Sosyal Doku Vakfı tarafından yapılan açıklamada, "Onursal Başkanımız Nureddin Yıldız, toplam 116 dersten oluşan “Kadın Fıkhı Okulu” üst başlıklı sohbet serisinin “Çocuk Evliliği İstismardır” bölümü, bazı yayın organlarınca tamamen yanlış anlaşılabilecek şekilde cımbızlanarak haber yapılmış ve kamuoyu yanlış bilgilendirilmiştir.
Her ne kadar sohbetin devamını izleyenler ve konuyu araştıranlar, gerçeğin tamamen farklı olduğunu görmüş olsa da kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu açıklamayı zaruri görmekteyiz." denildi.
Konuyla ilgili yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için basın-yayın kuruluşlarına gönderildiği ifade edilen açıklamada, daha önce de benzer haberlerle medyada Nureddin Yıldız Hoca'nın sözlerinin çarpıtıldığı da hatırlatıldı.
Açıklamada, "Medyada yer alan her çarpıtmaya, art niyetli her habere karşı bir basın açıklaması ile cevap verecek imkan ve zamanımızın olmadığını bildirir, medyada sürekli gündem olmak gibi bir düşünceden de Allah’a sığınırız. Hatırlatmak isteriz ki Nureddin Yıldız Hocamızın bu sözleri daha önce, muhtelif zamanlarda yapılan sohbet ve derslerinden kesilerek gündeme getirilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Dersin konusunun “Çocuk evliliği istismarı" olduğuna özellikle vurgu yapan Vakıf, meselenin daha iyi anlaşılması için sohbetin tamamını içeren bir metni ve görüntüyü de açıklamaya ekledi.
İŞTE YILDIZI HEDEF TAHTASINA KOYAN KONUŞMANIN METNİ:
Soru: Nureddin Yıldız Hoca böyle bir sohbeti neden yapmıştı?
Cevap: İslam tarihinde ve fıkhında bir şekilde yer almış ancak sonradan istismar edilmiş bir çok mesele gibi erken evlilik konusu da istismar edildiği için, günümüz İslam Alimleri bu suiistimale karşı mücadele etmektedirler. Nureddin Yıldız Hocamız da bu mücadeleyi destekleyip diri tutmak için “Çocuk Evliliği İstismardır” başlıklı sohbeti yapmıştır.
"NURETTİN YILDIZ SOHBETİNDE, ÇOCUK İSTİSMARINI TEŞHİR VE TENKİT EDİYOR"
Soru: Nureddin Yıldız Hoca sohbetin bir bölümünde “henüz akil baliğ olmayan kız ya da erkek çocukların evlenmesi fıkhı açıdan caizdir” diyor. Neden?
Cevap: Sohbet iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde durum tespiti, ikinci bölümde ise bu konuda yaşanan suiistimalin teşhir ve tenkiti vardır. Medyada yer alan kısım “durum tespitidir”. Evet, İslam tarihinde ve fıkhında böyle bir durum vardır ve Nureddin Hoca da bunu dile getirmiştir. Ki bu konu dört mezhep alimleri dahil herkes tarafından ortaya konulan ve teşvik edilmeyen fıkhî bir durumdur. Ancak sohbetin ikinci bölümü yani devamında ise bu meselenin nasıl suiistimal edildiği teşhir edilmekte ve tenkit edilmektedir. Maalesef sohbetin devamındaki bu bölüm, çarpıtma amacıyla yapılan haberlerde kesilerek yayınlanmamıştır. Oysa sohbetin amacı zaten bu konuda yaşanan suiistimal ve istismarı tenkit etmektir.
Soru : Sohbetin devamında Nureddin Yıldız Hoca ne demiştir?
Özet metin: ”… Şeriatımız İslam’ın evliliğe ruhsat vermesi, yaş sınırı olmadan küçük çocukların da evliliğine (evlilik akti) izin vermesi ve ya velilerinin onları evlendirebileceğini söylemesi, tavsiye niteliğinde değildir. Aksine kerahetle (tiksinme düzeyinde hoş karşılanmamakla) beraber izin verdiği bir şeydir…”
Muasır alimler, çocuk istismarına karşı harekete geçmiştir
“… Bu hususta dinlediğimiz gibi, Kur’an’ın çok açık bir hükmü var. Hadisi şerifler var. Fukahanın bu konuda ciddi ittifakı var, mezheplere göre farklı denecek bir durum yok.
Ama, muasır ulemamız bu hususu tartışmışlardır, farklı meclislerde. Bu dersi hazırlarken, kimin ne dediğine, muasır derken son elli yıl içinde yazan, çizen, konuşan ulemayı kastediyorum. Ciddi bir şekilde araştırmışlar, çalışmışlar, dikkat çeken bir husus, bu asırda yaşayan ulema bu asrın suiistimallerine dikkat ederek, evliliğe bir alt yaş sınırı getirmenin, ciddi bir şekilde bir fitneyi önleme, laçkalığı önleme olacağını düşünüp ‘uygundur, getirilebilir, bu şeriatın hükmünü değiştirmek değildir. Bilakis çocukların heder edilmelerini, çocukların mal uğruna, şu uğruna ve ya işte, cinsel ihtiraslar uğruna heder edilmelerini engeller’ diye bir tedbir önerisinde bulunmuşlar. Buna bağlı olarak da, halkı Müslüman olan ülkeler fetva aldık diye, böyle bir genelge çıkarmışlardır…”
"İNSAN KENDİ DOĞURDUĞU ÇOCUĞU 8-10 YAŞINDA ZİFAF ODASINA NASIL KOYAR"
“…Yani Müslüman insanlar eğer, 7 yaşında 10 yaşında küçücük çocuklarını zifaf odalarına koyuyorlarsa, alimler ve devlet erbabı önce, anaların ve babaların şefkat ve merhametlerinin nereye gittiğini araştıran bir kanun çıkarsınlar o zaman. Kendi doğurduğu çocuğu insan kurda yem eder de, 8 yaşında zifaf odasına nasıl koyar?!..”
“…Şimdi buradaki bu hassasiyeti suiistimal ediyorsa Müslümanlar, babalar sırf 5-10 kuruş elde etmek için, zengin bir damat, zengin bir kayınpeder, yahut ta işte evde yeniden yüzümüz mal görsün biraz, para bizde kalsın gibi, yani 3 kuruşluk dünya menfaatine, doğurduğu kızını feda ediyorsa anneler-babalar, Müslümanlar küçük yaşta çocuk evlenmesi caiz mi, değil miden önce ‘bunlar ana mı? bunlar baba mı’ diye soru sormalıdırlar. Bunlar baba mı bunlar ana mı? bunların hepsi zindanlara alınsın teklifine de sıcak bakarız.
Önce halledilmesi gereken budur. Çocuğunun üzerinden para kazanıyor olduktan sonra bir Müslüman, bunları konuşmaya gerek yok artık. O zaman bu iş bitti! Çocuğunun üzerinden para kazanan bir anne-babadan her şey beklenir demektir…”
“… Bunlar baba mı? Bunlar ana mı? ‘Bunların hepsi müşahede altına alınsın, zindanlara alınsın’ diye bir teklife de sıcak bakarız. Bu kadar evladına merhametsiz olan, evladının üzerinden servet kurmaya çalışan bir insanı da, nasıl Müslüman olarak, sen Müslümanların camisine geliyorsun diye tenkit ederiz herhalde.