Isparta'da bir grup, toplumda işaret dili kullanımının yaygınlaşması amacıyla bir araya gelerek İşaret Dilini Sevenler Derneği'ni kurdu.
Isparta'da kurulan İşaret Dilini Sevenler Derneği'nin işitme engelli olmayan yöneticilerinden, aynı zamanda SDÜ'de öğretim üyesi olan Ahmet Çoymak, tesadüfen Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'nde görevli işaret dili tercümanı Melike Aydın ile tanıştıklarını ve derslere başladıklarını belirterek, şu anda ikinci eğitim programının düzenlendiğini söyledi. İşaret Dilini Sevenler Derneği'nin kuruluş hikayesini anlatan Çoymak, "Bir gün eşimle hafta sonunda otururken kapımızın zili çaldı. Kapıyı açtım. Karşımdaki kadın hayat hikayesini anlatma şansını buldu. Hayat hikayesinden üzüldük ve bir kadın olarak daha sürdürülebilir yardım alma şansı olabileceğini düşünerek Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne gittik. Yetkililer kendisini değerlendirmeye alacaklarını söylediler. Orada tesadüfen yeni atanan işaret dili tercümanı Melike Aydın ile tanıştık ve bu programı başlatma şansı bulduk. Daha sonra doğuştan işitme engelli, son derece yetenekli olan Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi Fatih'le tanıştık. Hayatımda ilk kez işaret dili dışında başka dil kullanamayan biriyle görüşme fırsatım oldu. Onun etrafındaki bir çok işitme engelli dernek kurma heyecanı içindeydi. Beni de davet ettiler ve birlikte İşaret Dilini Sevenler Derneği'ni kurduk" dedi.
"KENDİ ENGELLERİMİN FARKINA VARDIM"
İşitime engelliler için birçok dernek, eğitim programları olduğunu belirten Çoymak, bu derneği özel kılan faktörün işaret diliyle özdeşleşmesi olduğunu ifade etti. Çoymak, "Yani bu dille doğmak zorunda değilsiniz ya da bu dilin konuşulduğu bir aile içinde de olmak zorunda değilsiniz. İşitme engelli olmak zorunda değilsiniz. Burada aslında biz engelli tanımını biraz değiştirdik. Başlangıçta işitme engelliler için çok şey yapılabilir. Onların toplumda görünürlüğünü sağlarız, onlara bir şeyler katabiliriz dişe düşündüm. Ancak daha sonra bu düşüncelerimden utandım. Onlarla hayatı paylaştıkça onlardan kazanacağım çok şey olduğunu, bu dili bilmeyerek aslında kendimin de engelli olduğunu anladım. Bizim zihnimizde kurduğumuz engeller var. Ben bu dernekte kendi engellerimin farkına vardım. Karşılıklı engelleri ortadan kaldırmak için kurulmuş bir dernek olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.
Kendisinin bu dille henüz üç ay önce tanıştığını kaydeden Çoymak, "120 saat alınan temel eğitim sizin onlara yardımcı olmanıza yeterli bir süreç ama tam anlamıyla bir dil eğitim alacaksınız. Uzun soluklu iki yıllık bir çalışma gerekiyor. İlk başta işaret dilinin evrensel bir dil olduğunu düşünüyorduk. Aksine her ülkede farklı olduğu gibi şive ve ağız farklılıkları da var. Bu iletişime problem değil. Eğitim sürecinde kazandığınız en önemli farkındalıklardan biri de işaret dinin bir dil ve kültür grubu olduğu. Biz Türkçe işaret dilini öğreniyoruz ama bu kendi anlatım biçimi olan başlı başına bir dil" açıklamasında bulundu