Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu mermer sempozyumunda çevrecilere sermaye düşmanı olduklarını söyledi. Rektör İbicioğlu; çevrecilere sermaye düşmanı olduklarını, HES’lere ve RES’lere karşı geldiklerini, çevre ve doğayı düşünecekleri yerde ekonomik gelişmelere ve her şeye karşı olduklarını söyledi.
Ulusal Mermer ve Taş Ocakları Onarım Teknikleri Sempozyumu SDÜ Orman Fakültesinde başladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) işbirliği ile düzenlenen sempozyumun ilk gününde mermerin doğaya (Burdur’a) zarar verip vermediği tartışıldı. Faaliyet 18-20 Eylül tarihleri arasında devam ediyor. Sempozyumda Burdur, Isparta ve Antalya’dan katılımcılar ile akademisyenler söz aldı. Farklı oturumlarla farklı konuşmacılar ve sunumlar yapıldı.
SDÜ Rektörü İbicioğlu: “İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için üretim faktörlerini ekonomik ve bilinçli şekilde kullanmalıdır. Bu kapsamda Türkiye’de öne çıkan sektörler var. Maalesef Türkiye henüz bilgi toplumu olmadığından ve kaçmaktan kovalamaktan yorulduğundan en son kullanılacak özelliklerimize (madenlerimize) sarıldık. Biz ekonomik kaynaklar üretmek, çevreyi de korumak ve ihracat yapmak zorundayız. Çevreyi dengeyi sağlayarak koruyabiliriz.
Elektrik kesildiğinde laf ediyoruz, buna karşın nükleer enerji santrallere karşı çıkıyorsunuz. Bir yandan konforlu bir hayat istiyoruz diğer yandan “Elektriksiz yapamam ve nükleer enerji santrali olmasın” diyoruz. Nükleer Enerji Santrallerine karşı çıkıyorsunuz ama yanı başımızda Rusya var. Orada Nükleer Enerji Santrali var, orada bir problem olduğunda bizi de etkiler. Çevreciler daha ileri gidip, HES’lere bile karşı çıkıyorlar, bunu anlamak mümkün değil.
Madenci arkadaşlar çok büyük ekonomik riskler alarak çalışıyor. Gönül ister ki madenlerimiz ekonomik rezerv olarak dursun; doğal güzellik bozulmasın ve neden dışardan maden alıp biz işlemeyelim!
Çevrecilik adı altında bir takım ülkelerin kamuoyu oluşturduğunu biliyoruz. Kim ister bu ülkenin manzarasının bozulmasını, kim ister bir tek ağacın bile kesilmesini. Madenciler sanki vatan haini. Senin bir gün maden yerine ikame edebileceğin bilgi teknolojilerine dayalı, 500 milyon dolar ihracat yapan bir sektör bulursan madenleri hemen kapatalım.” dedi.
ARAPLARIN PETROLÜ VARSA BİZİM DE MERMERİMİZ VAR
Daha sonra söz alan İstanbul İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu, bir insanın madene karşı çıkabilmesi için arabasının anahtarını bırakması gerektiğini, sofrada çatalı ve bıçağı bırakması gerektiğini, apartmanlarda oturmaması gerektiğini belirtti. Kahyaoğlu maden ve mermercilerin sadece toplumda görsel kirlilikten kaynaklanan bir algı oluştuğunu, bunun farkında olduklarını başka da bir çarelerinin olmadığını vurguladı. “Arapların nasıl petrolü varsa bu petrol zamanla bitecek. Bizim ise madenlerimiz var. Bunlara sahip çıkmamız gerekir.”
MODA BURDUR BEJİ İSE ZAMANINDA DEĞERLENDİRMEK MECBURİYETİNDEYİZ
TÜMMER Başkan Yardımcısı Naci İlci “Biz devlete bir ağaç yerine neredeyse 10 ağaç parası veriyoruz. Bizim maden çıkarttığımız yerlerimizde ot bile bitmiyor. Bu algılarla suçlanmaktan bizim de canımız yanıyor. Ülkenin ve bölgemizin ekonomisi artacaksa dışa bağımlılıktan kurtulacaksak, dünyada gelişmiş ülkelerin arasında yer bulacaksak madenlerimiz satıldığı müddetçe para ettiği müddetçe çıkarmak mecburiyetindeyiz. Bakın bugün Burdur Beji mermeri para yapıyor, ülkemize döviz kazandırıyor. Bizler ciddi boyutlarda istihdam sağlıyoruz. Ama yarın bu mermeri satabilecek miyiz diye sanayiciler olarak önümüzü göremiyoruz. Milyon dolarlık yatırım yapıyoruz ama gelecekte bu mermeri satacak mıyız bilemiyoruz, bunun ülkemizde örneği var. Bazı bölgelerimizdeki mermerlerin şu anda alıcısı yok. Moda Burdur Beji ise zamanında ve yerinde değerlendirmek mecburiyetindeyiz.” dedi.