YILMAZ MORGÜL MÜZE VE ELİZİ MAĞAZASINA HAYRAN KALDI
Isparta Belediyesinin organizasyonu kapsamında şehre gelen Ahmet Çevik Tiyatrosunun oyuncuları, belediyenin Elizi Mağazası ile Gökçay Kavşağında bulunan Etnografya Müzesini gezdi. Sanatçı Yılmaz Morgül’ün de yer aldığı tiyatro ekibinde bulunan Ahmet Çevik, Selin Köktener, Yelda Alp ve Özgür Özgülgün, tamamen el emeği, göz nuru ile yapılan ürünler karşısında hayranlıklarını gizleyemedi.
Kültür Sinemasında tiyatro severlerle buluşan ünlü sanatçı Yılmaz Morgül ile birlikte Ahmet Çevik, Selin Köktener, Yelda Alp ve Özgür Özgülgün ilk olarak Isparta Belediyesinin Mimar Sinan Caddesinde bulunan Elizi Mağazasını gezdi. Isparta Belediye Başkanı Yüksek Mimar Yusuf Ziya Günaydın’ın ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette sanatçılar tamamen ipek iplikle, ipek kumaş üzerine işlenen tamamı el emeği göz nuru işler karşısında hayranlıklarını gizleyemediler. Yine mağazada bulunan ve Ahşap Sanat Merkezinde üretilen tamamı el işçiliği ile yapılan ahşap ürünleri de gören sanatçılar bolca fotoğraf çektirdi. Zaman zaman sosyal medyadan yaptıkları canlı yayın paylaşımları ile mağazayı tanıtan sanatçılar buradan Gökçay Kavşağındaki Etnografya Müzesine geçti.
Etnografya Müzesinin girişinde bulunan kapısı başta olmak üzere ahşap üzerine işlenmiş 3 boyutlu tabloları hayranlıkla inceleyen Yılmaz Morgül ve Ahmet Çevik, Selin Köktener, Yelda Alp ve Özgür Özgülgün buradan müzenin 10. katına çıkarak şehri kuşbakışı izledi. Ardından tek tek katları ve içerisinde barındırdığı binlerce halı, kilim ve diğer tarihi değerleri inceleyen sanatçılar, geçmişi günümüze taşıyan Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’a teşekkür ettiler.
Sanatçılar adına değerlendirmede bulunan Yılmaz Morgül, “Şaka Gibi tiyatro oyunu için Isparta’da bulunduk. Daha önce de defalarca konserler vermek için hemşehrim olarak kabul ettiğim bu şehirde yer almıştım. Osmanlı’dan, Atatürk Türkiye’sine kadar olan süreç içesindeki bütün geleneksel, tarihi, hem halı hem de ahşabı doku olarak günümüze taşıtan hem Elizi noktasına hem de Etnografya Müzesindeki bu yaklaşım sanatçı olarak beni çok etkiledi. Değerlerimizin altını, binlerce, milyonlarca kez çizmiş bu insanlar karşısında saygıyla eğildim. Ne mutlu bize ki, tarihimize, gelenek ve göreneklerimize, geleneksel halı ve ahşap işçiliğimize sahip çıkan Yusuf Ziya Günaydın gibi toplumun önünde insanlar var. Son sözüm de her zaman her yerde olduğu gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün özdeyişi bunları gördükten sonra Ne Mutlu Türk’üm Diyene diyorum” görüşlerinde bulundu.