Cumhurbaşkanı, günübirlik Rusya ziyareti sonrası gündeme dair çok çarpıcı açıklamalar yaptı.
Erdoğan'ın uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalar şu şekilde;
Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasında görüş ayrılıkları var. Bu çerçevede bir ilerleme kaydedilebildi mi?
Dışişleri bakanlarımız bu konuda geçen hafta Soçi’de bir görüşme yapmışlardı. Oradan hareketle bazı adımlar atılabilir mi diye bir düşüncemiz var. Mesela ilk etapta, Türkiye, ABD ve Rusya, üçlü bir adım atsalar; Dışişleri bakanlarımız bu konuyu değerlendirmek üzere bir araya gelseler. Bilahare Suudi Arabistan ve İran’ın katılımlarıyla bu beşli de olabilir. Daha sonraki süreçte buna AB, Katar ve Ürdün de dahil olabilir. Bunları aramızda konuştuk.
DAİŞ'LE ESED KOPUK DEĞİL
Bahsettiğiniz üç ülke bir araya geldiklerinde, toplantının içeriği ne olacak?
Suriye meselesinde konu genelde bir noktada kilitleniyor: Esedli bir Suriye mi olacak yoksa Esedsiz bir Suriye mi? Kimileri Esed ile devam edilmesinden yana. Biz de diyoruz ki, normalleşme için önce bir geçiş süreci olmalı. Geçiş süreci sonrasında Suriye’de Esedli bir yönetim düşünülemez. DAİŞ, Esed’den kopuk gibi gözükse de esasen Esed’den kopuk değil. DAİŞ’in en büyük destekçisi Şam rejimidir. Esed ülkenin yüzde 15’ini kontrol edebiliyor. Şam’dan başlayıp Humus, Hama üzerinden Akdeniz’e açılan bir butik devlet kurma peşinde.
Rusya’nın Suriye’de askeri varlık girişimleri hız kazandı. Bu durum Türkiye’nin terörle mücadelesini nasıl etkiler?
Ruslar, ‘Türkiye için terör konusunda herhangi bir olumsuzluğa biz asla göz yummayız’ diyorlar. ABD PYD'yi savunabiliyor ama Ruslar ABD'nin bulunduğu yerde değiller.
BEN O TUZAĞA DÜŞMEM
Bazı kesimlerin kurucu genel başkanı olduğunuz AK Parti’de fitne çıkarma peşinde olduğundan söz ediliyor. Bunun bir tuzak olduğunu söyleyenler de var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
(Tebessüm ederek) Bu konuda bir şey düşünmek istemiyorum.Şunu biliyorum. Türkiye, 2023 hedeflerini inşallah yakalayacaktır. Tuzağa düşenler olabilir tabii. Ama ben, birilerinin kurduğu o tür tuzaklara düşmem.
Gerek Ankara’da gerek İstanbul’da teröre karşı mitingler de yapıldı. İstanbul’daki mitinge siz de katıldınız. İlgi nasıldı mitinge?
Kısa sürede kararlaştırılmış ve de bayram öncesinde yapılmış olmasına rağmen ilgi son derece iyiydi. Emniyetin verdiği rakama göre yaklaşık 1 milyon kişi katıldı bu mitinge. Beklenen neticenin alındığına inanıyorum. Bu tür şeyler olacak. Milli ve yerli liderler, seçim sath-ı mailinde de bunlara sahip çıkacaktır.
Sivil kayıplar iddiasıyla terör örgütünün bölge halkı nezdinde propaganda yapmaya çalıştıkları da bir gerçek. Halka tavsiyeniz nedir?
Terör konusunda dik duruş önemli. Bu açıdan bazı vilayetlerdeki vatandaşlarımızın terör karşısında dik durmalarını takdirle karşılıyorum. Terör örgütünü arkasına alan malum parti yalanı bolca kullanıyor. Yalanlarla kendisine oy devşirmeye çalışıyor. Bu yalanlar karşısında milletimize doğruları anlatmak büyük önem taşıyor.
HEP YALANA DAYANDILAR
Hükümetin vakti zamanında terör örgütüne Öcalan’ın serbest bırakılması da dahil çeşitli sözler verdiği; bunların yerine getirilmemesinin yeniden çatışma ortamına yol açtığını ileri sürenler de var...
Bunların tümü yalan. Mesela Sayın Bahçeli, Başbakan olduğum dönemde benim Öcalan’la görüştüğümü, hatta AK Parti’den bazı siyasetçilerin de görüştükleri iddiasında bulunmuştu. "İspat edersen siyasetten çekileceğim" demiştim... Cevap gelmedi tabii. İspat edemediler ama zaman zaman bu tür şeyleri tekrarlamaktan da geri durmadılar. Şahsımla, ailemle, özellikle MİT’le ilgili olarak, hep yalan tekrarına dayanan bu yöntemi kullanıyorlar.
HDP BARAJ ALTINDA KALIRSA RİSK OLMAZ
Son olarak, HDP ile ilgili bir soru sormak istiyoruz. Bu parti önümüzdeki seçimlerde baraj altında kalırsa bu ülkemiz açısından bir risk midir?
Tabii ki risk değildir. Demokrasilerde sandıktan çıkan neticeye razı olunur. Kaldı ki bahsettiğiniz parti 80 vekil çıkardı da ne oldu? Her tarafı yakıp yıkmadılar mı? Hangi parti olursa olsun, barajın altında kalan neticeyi kabullenmek durumundadır.
7 HAZİRAN ÖNCESİ GİBİ OLMAYACAK
Merak edilen bir konu var: 1 Kasım seçimleri için meydanlara inecek misiniz?
Geçen 7 Haziran seçimlerinde, devletin birikmiş bir çok resmi açılışları vardı. Bunların açılışlarını yapmamızı istedikleri için bu talepleri yerine getirmiştik. Şimdi o türden bir durum söz konusu değil. Ama özel sektörün yaptığı bazı ciddi yatırımlar söz konusu. Onlarla ilgili birkaç açılış olabilir. Ekim ayı içesinde malum Strasburg’da bir salon toplantısında vatandaşlarımızla bir araya geleceğim, Brüksel’de bir ödül törenine katılacağım, Japonya ziyaretim olacak. Almanya’da da vatandaşlarımızla buluşma olabilir. Önümüzdeki süreçte, Washington’a gidip orada malum külliyemizin açılışını da yapacağız inşallah.
ANLADIKLARI DİLDE MUKABELE DECEĞİZ
Türkiye’nin terör örgütüne karşı düzenlediği operasyonlar karşısında bazı Batılı yetkililerin ''orantılı güç'' çağrısı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terörle mücadelede gereken neyse yapılır. Teröristlerin anladıkları dil neyse kendilerine o şekilde mukabele edeceksiniz. Bu işin orantısı olmaz. Kandil’e operasyonlar niye yapılıyor? Ülkemizin, vatandaşımızın güvenliğine yönelik terör tehdidini ortadan kaldırmak için.
KARŞI ÇIKANLAR MİLLİ OLMAYANLARIN MAŞASI
Sizin, ''550 yerli ve milli vekil'' ifadenizden rahatsız olan kesimler oldu. Hatta bir gazete, AK Parti’deki Kürt kökenli vekillerin fotoğraflarını basarak, yerli ve milli tanımıyla örtüşmediğini savundu.
Bu tam bir akıl tutulmasıdır. Benim yerli ve milliden kastım, bu memleketin dertleriyle dertlenen insanlardır.. Bu tanımda, Türk, Kürt biçiminde herhangi bir ayrımcılık yok. “Yerli ve milli” tanımından rahatsız olanlar, bunu çarpıtarak bundan ayrımcılık çıkarmaya kalkışanlar, milli kimdir gayri milli kimdir farkında bile değiller. Başlıkları bile üst aklın tavsiyesiyle attıklarını düşünüyorum. Üst akıl yerli ve milli olmayacağına göre, onlar da yerli ve milli olmayanların maşası konumunda...
PARALEL YAPILARA MÜSAADE YOK
Kısacası siz, milli ve yerli ifadesinin etnisiteyle bir ilgisi olmadığını söylüyorsunuz...
Elbette ilgisi yok. Dikkat ederseniz ben uzun zamandır dört başlığı hep işledim: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Tek millet, toplumdaki tüm etnik unsurları kapsıyor. Kürt, Türk, Çerkez, Abaza, Arap, kısacası bütün etnik unsurlar dahildir millet kavramına. Bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapılmasına müsaade etmeyiz. Tek devlet diyoruz. Çünkü paralel devlet yapılanmalarına izin veremeyiz. Paralel devlet sadece malum yapı ile alakalı değil. Sözüm ona özyönetim diyerek paralel yapılar oluşturma teşebbüslerine de müsaade etmeyiz.