Isparta Ortak Akıl Platformu, 7 Haziran 2015 Pazar günü yani bu hafta sonu yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimlerinde ‘Yeniden Güçlü Türkiye’ sloganıyla yola çıkan Ak Parti’yi destekleme kararı aldı. Platform, bu durumunu dün yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
Memur – Sen İl Temsilciliğinde gerçekleştirilen basın toplantısına; Memur – Sen İl Temsilcisi Osman Akçil, Eğitim Bir – Sen Isparta 2. Nolu Üniversite Şube Başkanı Abdülkadir Bulgurcu, Müstakil İşadamları Derneği (MÜSİAD) Isparta Şube Başkanı Selim Mustafa Özkutlu, Gül Kur’an Kursları Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ünal ve açıklamaya destek veren diğer sivil toplum kuruluşları; Beyazay Derneği Isparta Şubesi, İHH Isparta Şubesi, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Isparta Kültür Eğitim ve Hizmet Derneği, TÜMSİAD Isparta Şubesi, Kültürevi Derneği, Eğitim Bir – Sen 1. Nolu Şube Başkanlığı, Hak – İş Isparta Şubesi, Hayırlar Derneği Başkanlığı, Gülbu Derneği Başkanlığı, Birlik Vakfı Temsilciliği, TÜGVA Isparta Temsilciliği, Osmanlı Ocakları Isparta Şubesi, Osmanlı Ocakları Dergisi Isparta Temsilciliği, Yeni Türkiye Gençlik Platformu’nun desteklediği ortak bildiriyi platform adına Memur – Sen İl Temsilcisi Osman Akçil okudu.
Akçil açıklamasında; “Türkiye’nin tarihsel sürecinin farkında olan bizler; Vesayet zeminlerine, darbe(ci)lere, yasaklara ve “kutsal devlet” yalanına talip olan güç odaklarına, milletin egemenliğinin elinden alınması, istiklalinin riske atılması, tehditlere, tertiplere maruz bırakılması hususunda Ortak Akıl Platformu olarak milletimizle birlikte gerekli cevabı veriyoruz..
Menderes’in 1946’da “Yeter Söz Milletindir” itirazıyla başlattığı “vesayeti ifşa ve imha” yolculuğunun, son dönemde gerçekleştirilen sessiz devrimlerle “Artık Söz Sadece Milletindir” hitamıyla taçlanmasının paydaşları olarak, milletimizin “Yeniden büyük Türkiye’yi inşa” ve “Adil bir dünya” hedefleriyle yeni ufuklara doğru hızla yol alacağına inanıyoruz.
Özgürleşme, sivilleşme ve demokratikleşme adımları nedeniyle merhum Turgut Özal’a yaşatılanları, 54. Hükümetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a 28 Şubat’ın kirli kararları üzerinden dayatılanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Sivil iradeyi işlevsiz hale getirmek, millet iradesini yok etmek için kurulan tezgahlara, hazırlanan kumpaslara bir daha düşmeyeceğiz, bir daha asla izin vermeyeceğiz. Milletin egemenliğini çalmak, birliğimizi yok etmek isteyen küresel aktörlere ve onların içerdeki işbirlikçilerine de asla fırsat vermeyeceğiz. Bir asra yakın süre milleti, değerlerini ve devleti esir alan ve milletin yeniden egemen olmasıyla son bulan vesayet ikliminin, tekrar hakim olmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’yi IMF’ye ve emperyal güçlere muhtaç edenler ile milletin sesini ve medeniyetimizin sözünü yükseltenlere darbeye yeltenenlerin aynı odağın mensubu olduğunu artık biliyoruz.
Büyük bedeller ödememize, yoksullaşmamıza, özgürlüklerimizden, değerlerimizden yoksun kalmamıza neden olan o kara günleri geri getirmek isteyenlere sessiz kalmayacağız.
Bu idrakle; 27 Nisan’da e-muhtıra üzerinden gerçekleştirilen vesayet kalkışmasına karşı dik duranların yanında olacağız. Dışarıda yazılıp içeride sahneye konmak istenen gezi kalkışması senaryosuna, bütün sahneleri kapatan kararlı her duruşun arkasında duracağız. “Vesayete imkan yok; darbe fırsatı oluşturalım” hezeyanıyla okyanus ötesinden planlanan 17-25 Aralık darbe girişimlerini püskürtenleri, bu girişimlerin faili paralel tetikçilere hadlerini bildirenleri yalnız bırakmayacağız. Mütedeyyin Kürt kardeşlerimizi sindirme ve çözüm sürecini bitirme amacıyla 6 – 8 Ekim’de Kobani bahanesiyle sahaya sürülen “beyaz Türk-beyaz Kürt” işbirliğini çökerten sivil siyasi iradeye desteğimizi sürdüreceğiz.
Bizler; Siyasi ve ekonomik istikrarın devletler zaviyesinden, varlıklarının devamı güçlerinin artması noktasında temel parametre olduğunu düşünüyoruz. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın “makus talih” olarak pazarlandığı, özgürlüklerin risk olarak algılandığı, ötekileştirmenin zirve yaptığı, dışa bağımlı, ekonominin kısır döngüye mahkum, siyasetin cübbeli veya üniformalı vesayete mecbur bırakıldığı Türkiye fotoğrafının, artık mazide kalmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Siyasette, ekonomide istikrar sağlayamayan, dış politikada kararlı duruş ortaya koyamayan ülkelerin içine düştüğü durumu yakından gözlüyoruz. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yaşananların vatandaşlarına ödettiği ağır bedelleri takip ediyoruz. Buradan Mısır Müftüsüne bugün vereceği karar için şerden yana değil; Hak’tan yana olması çağrısında bulunuyoruz.
İnsanlarına vatandaşı olmanın onurunu yaşatan bugünün Türkiye’sinin, öncelikle son on yıllık süreçte devam eden siyasi ve ekonomik istikrarın sonucu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. İstikrarını sürdüren Türkiye’nin; sadece kendi ülkemiz ve milletimiz için değil Filistin, Suriye, Bosna, Kosova, Makedonya, Somali, Myanmar, Arakan, Doğu Türkistan ve medeniyet paydaşımız bütün ülkeler için, merhamet ve adalet bekleyen dünya mazlumları için de büyük bir güvence olduğuna inanıyoruz.
Medeniyet havzamızla birlikte insanlığın da adalet ve merhamet beklentilerinin umut ülkesi “Yeniden Büyük Türkiye” hedefine hiç olmadığı kadar yakın olduğumuzu düşünüyoruz.
Bu nedenle, eski Türkiye hayali kuranlara, etnik kimlik siyaseti yapanlara, milleti ve değerlerini yok sayanlara, yok etmeyi planlayanlara itibar etmeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın hayata geçmesine, ötekileştirme zihniyetinin bütünüyle sona ermesine, bin yıllık kardeşliğin pekişmesine, Çanakkale Ruhu’nun yeniden tesisine imkan sağlayacak çözüm sürecine milletimizle birlikte destek olacağız. Etnik kimlik, din, dil ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın Türkiye’yi, bütün vatandaşlarımızın öz vatanı, öz yurdu, ortak mirası kabul ediyoruz. Bu çerçevede, demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında Türkiye’yi zirveye taşıma iradesinin yanında yer alacağız. Yeni Anayasa’yı yeniden büyük Türkiye’nin önsözü ve yol haritası olarak görüyoruz. Bu anlayışla sivil, özgürlükçü, demokratik yeni Anayasa konusunda kararlı olacağız. Yeniden büyük Türkiye için koalisyonlara “hayır”, seçmenlerin koalisyonuna dayalı hükümete “evet” diyoruz. Medeniyet paydaşlarımızla güçlü ilişkiler kurmaya “evet”, medeniyet havzamızdaki mazlumlara sırt dönmeye “hayır” diyoruz. Ensar ahlakının bu çağdaki temsilcileri olarak, muhacir hükmündeki Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkmayı önemsiyor, onları sınır dışına çıkarmayı düşünenlere, katil Esed’e teslim etmeye heveslenenlere milletimizin teveccüh göstermeyeceğine inanıyoruz.
Kudüs’ü Yahudilerin mekanı olarak görmek/göstermek gafletine düşenlere milletimizin Kudüs’ün kendisi için ne kadar önemli olduğunu öğreteceğini düşünüyoruz. Milletimizin, Diyanet İşleri Başkanlığını kaldırma adı altında değerlerimize saldıranlara geçit vermeyeceğine yürekten inanıyoruz.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini müfredattan çıkarmayı vaat sananlara, milletimizin itibar edeceğini sanmıyoruz. Kutsalımız Kabe ile dünyevi meydanları bir tutanların, milletimizin gönlünde yer tutmayacağına inanıyoruz. İmam-Hatip okullarındaki gençlerin hayallerini yıkmak ve kesintisiz eğitime yeniden geçmek isteyenlere, milletimizle birlikte geçit vermeyeceğiz.
Başörtülü memura, öğretmene ve doktora kendi reklamlarında dahi yer vermekten kaçınanlara, milletin değerleriyle barışma fırsatını kaçırdıklarını hatırlatmak istiyoruz.
Tek başına iktidar ya da iktidar ortağı oldukları dönemlerde hukuksuz uygulamalarıyla vicdanlarımızı kanatanların, kaynağını açıklamaya zorlandıkları vaatlerle cüzdanımızı kabartacakları iddiasına milletimizin itibar etmeyeceğini görüyoruz.
Bütün bu gerçeklerden hareketle 7 Haziran’da gerçekleşecek 25. dönem milletvekilli seçimlerinde; Önce “insan”,mutlaka “demokrasi”,elbette “özgürlük”,sadece “sivil siyasi irade” anlayışıyla“çözüm süreci”, “yeni anayasa” ve “yeniden büyük Türkiye” hedeflerini gerçekleştirmeyi önceleyenleri önemsemek ortak kararımızdır” dedi.