'e gelenCumhurbaşkanı Erdoğan, Çin Merkezi Televizyonu'na (CCTV) özel demeç verdi.
Diplomatik ilişkilerin 45. yıl dönümünde gerçekten bazı önemli adımların atılması umuduyla burada olduklarını belirten Erdoğan, 2010 yılında Başbakan olduğu dönemde Çin ile stratejik işbirliği anlaşması imzaladıklarını anımsatarak, bu anlaşmanın Türkiye ile Çin arasındaki en önemli adım olduğunu vurguladı. Bu anlaşmanın siyasi, ekonomik, stratejik, ticari ve kültürel olmak üzere her alanda çok önem arz ettiğini ifade eden Erdoğan, bu yılın hem Türkiye hem de Çin açısından önemli olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15-16 Kasım tarihlerinde Türkiye'nin Antalya şehrinde G20 Zirvesi'nin yapılacağını, 1 Ocak'tan itibaren dönem başkanlığının Çin'e devredileceğini ve bu açıdan da ayrı önem arz ettiğini kaydetti.
Eski Çin Başbakanı Hu Cintao'nun ziyaretinde iki ülke arasında hedeflenen ticaret hacminin arzulanan seviyeye gelmemesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ziyaretin önemli başlıklarından birinin bu olduğunu savundu.
O dönem 2015 için konulan 50 milyar dolar hedefinin 27 milyar dolarda kaldığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu açığı nasıl kapatırız, bunları süratle görüşüp buna göre de adımlarımızı atacağız. Yaklaşık olarak söyleyecek olursam 3 milyar dolarlık bizim ihracatımızın karşılığında 24 milyar dolarlık Çin Halk Cumhuriyeti’nin bize ihracatı var. Aradaki ticaret açığı, baktığımı zaman, 21 milyar dolar gibi bir ticaret açığı var ki bu açığın kapatılmasında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye sağlayacağı imkanlar inanıyorum ki dengeyi de getirecektir. Buradaki gümrük uygulamalarında ciddi manada bazı yaşanan sıkıntılar var. Bu görüşmelerin yapılmasıyla birlikte bunların giderilmesi inanıyorum ki bu açığı çok da süratle kapatacaktır."
TÜRKİYE 'ŞANGAY İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI'NA TAM ÜYELİK İSTİYOR
"Şangay İşbirliği Teşkilatı ve Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" anlayışında Türkiye'nin önemli rol oynayacağı" sorusuna ilişkin, bu konuda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile çok defa görüşmelerinin olduğunu, özellikle burada Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Başbakan Li Kıçiang ile de görüştüklerini ifade eden Erdoğan, Hindistan ve Pakistan'ın katılımıyla farklı bir sürecin başladığını ve Türkiye'nin Şangay İşbirliği Teşkilatı kapsamında diyalog ortaklığından tam üyeliğe dönüşmesini istediklerini aktardı.
Tam üyelikle 1,5 milyarlık İslam dünyasıyla Şangay İşbirliği içinde çok daha farklı bir işbirliği sürecinin başlayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki gücün daha da artacağını ve Avrupa, Asya ötesinde bir de İslam dünyasıyla bir bütünleşmenin de başlangıcı olacağını ifade etti.
Çin'in önderliğinde kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası'na (AAYB) ilişkin Erdoğan, "Bu adımın atılmış olması da önemli bir adımın aslında başlangıcıydı. Şu anda bu adım artık atıldı. Bundan sonraki süreçte Japonya, Amerika, onlar da bu süreci farklı bir şekilde değerlendireceklerdir" diye konuştu.
Türkiye'nin AAYB'ye, bulunduğu nokta, stratejik ve coğrafi konumu itibariyle çok şey katacağını vurgulayan Erdoğan, bu konuda Türkiye'nin kararlı bir duruşu ve katkısının olacağına inandığını belirtti.
RUSYA İLE İLİŞKİLER AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ayrıca, "Şu anda da zaten bu adımları dünya finans sektörü itibariyle de önemsiyoruz. Bu Altyapı Yatırım Bankası bana öyle geliyor ki özellikle üye ülkelerin uluslararası yatırımlarda çok büyük bir finans kaynağına sahip olmasını ve bunun yanında dayanışmayı ciddi manada artıracaktır" dedi.
"Rusya'ya ambargo uygulanmaya başlandığı dönemde Putin'in Türkiye ziyareti ekonomik ilişkileri güçlü olmasına temellendirecek ziyaret miydi?" sorusuna Erdoğan, Rusya ile stratejik anlaşmanın var olduğunu, doğalgazın büyük bir kısmının Rusya'dan temin edildiğini, Rusya'ya olan yaptırımlar içerisinde yer almadıklarını ve Rusya ile ilişkilerin aynı kararlılıkla devam ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Siyaset ülkelerle işbirliği sürecinizi kesinlikle A’dan Z’ye atma işbirliğini kesme sanatı değildir. Görüş ayrılıklarınız olabilir ama belli konularda yine işbirliğini devam ettirirsiniz. Basit bir örnek olarak İran’a her türlü yaptırımın uygulandığı bir dönemde nükleer noktasındaki anlaşmanın sağlanmış olması manidardır. Bunun için Şangay işbirliğini biz Türkiye olarak bu bakımdan da çok önemsiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yükselen, parlayan bir ülke olarak ve sosyo-kültürel dönüşümüyle dikkati çeken Türkiye'nin tarihi, dil ve kültür açısından Avrasya bölgesine yakın olması hasebiyle bazı uluslararası odakların Türkiye endişelerine ilişkin, kabullenmesi mümkün olmayan çirkin bir yaklaşım olduğuna vurgu yapan Erdoğan, " Türkiye, siyaseti, ekonomisi, kültürüyle aslında güvenli bir limandır" dedi.
Türkiye'nin milli geliri, ihracatı, dünya ekonomisindeki yerinin ortada ve bütün arzunun dünyada tüm ülkelerle diyaloğu geliştirmek olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Ama bir hazımsızlık var. Bu hazımsızlık özellikle bir demokratik cumhuriyet olarak düşündüklerimizi, inandığımız gibi söylemekten kaynaklanıyor. Herhalde birileri de 'Düşündüklerinizi söylemeyin, biz ne düşünüyorsak onu söyleyin' diyorlar. Demokrat bir siyasetçiye de bu yakışmaz. Bizim bir ilkemiz var, kendimiz için ne istiyorsak diğerleri için de onu istiyoruz. Barışın ve istikrarın egemen olduğu bir dünyayı kuralım istiyoruz."
"DAEŞ TÜRÜ TERÖR ÖRGÜTLERİ BİZE GÖRE İSLAM DIŞIDIR"
İslam'da aşırıcılık olmadığını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İslam aşırılıkları reddeder ve orta yolu tavsiye eder. Bu sevgili Peygamberimizin ifadesinde kendisini bulmuştur, 'İşlerin en hayırlısı orta olanıdır'. Kaldı ki İslam, 'silm' kelimesinden gelmektedir. Bunun anlamı ise barıştır. İslam bir kişinin öldürülmesini tüm insanlığın öldürülmesi olarak görür. Bir insanın hayat bulmasına aracı olmayı ise tüm insanlığın hayat bulmasına aracı olmak olarak görür. DAEŞ türü terör örgütleri, hepsi bize göre İslam dışıdır. Bizde bir söz var, 'Bal bal demekle ağız tatlanmaz'. Yani 'Biz İslamız' veya 'Müslümanız' demekle Müslüman olunmuyor. Yaptıkları terördür. İslam'la bu işin ilgisi yoktur."
Erdoğan, Çin'den füze alımına ilişkin, "Bu konuda aslında bitmiş bir şey yok. Ama bizim Çinli dostlarımızla bu ilk etapta yaptığımız bazı görüşmeler vardı. O da müşterek üretime girme hususuydu. Biz bunu başarmanın azmi içerisindeyiz ve bunun da sözünü almıştık. Bu konuda eğer adımı atabilirsek bizim kararlılığımız yerindedir. Çin ile böyle bir adımı atmayı arzu ederiz "diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine yönelik eleştirilere ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:
"Bunun takdirini ben hep milletime bıraktım. Son seçimlerde de milletim yüzde 52 oyla beni Cumhurbaşkanlığına getirdi. Ben milletime hep şunu söyledim, 'Sizlere efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldim'. 40 yıllık siyasi hayatımda da hep bunu yaptım. Batı dahil olmak üzere bazı farklı muhalif çevreler bana bir çok yakıştırmayı yaptılar. Her türlü hakareti de yaptılar ama bir taraftan da çok çirkin yakıştırmalar yaptılar. Kötü söz sahibinindir. Ben milletimi seviyorum, milletimle yürüyorum."
Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti ile iş birliğini kazan-kazan esasına dayalı olarak sürdürmeyi temenni ettiklerini de sözlerine ekledi.