SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Erol Kesici, su kaynaklarını korumak için yasaların çıktığını fakat bunların uygulanmadığını savundu.
Kesici, “Su kaynaklarını korumak için özel hükümler diye yeni yasa çıktı. Bu zaten daha önce tatlı su kaynaklarının korunmasıyla ilgili hükümlerin sanki yeni bir şeymiş gibi gündeme sunulması oldu. Uygulanırsa çok çok önemli ama siz, ‘Burayı korumak için biz yasa çıkardık’ deyip yasaları uygulamadığınızda bunun bir anlamı kalmıyor. Su kaynaklarını kirleten faktörler belli. Geçen sene Karacaören’de tonlarca balık öldü. Bunun nedenleri belli. Siz gelip de, ‘Biz şöyle bir hüküm uyguluyoruz’ diyorsunuz. Peki daha önce çıkardıklarınıza ne oldu? Buranın nasıl korunacağı, baraj yapıldıktan sonra ne olacağı belli. Ama siz yasayı uygulamadıktan sonra değil özel hükümler, ekspres hükümler de koysanız hiçbir işe yaramayacaktır” dedi.
“POLİTİK BAKIŞLA HALLEDİLEMEZ”
Şu anda su kaynaklarının geldiği durumun ortada olduğuna dikkat çeken Kesici, “Sularımız gittikçe azalıyor. Su çok hızlı kirleniyor. Kirliliği tolere edemiyor. Siz parasal müeyyidelerle de bunun önüne geçemezsiniz. Öncelikle dürüst olmamız lazım. Doğaya ne kadar saygılı davranırsak o kadar faydasını göreceğiz. Eğer su sağlıklı olursa biz de sağlıklı oluruz ama bakıyoruz bugün artan hastalıkların nedeni belli. İçtiğimiz yediğimiz yer doğa. Doğa kirliyse biz de kirliyiz. Karacaören Barajı, Antalya’nın içme suyu kaynağı ama geçen ay oradaydık ve aşırı derecede kirlilik var. Oysa bu kirliliğin nedenleri de belli, yapılacaklar da belli. Birazcık vicdan sahibi olalım, gerçekleri görelim. Bu işi politik bakışla maalesef halledemiyoruz” açıklamasını yaptı.
Suyun korunmasına öncelikle insan olduğumuz için önem vermek zorunda olduğumuzu belirten Kesici, şunları söyledi:
“Vicdan sahibi olmak durumundayız. Para kazanmak için kaynağı kirletmek hangi vicdana sığar? Bugün her taraf kirlenmiş vaziyette. Her tarafta balık ölümlerini görüyoruz. Bu çözülmeyecek bir problem değil. Gözümüz görüyor, kimin kirlettiğini, nasıl kirlendiğini biliyoruz. Zaten vicdanlı ve dürüst davranırsak orayı kirletmemiz mümkün değil. Doğayı kirletirken, kirletmeyenlerin ne suçu var, diğer canlıların, gelecek kuşakların ne suçu var? Onlara sağlıksız hastalıklı bir ortam bırakmaya ne hakkımız var? Türkiye’de en çok şişelenmiş su satılıyor, bu bile tehlikeli. Bu illet kansere yakalanmamak için temiz su içmemiz gerektiğini, sağlıklı gıdalar yememiz gerektiğini hekimler söylüyor ama şimdi bile bile Lades demenin anlamı yok. Para ne yazık ki sağlığımızın da yasaların da vicdanın da önüne geçiyor.”
“SEN ATIĞINI BALIK YEDİĞİM SUYA ATAMAZSIN”
Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çözüm, kirlettiğiniz pislediğiniz yeri öncelikle temizlemek. Sonra da çıkarılacak yasayla buranın kirletilmemesi için kesin önlemler almak. İşte, ‘Şu bizim adamımız, bu patron, ona yanaşılmaz, siyaseten o şudur.’ Bunlar hep böyle oldu. İyi de benim suçum ne? Ben çevreyi korumak için bir sürü mücadele veriyorum ama birkaç kişinin sanayi atıklarıyla su kirleniyor. Tamam sanayiye de ihtiyacımız var ama sen atığını benim içme suyu olarak kullandığım, balık yediğim, omates yediğim suya atamazsın. Bu bir katliamdır. Arıtmanı yap. Bunun nasıl arıtılacağı belli. Özel hükümler dünyayı yeniden keşfettirmeyecek. Eğer daha önce yasalar uygulansaydı zaten bu hükümlere gerek kalmayacaktı.”
“ŞU HALİYLE TARIMSAL SULAMADA BİLE KULLANILMAZ”
Şu haliyle Karacaören Barajı’nın tarımsal sulamada bile kullanılamayacağını savunan Kesici, “Sen domates, patates yetiştireceksin, yiyeceksin, sonra da hasta olacaksın. Neden hasta olduğun belli. Eğer kirli suyu içersen kirli suda yetişen ürünü, balığı yersen hastalanırsın çünkü benim vücudumun yüzde 70′i su, domatesin yüzde 90′ı su. Her şey suyla oluyor. Su iyiyse ben iyiyim. O halde suyu koruman gerekiyor” diye konuştu.
“Su kaynaklarının atık deposu olarak kullanılması ilkelliktir” diyen Kesici, “Eğer günümüzde insanlar içtikleri, besin elde ettikleri ortamı foseptik çukuruna dönüştürüyorlarsa bu cahilliktir, ilkelliktir. Biz tarıma da endüstriye de mermerciliğe de karşı değiliz. Elbette bunlar olacak ama sen çöpünü suya atmayacak, nehre dökmeyeceksin. Para kazan ama biraz paranı atıklarını bertaraf etmek için kullan” açıklamasını yaptı.
Gülses